"HANGİ EMEKLİ PAŞALAR HANGİ HOLDİNGLERDE NE İŞLER YAPIYOR?..." FATİH ALTAYLI ÇOK HASSAS NOKTALARA DEĞİNDİ!...
Hortumcuların bankalarının yönetim kurullarındaki paşaları defalarca eleştirdim. Teoman Koman´la bunu canlı yayında tartıştım.
Son bir Örnek
Emekli Oramiral Özden Örnek´le ilgili yazmaktan sıkılmaya başladım.
Ancak maskeler düşsün, kimin ne olduğu iyice anlaşılsın ki, biz de konuyu, en azından bir süreliğine kapatalım istiyorum.
Tümamiral Özer Karabulut ismini hatırlrar mısınız?
Hatırlatayım.
1995 yılında 3. Muhrip Filosu Komutanlığı'na atanmıştı.
Bu filoya bağlı TCG Yavuz fırkateyni, 1996 yılında Yunan Karasularında karaya otururak Türk Denizcilik tarihinin en büyük rezaletlerinden birine imza atarken, filo komodoru Özer Karabulut´tu.
Bu olaydan sonra Özer Karabulut kara görevine alınmış, Deniz Kuvvetleri Komutanı tarafından yazılı uyarıyla cezalandırılmıştı.
Karabulut bu uyarıya karşın iki kez dava açmış ancak hakkındaki sicil notu son derece olumsuz olduğu için bu davalar reddedilmişti.
Ancak ilginç olan, bu kazayla ilgili rapor Karabulut´u koruyan bir tavırla hazırlanmıştı ve altında dönemin Denetleme ve Değerlendirme Başkanı Koramiral Özden Örnek´in imzası vardı.
Karabulut´un bu sicille yükselmesi pek de beklenmezken, Tümamiralliğe kadar yükseldi.
Ve şimdi size ilginç bir bilgi vereceğim.
2001 yılının 31 Ağustos günü, yani Özden Örnek´in Oramiralliğe terfisinin ertesi günü, Tuğamiral Özer Karabulut, Oramiral Özden Örnek´in meşhur oğlu Burak Örnek´e İstanbul´da bir ev sattı.
Tuğamiral´den, Oramiral´in oğluna satılan ev İstanbul´da Maslak´ta.
Satış bedeli 35 milyar lira.
Yani o günkü değerle aşağı yukarı 16-17 bin dolar.
Buraya kadarı garip ama bundan sonrası daha garip.
Tümamiral Özer Karabulut´un kızı Merve Karabulut´un eşi Abbas Hilmi Karadağlı´nın şirketi 2002 yılı itibarıyla 44 adet Türk Silahlı Kuvvetleri ihalesi aldı. Bunlar arasında Özer Karabulut´un oturduğu lojmanın onarım ihalesi de var.
Bunları niye yazıyorum.
Temizliğin bir bütün olduğunu anlatmak için.
Kokuşmuşlukla, kayırmacılıkla her yerde mücadele etmek gerektiği için.
Kirli ilişkilere girinlerin temiz işler yapamayacağını bildiğim için.
Siyasetten beklediğimiz, istediğimiz temizliği her yerde istediğimiz için.
Bu tür işlere girenlerin elinin kolunun bir şekilde bağlanacağını bildiğimiz için.
Şimdi soruyorum, hangi emekli paşalar hangi holdinglerde ne işler yapıyorlar.
Bunu ilk kez sormuyorum.
1990´lı yıllarda da bunları defalarca yazdım.
Hortumcuların bankalarının yönetim kurullarındaki paşaları defalarca eleştirdim. Teoman Koman´la bunu canlı yayında tartıştım.
Vural Beyazıt´ı defalarca eleştirdim.
Siyasetçinin oğlunun bir işadamından burs almasını nasıl ayıpladıysak, aynı ayıp bir komutan için de geçerlidir.
Siyasetçinin iş dünyası ile alengirli işleri ne kadar ayıpsa, bir askerinki iki kat daha ayıptır.
Bunları bunun için yazıyorum.
Kurumları yıpratmak gibi bir derdim yok.
Derdim kurumların kendilerini yıpratmalarını engellemek.
Bunları yazarken üzülüyorum, midem bulanıyor, yüzüm asılıyor.
Ama yazmak zorundayım.
Bazıları da okumuk zorunda.
Ders almak zorunda.
Adam olmak zorunda.
Fatih Altaylı / HABERTÜRK