06 Mar 2011 15:14 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 12:06

HANGİ EKRAN YÜZÜ İŞSİZ KALINCA BABA MESLEĞİ OLAN KASAPLIĞA BAŞLADI?

Türkiye'deki medya sektörünün vefasızlığından nasibini alarak işsiz kaldığı dönemde baba mesleği kasaplığa adım atan sunucu kim?

Yıllarca televizyon muhabirliği yapan ve spiker olma hayaliyle diksiyon dersleri alan Banu Şahin, hayalini baba mesleği kasaplığa geçtikten sonra gerçekleştirdi. İşsiz olduğu dönemde babasıyla birlikte çalışmaya başlayan Şahin, hafta sonları da bir kanalın ana haber bültenini sunuyor

Banu Şahin, Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik bölümünü dereceyle bitirdi. En çok istediği şey de spiker olmaktı. Bunun için önce haberin mutfağını öğrendi. Bu arada diksiyon kurslarına gitti. TGRT’de canlı yayın muhabirliği yaptığı günlerde hayaline çok yaklaştığını hissediyordu ama Türkiye’deki medya sektörünün vefasızlığından o da nasibini aldı. "Mesleğimden başka bir iş yapmam," diyerek yıllarca ideallerinin peşinde koşan Şahin, sonunda şansına küstü ve ’baba ocağına’ sığındı! Banu Şahin’in babası Bilgin Şahin, 52 senelik kasap. Şu an Kanarya Et adında, Avrupa Birliği standartlarına uygun olarak toptan et ticareti yapan bir firması var. Aynı zamanda İstanbul Kasaplar Odası Başkanı. Kızı da son iki senedir, babasının yanında et işini öğreniyor. Fakat Banu Şahin geçtiğimiz aylarda, uydudan ve D-Smart’tan yayın yapan Tek Rumeli TV’nin ana haber bültenini de sunmaya başlamış. Ve ortaya bir ’kasap spiker’ çıkmış.

- Marmara Üniversitesi’nde gazetecilik okudunuz. Başka?
- Evet. Üniversitede okurken bir yandan da spikerlik kursuna gittim. Şimdi de Hakan Öztürk Medya Merkezi’ne devam ediyorum. Üniversitedeyken, Milliyet’te çalıştım. Cem Radyo’da ve Yaşam Radyo’da haber spikerliği yaptım. Sonra İngilizcemi geliştirmek için bir süre İngiltere’ye gittim. Türkiye’ye dönünce, Marmara Üniversitesi’nde Türkiye-Avrupa Birliği ilişkileri üzerine dört aylık bir eğitim gördüm. TGRT Haber’de çalışırken Türkiye’nin önemli siyasetçilerinden, terör uzmanlarından eğitim aldım. Bülent Ecevit, Rauf Denktaş vs. gibi kişilerden ders alarak Bahçeşehir Üniversitesi Siyaset Okulu’ndan mezun oldum.

- Televizyona nasıl geçtiniz?
- İlk Number 1’da başladım. Sonra TV8’de çalıştım bir süre. Üç yıl TGRT Haber’de canlı yayın muhabirliği yaptım. Daha sonra Star TV’de Ekostar diye bir ekonomi programında, sonra da atv’de Ekopazar diye bir programda çalıştım. FoxTurk’te Üreten Türkiye programını sundum. Haberin mutfağını öğrendikten sonra spikerlik yapmak istiyordum. En son bir-iki yıl işsiz kaldım. Haberin mutfağını bilmenin bana avantajı olduğu gibi şöyle bir dezavantajı da oldu: İnsanlar, nasıl başlıyorsanız öyle görüyorlar sizi hep. ’Yapabilir mi ki?’ diye düşünüyorlar. Halbuki niye yapamasın. Biz zaten yıllarca bunun eğitimini alıyoruz, uzun bir süre canlı yayın tecrübemiz oluyor. Spikerlik sadece yüzle, diksiyonla olacak iş değil ki zaten. Sonra dedim ki ’Demek ki bu kadar idealist olmamak lazım.’ Ve bir süre koptum hayalimden. İşsiz kalma ihtimali çok fazla bizim sektörde.

HAYVANCILIK, AB SÜRECİNDE SORUN
- Başka bir şey yapmayı düşünmediniz mi hiç?
- Babamın yıllarca emek verdiği bir işletme vardı ortada. Kaşıbeyaz, Mabeyin, Hacı Bozanoğulları gibi İstanbul’un çok iyi restoranlarına et veriyoruz. Ben AB eğitimi alırken, AB’ye giriş sürecinde en büyük problemimizin tarım ve hayvancılık alanında olacağı da belliydi. Sonuçta babamdan işi öğrenmeye başladım.

- Tek Rumeli kanalında haber spikerliğine başlamanız nasıl oldu?
- Babamın işine başladıktan biriki yıl sonra bana bir teklif geldi. SKY Turk’te Ekofinans programını yaptım önce. Şimdi de Tek Rumeli TV’deyim işte.

- Hafta içi et işi yaparken sizi ekrandan tanıyanlar oluyor mu?
- ’Aa, ben sizi bir yerden tanıyorum,’ diyenler mutlaka oluyor.

Kaliteli et, doğru zamanda kesilen hayvandan çıkar
- İyi eti nasıl anlarız?

- Rengi pembe olmalı. Kart, doğurmuş hayvan olamamalı. Mahalle kasapları, sürekli müşterilerine kötü et vermez zaten. Gelip geçici sürüm yapan yerler kötü et verilebilen yerler. Eskiden kadınlar her yemeğe göre et almayı bilirlermiş mesela.

- Örnek verir misiniz?
- Mesela dolma yaparken kıymada muhakkak kuzu boşluğu olmalı. Kıyma tek çekilmiş ve yağlıca olmalı. Dolmayı pişirirken de altına döş kemiği konmalı. Ağır ateşte, o kemiğin suyuyla çok güzel pişer. Şimdi kadınlar, ’Yarım kilo yağsız dana kıyma ver,’ diyor. O yağsız kıymadan yapılan dolma lezzetli olmaz. Ayrıca kesinlikle hazır kıyma almayın, gözünüzün önünde çekilen kıymayı alın.

- Başka örnek var mı?
- Kuru fasulyeyi yağsız dana kuşbaşından yapıyorlar mesela. Hayatta olmaz. Nohut olabilir ama fasulye olmaz. Fasulyenin muhakkak kuzudan olması lazım. Tas kebabı dana etinden olur. Kavurma kuzunun kolundan olur. Şiş yapacaksanız kuzunun budundan olur. Antrkot ızgara olur. Ama onu salçalı yaptığınız zaman olmaz. İçindeki yağ kızarmaz, beyaz beyaz kalır.

- Siz eti nereden alıyorsunuz?
- Türkiye’nin her yerinde 12 ay boyunca hayvan çıkmaz. Küçükbaşta, kuzu doğduktan belli bir süre sonra kesilmeli. Önce keserseniz kıyım olur. Geç keserseniz eti kartlaşır. İşte onlar ucuz ettir. Dişi koyun doğurunca, erkek çiftleşince eti sertleşir. Biz de kaliteli eti bulmak için belli aylarda belli bölgelerden et alırız.

- Hangi ay nereden alıyorsunuz?
- Aralık-ocak gibi Balıkesir başlar. Marttan sonra Trakya başlar. Beşinci aydan sonra Bolu, Ankara Polatlı başlar. Sonra Konya Karapınar başlar. Bu bölgelerin kuzularının cinsleri de farklı tabii.

Bir gün ekran beni istemeyebilir
Değişik bir kasap profilisiniz. Et işi yaparken karşılaştığınız insanlar sizi yadırgıyor mu?
- İkiz kardeşim çok gülüyor zaten. Toptan et ticareti yapıyoruz biz. Ve artık eğitimli insanlar artıyor bu sektörde. Dolayısıyla sen nasıl konuşursan sana da öyle karşılık vermeye başladı insanlar. Daha dikkatli oluyorlar.

- Hangi işi sürdüreceksiniz?
- Haberciliği çok seviyorum. İyi fırsatlar çıkarsa o her zaman hayatımda olacak. Ama ticaret de hep olacak. İleride bir gün ekran sizi istemeyebilir. Ayrıca kadın spiker olarak, yaşlanmak gibi bir dezavantajımız da var.

- Eti işleme kısmıyla ilgilenmiyorsunuz belli ki. Peki et kesmeyi biliyor musunuz?
- Tabii. İş başa düşerse yaparım. Hayvanın neresinden ne çıkar, hangi bıçak ne için kullanılır bilirim.

- Kanaldaki arkadaşlarınız ne diyor sizin bu işi yapmanıza?
- ’Ne zaman mangala çağırıyorsun?’ diyorlar!


MELİS D. ÇALAPKULU / www.sabah.com.tr