Haluk Levent'ten dikkat çeken sözler: "Yavuz Bingöl’ün üzerine çok gittiklerini düşünüyorum"
Sosyal medyanın popüler isimleri arasında yer alan rockçı Haluk Levent dikkat çeken açıklamalarda bulundu.
Posta gazetesinden Alev Gürsoy Cimin'e konuşan Levent, son
zamanlarda sıkça eleştirilen Yavuz Bingöl ile aynı fikirleri
taşımadığını belirtti, ancak Yavuz Bingöl’ün üzerine çok
gidildiğini ifade etti.
Mazhar Alanson'un açıklamalarına da değinen
Levent, "Mesela 'Sol bitti' dedi. Hayır, sol her
zaman var olacaktır. Bir alternatiftir, arayıştır. Ben de sola
yatkın bir adamım. Mazhar abi de bizim pirimizdir şarkı konusunda.
Ama Atatürk’le Peygamberi karşılaştırmak olmamış
elbette" diye belirtti.
Levent ayrıca, "Bu ülkenin sanatçılarının iktidarı
sevme hakkı da vardır. Her iktidarı seven sanatçıya yalaka
diyemezsiniz" diye de ifade etti.
Haluk Levent ile yapılan röportajın ilgili kısmı şu şekilde:
"- Son günlerde Yavuz Bingöl, Mazhar Alanson, Bülent
Ortaçgil gibi isimlerin yaptıkları açıklamalar çok tartışıldı.
Meslektaşlarınızın bu politik açıklamalarını nasıl
yorumluyorsunuz?
Ortalık linçlerle dolu. Ben linç edilmekten çekinmeyen bir adamım.
Umrumda değil, fikirlerimi söylerim. Ama Yavuz Bingöl’ün üzerine
çok gittiklerini düşünüyorum. Onunla aynı fikirleri taşımıyorum.
Mesela 'Sol bitti' dedi. Hayır, sol her
zaman var olacaktır. Bir alternatiftir, arayıştır. Ben de sola
yatkın bir adamım. Mazhar abi de bizim pirimizdir şarkı konusunda.
Ama Atatürk’le Peygamberi karşılaştırmak olmamış elbette. Biri dini
lider, diğeri ülkenin kurucu lideri. Benim eleştirebileceğim tek
şey bu olabilir, örnek yanlış. Ama onlar iktidarı sevme ya da
birlikte hareket etme hakkına sahip. Ama onları linç etme hakkına
kimse sahip değil. Eleştirin varsa yap geç.
- Siz de kimi zaman sosyal medyada linç
ediliyorsunuz...
Ne olacak? Bak yine söylüyorum: Hayır hayır hayır! Benim kimseden
korkum yok. Zaten devletin kademelerinden sponsorluk hiç gelmedi,
gelmez ki. Ben de bunun peşinde değilim. Olduğum gibi görünmeye
çalışan bir adamım. İyiye iyi kötüye kötü derim.
- Mesela?
Mesela referandum sürecinde Arda Turan ile Rıdvan Dilmen’in
başlattığı ‘Evet’ kampanyasında linç edilmelerine tavır gösterdim.
Siz korkmadan 'Hayır' diyebiliyor musunuz, ona bakın. Tekrar
Yavuz’a geliyorum. Katılmıyorum söylediklerine ama niye ana avrat
küfür edip onu linç ediyorsunuz? Bu ülkenin sanatçılarının iktidarı
sevme hakkı da vardır. Her iktidarı seven sanatçıya yalaka
diyemezsiniz. Gerçekten de sevebilir; dünya kadar parası var,
ihtiyacı yok ama,'Ben Erdoğan’ı çok
seviyorum' diyor. Sevebilir. Yani adamın parası var,
sanat kariyeri var; kendini buna niye mecbur hissetsin ki?
- Birçoğu samimiyetsiz bulunuyor...
Ben iktidarla beraber hareket eden, yemek yiyen bazı sanatçıları
samimi buluyorum. Adam seviyor kardeşim, niye kabullenemiyorsunuz?
Ama açık söyleyeyim bazılarını da bulmuyorum elbette. Yine de benim
iktidar karşıtı, muhalif bir adam olmam, diğer sanatçı
meslektaşlarımı linç etme hakkı sağlamıyor bana.
- Çağrılsanız gider misiniz?
Ben resepsiyonlara bir şartla giderim, kendi fikirlerimi
söyleyebileceğim bir ortam varsa... Muhalif duruşu olan sanatçılara
fikirlerini özgürce söyleme olanağı verilmeli. Haluk Levent olarak
ülkeyle ilgili bir söz söyleme hakkı verilecekse giderim. Niye
gitmeyeyim? Çok güzel yemekler var, yer içeriz yani (Gülüyor).
- “Muhalif bir insanım” diye tanımlıyorsunuz kendinizi,
sempati duyduğunuz hiçbir nokta yok mu?
Neden olmasın? Ama bazı şartlarım var. İktidarı sevmem için yavaş
yavaş bir şeyler oluşmalı ki seveyim. Mesela Atatürkçülük yok
edilmesin. Eğitim baştan tasarlansın, o zaman sevmeye başlarım.
Kanun hükmündeki kararnameler atılsın, insanlar rahat rahat işine
dönsün, sevmeye başlarım. OHAL tam anlamıyla kaldırılsın, sevmeye
başlarım. Adalet tam anlamıyla işlemeye başlasın, hukuk tam
anlamıyla herkes için var olsun, ifade özgürlüğü en üst seviyeye
gelsin. Benim türbanlıyla muhafazakarla sorunum yok ki. Çalışma
arkadaşlarım zaten türbanlı.
DEVLET BANA ONUN YARAMAZ ÇOCUĞUYMUŞUM GİBİ
DAVRANMALI
- Siyasete gireceğiniz konuşulmuştu. Şu an buna sıcak
bakıyor musunuz?
Ne bende ne de AHBAP’ta siyaset olmadı, olmayacak. Çünkü o zaman
iyilik, sevgi ve gerçeğin peşinde koşmamız çok yanlış anlaşılır.
Geçmiş dönemde 'Siyasete girecek bu yüzden AHBAP’ı
kurdu' dediler. Bir an önce seçim oldu da
girmediğimiz görüldü. Üç partiden teklif geldi, hangileri olduğunu
söyleyemem. Bundan sonra bana gelmesinler. Bizden onlara bir cacık
olmaz. Ama artık normalleşmeliyiz, birbirimizi sevmeyi
hatırlamalıyız.
- Nasıl olacak bu? Nasıl uzlaşacağız?
Uzlaşmayı hep bizden beklemeyin, kusura bakmayın. Muhalif kesimden
de değil, devletten beklensin uzlaşma. Devlet bana ben onun yaramaz
çocuğuymuşum gibi davransın. Devlet şefkatli olur,
olmalı. Fazıl Say’ın konserlerinin iptal olması ile ilgili
tartışmaya ne diyorsunuz?
Devlet 'Bu adam bize muhalif olsa da biz konserlerini
verdirmeliyiz' demeli. Ayrıca ben de Fazıl Say’ın
bazı uç fikirlerine katılmam ama Fazıl Say’ı dinlemek için
Viyana’da kuyrukta binlerce insanı gördüğümde müthiş
gururlanıyorum. Almanların onu dinlemek için sıraya girdiğini
görünce sanki 10 şampiyonluk kazanmışız gibi hissediyorum.
Yapmayın, bırakın konserlerini iptal etmeyin. Vatan hainliğine
giden bir yol olmadıkça herkes her şeyi rahatça eleştirebilir.
Toplumsal uzlaşı böyle olur.
- Gelecekten umutlu musunuz?
Hiç olmadığı kadar umutluyum. O kadar sağlam bir Cumhuriyet var ki,
o kadar sağlam bir milletiz ki... Herkes korkabilir ama ben
korkmuyorum. Daha güzel günler gelecek, inanıyorum."