13 Haz 2015 20:16
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 17:39
Halk TV'den kovulan gazeteci twitter'dan bombaladı: Baykal'dan özür beklerken...
Deniz Baykal'ın Cumhurbaşkanı Erdoğan'la görüşmesini eleştirdiği için Halk TV’den kovulan Ümit Aslanbay çarpıcı açıklamalar yaptı.
Gazeteci Aslanbay, “kanal yöneticileri 'benim bir süre dinlenmemi, programlarımı sunmamamı' istedi. Bunun ne demek olduğunu herkes kadar kestirebiliyorum.” dedi.
Ümit Aslanbay’ın Halk TV’den kovulma sürecine dair twitter’dan yaptığı açıklamalar şöyle:
“Evet işten uzaklaştırıldım. Deniz Baykal’ın, bir anda öne çıkarak Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşmesini eleştirdim. Ve bunun getireceği siyasi spekülasyonlara ve etik sorunlara işaret ettim. Olası sorunların CHP Genel Başkanı’na “bilgi verdim” demekle giderilemeyeceğini vurguladım. Görüşmeyi, Erdoğan’ın istemiş olması ve buna “genel başkanın onayını aldım” denerek gidilmesi CHP yönetimine "de facto”dur. Seçimin tek ve gerçek mağlubunun ayağına palas pandıras gitmek ve sonra da buna bir “misyon” biçmek hiç olmadı. Kapılar ardında 2.5 saat konuşmak sonra genel açıklamalar yapmak CHP’ye “hesap sor” diye oy verenlere en hafif deyimiyle saygısızlık. MHP, HDP adına başkaları görüşmeye çağrılır ve onlar reddederse ya da başkaları çağırılmazsa CHP ve Sayın Baykal’a kötü olmaz mı. Koalisyon görüşmelerini Cumhurbaşkanı hangi sıfat ve yetkiyle yürütmektedir? Ne aramakta, neyin peşindedir? Bunu sormak kötü bir şey mi? “Sayın Cumhurbaşkanı muhalefetin koalisyon kurmasını engellemeyecek” demek ne demek, engellemeye yasal bir yetkisi var mı? Muhalefet anlaşırsa 17/25 Aralık yolsuzluk dosyalarını açacaktır, “Sayın Cumhurbaşkanı” buna mı razı oldu, bunu mu “engellemeyecek”. Böyle görüşmelerin Sayın Baykal’a da zarar vereceğini, spekülasyonlara yol açacağını, “eski pis işleri” hatırlattığını söyledim. Bunun kendisine olduğu kadar bugün oluşan yeni siyasi kompozisyonun başarılı ve özverili mimarı CHP’ye de zarar vereceğini dile getirdim. CHP cumhurbaşkanlığı, 17/25 Aralık polis yasası gibi temel konularda anlaşırsa AKP ile koalisyon kurabilir daha o gün söyledim. Ancak, ben CHP’nin başka koalisyon ve hükümet formüllerini hayata geçirebileceğini düşünüyorum.
BAYKAL’DAN ÖZÜR BEKLERKEN İŞTEN UZAKLAŞTIRILDIM
Sayın Baykal’dan bir özür ya da “Ümit yanlış düşünüyorsun, o öyle değil” diye izahat bekliyordum. Kanal yöneticileri “benim bir süre dinlenmemi, programlarımı sunmamamı” istedi. Bunun ne demek olduğunu herkes kadar kestirebiliyorum. Halk TV’nin Sayın Baykal’ın yönetiminde ve etkisinde olduğunu elbette biliyorum. Yakıştıramadığım ve tahmin edemediğim ise bunun karşılığında işten uzaklaştırılmak. Gazeteci olarak da vatandaş olarak da, “ben parlamenter sistemi askıya aldım” diyen bir Cumhurbaşkanı ile Baykal’ın ne konuştuğunu merak etmek ve noktasına virgülüne izahat beklemek garip bir şey mi? Halk TV’nin ekran yüzü arkadaşlarım ve bazı gazeteci arkadaşlarım sanıyorum benim hala “dinlendiğimi” düşünüyorlar! Dinlenmiyorum. Sadece izleyicilerden ve ilgi gösterenlerden gelen yüzlerce mesaja cevap verememenin ağırlığını taşıyorum. Gazetecilik, bulduğun her aralıktan konuşabilmek yazabilmektir. Görüp konuşmadıklarımızdan, bilip yazmadıklarımızdan da sorumluyuz.”
Ümit Aslanbay’ın Halk TV’den kovulma sürecine dair twitter’dan yaptığı açıklamalar şöyle:
“Evet işten uzaklaştırıldım. Deniz Baykal’ın, bir anda öne çıkarak Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşmesini eleştirdim. Ve bunun getireceği siyasi spekülasyonlara ve etik sorunlara işaret ettim. Olası sorunların CHP Genel Başkanı’na “bilgi verdim” demekle giderilemeyeceğini vurguladım. Görüşmeyi, Erdoğan’ın istemiş olması ve buna “genel başkanın onayını aldım” denerek gidilmesi CHP yönetimine "de facto”dur. Seçimin tek ve gerçek mağlubunun ayağına palas pandıras gitmek ve sonra da buna bir “misyon” biçmek hiç olmadı. Kapılar ardında 2.5 saat konuşmak sonra genel açıklamalar yapmak CHP’ye “hesap sor” diye oy verenlere en hafif deyimiyle saygısızlık. MHP, HDP adına başkaları görüşmeye çağrılır ve onlar reddederse ya da başkaları çağırılmazsa CHP ve Sayın Baykal’a kötü olmaz mı. Koalisyon görüşmelerini Cumhurbaşkanı hangi sıfat ve yetkiyle yürütmektedir? Ne aramakta, neyin peşindedir? Bunu sormak kötü bir şey mi? “Sayın Cumhurbaşkanı muhalefetin koalisyon kurmasını engellemeyecek” demek ne demek, engellemeye yasal bir yetkisi var mı? Muhalefet anlaşırsa 17/25 Aralık yolsuzluk dosyalarını açacaktır, “Sayın Cumhurbaşkanı” buna mı razı oldu, bunu mu “engellemeyecek”. Böyle görüşmelerin Sayın Baykal’a da zarar vereceğini, spekülasyonlara yol açacağını, “eski pis işleri” hatırlattığını söyledim. Bunun kendisine olduğu kadar bugün oluşan yeni siyasi kompozisyonun başarılı ve özverili mimarı CHP’ye de zarar vereceğini dile getirdim. CHP cumhurbaşkanlığı, 17/25 Aralık polis yasası gibi temel konularda anlaşırsa AKP ile koalisyon kurabilir daha o gün söyledim. Ancak, ben CHP’nin başka koalisyon ve hükümet formüllerini hayata geçirebileceğini düşünüyorum.
BAYKAL’DAN ÖZÜR BEKLERKEN İŞTEN UZAKLAŞTIRILDIM
Sayın Baykal’dan bir özür ya da “Ümit yanlış düşünüyorsun, o öyle değil” diye izahat bekliyordum. Kanal yöneticileri “benim bir süre dinlenmemi, programlarımı sunmamamı” istedi. Bunun ne demek olduğunu herkes kadar kestirebiliyorum. Halk TV’nin Sayın Baykal’ın yönetiminde ve etkisinde olduğunu elbette biliyorum. Yakıştıramadığım ve tahmin edemediğim ise bunun karşılığında işten uzaklaştırılmak. Gazeteci olarak da vatandaş olarak da, “ben parlamenter sistemi askıya aldım” diyen bir Cumhurbaşkanı ile Baykal’ın ne konuştuğunu merak etmek ve noktasına virgülüne izahat beklemek garip bir şey mi? Halk TV’nin ekran yüzü arkadaşlarım ve bazı gazeteci arkadaşlarım sanıyorum benim hala “dinlendiğimi” düşünüyorlar! Dinlenmiyorum. Sadece izleyicilerden ve ilgi gösterenlerden gelen yüzlerce mesaja cevap verememenin ağırlığını taşıyorum. Gazetecilik, bulduğun her aralıktan konuşabilmek yazabilmektir. Görüp konuşmadıklarımızdan, bilip yazmadıklarımızdan da sorumluyuz.”
