Halk TV'de skandal Davutoğlu sansürü!
Medyaradar'ın gizemli yazarı Keskin Kalem yine medya dünyasında ses getirecek bir yazıya imza attı.
Haklı çıkınca sevinmek…
Sanırım daha çok gençlere has bir şey…
Yaşlanınca, ölüme yaklaşınca, haklı çıkmak mutlu etmiyor.
Sadece üzüyor…
Aradan geçen zamanda olan bitene, müdahale edilmemiş haksızlıklara, kurunun yanında yanan yaşlara üzülüyorsunuz…
Bu köşeyi yazmaya başladığımdan beri, altını çizdiğim, ısrarla kendimde uyardığım birkaç mesele vardı.
Onlardan biri de koca Halk TV’nin Davutoğlu kliğinin eline geçmiş olmasıydı.
Ha diyeceksiniz ki bu klikle ne derdin var?
İşin siyasi boyutunu bir kenara bırakıyorum, Davutoğlu’na angaje gazetecilerin medyada bıraktığı o ukala, egolu tadı sevmiyoruum.
Bir dönem neredeyse her kanalı işgal eden, önüne geleni ezip geçmeye çalışan ve kendini diğerlerinden üstün gören bu kitleyi oldum olası sevmedim.
Çok insanın da ekmeğiyle oynadılar.
Gözümle gördüm.
O eski günleri de özlüyorlar, bilen biliyor.
Neyse…
Bu kliğin- kendi medyası dışında- etkin oldukları, hatta en üst düzeyde, tek bir yer var.
Sözde CHP’nin kanalı Halk TV!
Dedim ya yıllar önce yazdığımda bana deli gözüyle bakanlar, şimdilerde ne düşünüyor çok iyi biliyor.
Hadi deli Keskin’e inanmadınız, inanmak zorunda da değilsiniz.
Ama kanalda son yaşanan sansür skandalı bakalım yeterince iyi bir kanıt olacak mı?
Biliyorsunuz geçen hafta şöyle bir yazı kaleme aldım, dedim ki, Halk TV’nin başarılı muhabiri Seyhan Avşar iyi bir iş yapmış, bir AK trol itirafçısını- Orhan Sarıkaya- konuşturmuş.
Ve o kişi bilin bakalım ne demiş?
- Trol çalışmasını Ahmet Davutoğlu ve ekibi başlattı. Başında ise Taha Ün bulunuyordu.
- Şu anda 3 tane trol grubu var. Berat Albayrak’ın, Süleyman Soylu’nun ve Metin Külünk’ün grubu.
- Kuyruğun başı Fahrettin Altun’dur.
Bu haberden sonra Davutoğlu’na yakınlığıyla bilinen Ün, dava açacağını söyledi.
Ben de şu kilit soruyu sordum:
- Kanalınızı Davutoğlu’nun medya ekibi gizliden gizliye yönetirken, her gün muhaliflerin kan ağladığı trol meselesinin tohumlarını Davutoğlu ekibinin atmış olması ve bunun haberini yapıyor olmanız, sizi rahatsız etmiyor mu?
Şimdiiiiii bilin bakalım ne oldu?
Gizli Davutoğlu’cu Toktaş, belli ki arada kalmış olacak ki, duruma müdahale etmek zorunda kaldı!
Keskin kulaklarım böyle duydu!
AK trol Sarıkaya yazılı röportajdan sonra bu kez de, Seyhan Avşar’a kameralar önünde bir röportaj verdi.
Ve bilin ne oldu?
Birden bire Davutoğlu hakkında iyi konuştu.
Yetmedi Davutoğlu’nun trol çalışmasını başlattığı hikayelerine hiç girmedi bile!
Nedir bu çark?
Nedir bu 180 derece dönüş?
Keskin Kalem yanıtını versin.
Halk TV kulislerinde konuşulanlara göre, Toktaş yayından önce eski AK trol Sarıkaya’nın kulağını bir güzel çekmiş, hatta yayına çıkma şartı olarak ‘Davutoğlu meselesinde kötü konuşmamayı’ koymuş.
Sonuçta ne oldu?
Görüntülü yayınlanan röportajda AK trol birden Davutoğlu’nu övdü!
İnanmayanlar şuradan kaydı izlesin:
https://www.youtube.com/watch?v=WucwaWwqVxU&ab_channel=Halktv
Mesela tam 21. dakikada Sarıkaya Davutoğlu döneminin bir milat olduğunu iddia ediyor ve AK trolleri FETÖ’den ayrıştıran Davutoğlu’dur diyor. Ve şu ifadeleri kullanıyor: Davutoğlu’yla hiçbir bağlantım yok ve onun FETÖ geçmişinin olmadığını bilen bir adamım.
PESSSSSSSSSSSSS…
BU NASIL BİR ALİ CENGİZ OYUNU?
Ne oldu?
Hani Davutoğlu trol çalışmasını asıl başlatan isimdi?
Belli ki Toktaş görevini layıkıyla yerine getirmiş.
Getirmiş getirmesine ammaaa…
İşittiklerime göre, bu durum Halk TV’de, özellikle de Toktaş’a yakın olmayan isimler arasında çok büyük rahatsızlık yaratmış.
Kanal adeta kaynıyormuş.
Bakalım, patron Cafer Mahiroğlu bu duruma daha ne kadar kulaklarını kapatacak?
NAGEHAN ALÇI’NIN DİLİNİN ALTINDAKİ BAKLA NE?
Türkiye’de ortam puslu, ortam sisli, hava karanlık, çakallar kol geziyor.
Ve her türlü rezillik etrafa saçılıyor.
Sırdaşlar sanki ülkenin bağırsaklarında ne kadar pislik varsa, ha döküldü ha dökülecek.
Öyle hissediyorum.
Bence gördüklerimiz, göreceklerimizin teminatı.
Ortam böyle olunca, eski yaralar, skandallar, medya kulislerinde konuşulan rezillikler de
yavaş yavaş daha çok konuşulur oldu.
Herkes birbirine parmak sallıyor, ‘ifşa ederim haaa’ diyor.
Son zamanlarda Habertürk köşe yazarı Nagehan Alçı ilginç yazılar kaleme alıyor.
Bilmem dikkatinizi çekti mi?
Sanki dilinin altında bir bakla var da, çıkaramıyor daha bilerek çıkarmıyor.
Sanki bir rezaleti biliyor da, söylemiyor.
Mesela 23 Haziran tarihli köşesindeki şu ifadelere bir bakın:
TÜRK 'HARVEY WEINSTEIN’LAR HİÇ BEDEL ÖDEMEDİ, PINAR GÜLTEKİN KARARINA NİYE ŞAŞIRIYORSUNUZ?
Şu an bile yazarken aklıma geliyor, kaç tane üstü kapatılmış kadına şiddet ve cinsel istismar vakası var bu ülkede. Herkesin tanıdığı ünlü isimler Harvey Weinstein'in yaptığından farksız şeyler yaptılar ve hepsinin üstü örtüldü. Siyaset dünyasında da var, medya dünyasında da var, iş dünyasında da var. Bunları bilmiyor muyuz sevgili İsmail Saymaz? Ama hala bu şiddetçilerin ve tacizcilerin lobisi çok kuvvetli. O nedenle yazılamıyor bunlar. Türkiye'ye "MeToo" hareketinin zerresi bile uğramadı bu lanet kutuplaşma yüzünden. İşte Melis Alphan açık açık kendisini evine çağırıp cinsel tacizde bulunan ünlü bir ismi detaylarıyla yazdı. Ne oldu? Hiçbir şey. O kişi hala çeşitli belediyelerde, kamu kurumlarında danışmanlık yapıyor… Kadına şiddet ve cinsel istismara bulaşmış ünlü erkeklerin içinde Yargıtay kararıyla ispatlanmış olanlar bile var. Buna rağmen aramızda gezmeye devam ediyorlar. Konumlarını da asla kaybetmiş değiller.
26 Haziran’daki yazısında da şu ifadeleri kullanmış Alçı:
Kadınlara şiddet uyguladığı ve kadınları taciz ettiğini herkesin bildiği meşhur erkekler "aslanlar gibi" yoluna devam ediyor ve kendine ihanet eden kimi kadınlar da bu dayakçı ve tacizci erkeklerin sırtını sıvazlıyor. Laik kesimde de İslami kesimde de durum hemen hemen aynı. Aynı şuursuzluk, aynı utanç verici fotoğraf.
Peki Keskin Kalem sorsun:
- Kadınlara şiddet uygulayan ve taciz eden ve yoluna aslanlar gibi devam eden bu meşhur erkekler kim?
- Kim dayakçı erkeklerin sırtını sıvazlıyor?
- Kadına şiddet ve cinsel istismara bulaşan erkeklerin arasında durumu Yargıtay kararıyla ispatlanan kim?
Sevgili Alçı Türkiye’de bir me too hareketi başlamamasından şikayetçi.
Bu sorulara yanıt verirse o hareketin işaret fişeğini belki kendisi atar.
EMEKÇİLERİN ARA ZAM ÇIĞLIĞI: MAİLLERE SES VERİN!
Sözüm söz.
Sözüm namus.
Sözüm senet.
Yaşımı başımı aldım, öyle başkaları gibi köşe yazayım da, kendi dalgama bakayım diye düşünmüyorum.
Medyanın geldiği hal, geçmişi de gördüğüm için canımı yakıyor sırdaşlar.
Özellikle de geçim derdiniz.
Biliyorsunuz yemin ettim, her ne pahasına olursa olsun, yılmadan yazacağım.
Ta ki siz insanca maaşlar alana kadar.
O nedenle sizden gelen 3 maili daha noktasına, virgülüne dokunmadan yayınlıyorum.
Belki kafasını kuma gömen medya yöneticileri okur da yaklaşan dalgayı görür:
E-posta 1:
Gazeteci gelirine destek amacıyla bir öneri: Merhaba ağabey
Öncelikle teşekkür ediyorum, sayende, Demirören’de maaş farklarını alabildik. Sizden dile getirmenizi istediğim konu şu. Malum grubun binlerce çalışanının maaşı tek banka üzerinden yatırılıyor. Ve her bir kişi için bankadan ciddi oranda promosyon alınıyor. Medya patronları bu parayı çalışanlara vermiyor haliyle. Bizim maaşımız dolayısıyla alınan paralar emekçiye verilmiyor. En azından bu para emekçiye yansıtılsa, 3 yıl için 9-10 bin lira tutarında bir para bütçemize katkı olur. Desteğin için yeniden teşekkürler
Sevgiler
E-posta 2:
Sevgili Keskin Kalem,
Ben NTV’de uzun yıllardır çalışan bir medya emekçisiyim. Yazılarınızı yakından takip ediyorum. Özellikle de günde birkaç saat çalışıp bizden fazla maaş alan köşe yazarı, spikerlerlerle ilgili söyledikleriniz çok doğru. Biz gün boyunca çalışıp artık geçinemez noktaya gelmişken, bizimle aynı yerde çalışanlar Instagram’dan lüks hayatlarını ifşa ediyor. Medyada bu gelir uçurumunun artık önüne geçilmesi şart. Muhabiri, editörü, teknik ekibi artık açlık seviyesinde yaşıyor. Patronlardan ara zamma dair hiç ses yok. Artık sesimiz duyulsun.
Saygılar,
E-posta 3:
Merhaba Keskin Kalem,
Bu maili size kisisel bilgilerimizi paylasmayacaginiza inanarak yolluyoruz ve bu firsati sundugunuz icin de cok tesekkur ediyoruz.
Biz Demiroren Medya'da calisan 3 emekciyiz. Bu sektore her birimiz en az 10 yilimizi verdik, isimizi severek ve hakkiyla yaptigimizi dusunuyoruz.
Maaslarimiza gecen sene %10 bu sene de %20 zam aldik. Artan hayat pahaliligi ve enflasyona endeksle kazandığımız para tek basimiza gecinmeye bile yetmezken her birimiz ailelerimizi gecindirmeye calisiyoruz.
Bazi sirketlerin calisanlarina ara zam yapmak icin hazirlik yaptiklarini duyuyoruz/okuyoruz ancak bizim şirketimizde suan icin ara zam ile ilgili hicbir sey konusulmuyor.
Ote yandan verilen yemek paramiz gunluk 36 TL'ye denk gelmekte. Su zamanda 36 TL ogle yemegimizi bile karsilamaya yetmiyor. Neredeyse ayin yarisinda yemek paramizi da kendi cebimizden odemek durumunda kaliyoruz.
Tum bunlarin yaninda hakkimiz olan kidemlerimiz sebebini anlayamadigimiz bir sekilde belki de maas artisi olmamasi icin hak etmemize ragmen verilmiyor. Sirket icinde bulunan bu haksizligin da gerekli degerlendirmelerin yapılarak hakkaniyetle verilmesini istiyoruz.
Teşekkürler
Mutlu günler