"Halit Ergenç için Arjantin'in Brad Pitt'i diyorlar"
Yönetmen Ferzan Özpetek'in kendi kitabından uyarladığı son filmi 'İstanbul Kırmızısı'nın (Rosso İstanbul) İtalya tanıtımı yapıldı
Ferzan Özpetek’in kariyerindeki 11’inci uzun metraj filmi olan
'İstanbul Kırmızısı'nın Roma’daki Adriano sinemasında Sabah
saatlerinde basın ve özel davetlilerine yönelik özel gösterimi
gerçekleştirildi.
Gösterimin ardından yönetmen Özpetek, başrol oyuncuları Halit
Ergenç, Tuba Büyüküstün ve Mehmet Günsür tanıtım dolayısıyla
basının karşısına çıktı. Basına poz veren film ekibi, büyük ilgi
gördü.
"İLK TÜRK FİLMİM"
Özpetek, 'İstanbul Kırmızısı’nın kendisinin ilk Türk filmi olduğunu
belirterek, "Tamamen Türk oyuncularının olduğu, Türk ekibin olduğu,
bir tek görüntü yönetmeni ve kameramanın haricinde Türk filmi.
Filmin bütün post prodüksiyonunu Türkiye’de yaptık. Ben çok mutlu
oldum" dedi.
Bütün bir film ekibi olarak güzel bir prodüksiyona imza
attıklarına dikkati çeken Özpetek, başrol oyuncularından
Ergenç’i övdü ve "Bir kere prodüksiyon müthiş güzel bir
prodüksiyon. Çok çok iyi idi. Bir şeyi düşünüyordum şu şöyle
olsun derken, o öyle olmuş oluyordu. Bu açıdan çok
mükemmeldi. Oyuncularla çok iyi çalıştım. Çok dikkatliler.
Halit’in rolünü düşün filmde. 42 gün her gün çekime geldi.
Normal bir şey değil. İnsanüstü bir şey. Bir de gülümseyerek
sabahleyin gelmesi beni çok şaşırtıyordu" ifadelerini kullandı.
Çekimler sırasında karşılaştıkları ya da zorlandıkları şeyler olup
olmadığı sorusuna ünlü yönetmen, "Hiçbir şey için bir zorlanma
olmadı. İçten duyarak geldi. Bazı günler kararları
değiştirdik. Biz her şeyi çok içten çok rahat biçimde yaptık.
Bizim filmimiz oldu çıktı" şeklinde konuştu.
Filmin çekildiği sırada Türkiye’de meydana gelen bazı elim olaylar
dolayısıyla İtalya’daki dostlarının evham yaptığını, filmi başka
yerde çekmeyi kendisine önerdiklerini anlatan Ferzan Özpetek,
şunları kaydetti:
"İlginç bir şey oldu. Biz çekimlere başladık. Başlamadan 15 gün
önce zannediyorum ki İstiklal Caddesi'nde bir patlama oldu.
Görüntü yönetmenine ben, 'Korkma gel' dedim. Keşke başka bir
yerde çekseydiniz dediler. Sonra Belçika’daki hadise oldu.
Onun üzerine benim ağzımda hep Belçika. O günden sonra diyorum
ki bunlar her yerde olabilecek şeyler. Bir tek herhangi bir
olay olabilir mi korkusu vardı. Öyle bir şey de olmadı. Gayet
güzel geçti. Biz orada çekim yapıyoruz. İtalya’dan kıyameti
koparıyorlardı. ‘Sen delisin, niye oradasın’ diye. Ben
devamlı olarak İnstagram’a, Twitter’a resimler koyuyordum ki karşı
tarafa burada hayat normal devam ediyor demek hoşuma
gidiyordu."
TUBA BÜYÜKÜSTÜN VE HALİT ERGENÇ
Başrol oyuncularından Tuba Büyüküstün, filmde yönetmen Özpetek’in
hayatına giren ve önemli yer tutan 'Neval' karakterini
canlandırmasıyla ilgili olarak, "Hayatımda ilk defa var olan birini
canlandırdım. Çekimden önce Neval ile hiç tanışmadık. Ferzan’dan
duyduğum kadarıyla ve senaryo ile kitaptan okuduğum kadarıyla
biliyordum, ama Ferzan da tanışmamızı istemedi. Karakterde, ondan,
benden ve Ferzan’dan bir karışım oluştu aslında. Direkt onu
anlatmak yerine böyle bir tatlı karışım yaptık diye düşünüyorum"
şeklinde konuştu.
Uzun yıllardan sonra İstanbul’a dönüş yapan 'Orhan' karakterini
canlandıran başrol oyuncusu Halit Ergenç, İtalyan sineması
ekolünden gelen yönetmen Özpetek ile çalışmanın nasıl olduğu
sorusuna, "Türk, Avrupa veya Amerika ya da dünyanın neresi olursa
olsun öyle ayırmak değil de Ferzan’ın bakış açısına göre
değerlendirmek daha doğru olur. Ferzan’ın bana göre çok özel ve
benim çok sevdiğim bir tonu var. Öyle bir ruhu var. O ruh, o
filmlerin her birinde mevcut. Onun içinde olmak gerçekten çok
büyük bir keyifti. Her yönetmenin bir tarzı vardır. Onunla beraber
çalışmak gerçekten çok keyifliydi” yanıtını verdi.
"TUBA VE HALİT'İN BU KADAR MEŞHUR OLDUĞUNU YENİ
ANLIYORUM"
'Orhan' karakteri için ilk olarak Halit Ergenç'le görüştüğünü
anlatan Ferzan Özpetek, şöyle devam etti:
"Sonra hikaye tamamen değişti. İngiliz bir oyuncuya (Colin Firth)
gittik, o olmadı. Tuba ve Halit'in ne kadar meşhur olduklarını daha
yeni yeni anlıyorum. Yönetmen yardımcım Halit için 'Arjantin'de
Brad Pitt gibi, onun ismine dükkanlar var' diyor. Onları filme
almak iyi oldu."
ERGENÇ'TEN İTALYAN BASININA 'BOĞAZI GEZİN'
TAVSİYESİ
İtalyan gazetecilerin sorusu üzerine Halit Ergenç, sabah
alacakaranlık vaktinde gördüğü İstanbul Boğazı manzarasının
kendisini çok etkilediğini belirterek, şunları anlattı:
"Çekimler sırasında Ferzan’ın görmek istediği, sevdiği şekilde bir
İstanbul’u yaşadık. Bu da benim için birçok yenilikler
barındırıyordu. Bunlardan biri de yalı hayatıydı. Sabah daha
güneş dahi doğmadan küçük teknelerin Boğaz'da gezdiğini gördüm.
Beni en çok etkileyen şey, yalıya çok erken çekim için gittiğimizde
Boğaz'ı kimse yokken görmek oldu. bugün içerisinde insanların
doğudan batıya, batıdan doğuya geçtiği görüntüden tamamen farklı.
Müthiş bir tezat oluşturuyordu. Doğduğumdan beri İstanbul’da
yaşıyorum. İstanbul’u ilk kez bu film sayesinde böyle gördüm. Çok
güzel aşık olduğunuz bir kadını sabah uyurken yatakta izlemek gibi.
Hepinize tavsiye ederim, İstanbul’a gelirseniz sabah erken saatte
Boğaz'da gezin. Kayıkla çıkın" diye konuştu.
Özpetek de basın toplantısında, İstanbul’u, İstanbul’da çekilen
ve genelde Kapalı Çarşı gibi tanıdık sahnelerin kullanıldığı
yerlerdense daha farklı yerlerinden sahneye aktarmaya çalıştığını
dile getirdi.
Bu arada filmin İtalya’daki özel gösterimi için bilet satışlarından
elde edilen gelir, Roma’da kanser hastalarının tedavi gördüğü San
Adriano Hastanesi yararına bağışlandığı bildirildi.
FİLMİN KONUSU
Başrollerinde Halit Ergenç, Tuba Büyüküstün, Nejat İşler,
Mehmet Günsür, Çiğdem Onat, Serra Yılmaz ve Zerrin
Tekindor’un yer aldığı 'İstanbul Kırmızısı’nda, uzun yıllar yurt
dışında yaşayan yazar 'Orhan Şahin’in, ünlü yönetmen Deniz
Soysal'ın ilk kitabı üzerinde çalışmak için İstanbul'a gelişi ve
'Orhan’ın daha ilk günden kendisini 'Deniz'in karmaşık ilişkileri,
esrarengiz arkadaşları ve aile bireylerinin ortasında bulması
işleniyor.
İstanbul Kırmızısı'nın, Türkiye galası ise 1 Mart’ta
İstanbul’da yapılacak.