11 Eyl 2008 09:35 Son Güncelleme: 19 Kas 2018 13:13

"HALA FATİH TERİM'İN ŞIMARIK OĞLU O!..."EMRE BELÖZOĞLU'NA AĞIR BİR ELEŞTİRİ DE ORAY EĞİN'DEN GELDİ!... İŞTE EĞİN'İN YAZISI!...

Emre Belözoğlu çok ülke gördü, çok para kazandı, çok iyi yerlere geldi ama bu 28 yıl süren yolculukta tek bir şeyden kurtulamadı. Şımarık bir erkek çocuğu halinden.


Şımarık bir çocuk


Emre Belözoğlu çok ülke gördü, çok para kazandı, çok iyi yerlere geldi ama bu 28 yıl süren yolculukta tek bir şeyden kurtulamadı. Şımarık bir erkek çocuğu halinden. Hâlâ Fatih Terim´in şımarık "oğlu" o; dövdüğü de, sevdiği de. Adeta aileden biri. Ama bu yakınlık, Emre´ye özel bir dokunulmazlık sağlıyor mu?

Belli bir paranın ve şöhretin, başarıların insana dokunulmazlık sağladığını düşünen zihniyetin en belirgin temsilcisi Fatih Terim. Bu özellik "kalıtımsal" mı acaba; "oğula" da bulaştı.

Maalesef Batılılık ölçüsünün birimi Cavalli değil. Daha evvel de söylemiştim. İyi kıyafetler giymekle, Milano butiklerinden alışveriş yapmakla ya da annesinin sofraya koyduğu margarinden sızma zeytinyağına geçmekle Batılı olunmuyor. Eleştiriyi kabullenmek, kaldırmak, ders almak o coğrafya kültürünün belirgin özellikleri.

Ben anlıyorum ki Emre Belözoğlu önce İtalya, ardından da İngiltere´de geçirdiği seneler boyunca Batılılık adına hiçbir şey öğrenmemiş.

Yoksa bu şımarıkça tutum, kendini eleştiriden muaf zannedecek kadar yoğun yaşanan bilinçsizlik biraz olsun törpülenirdi.

Genç futbolculara milyonlarca dolar hem onların sahadaki başarıları için veriliyor, hem de bu işin baskısı başka birçok işten daha yoğun olduğu için. Genç insanların bu baskıya dayanmasının tesellisi olsun diye.

Senede 10-12 milyon dolar kazanan bir genç adamın eleştirilmeyeceğine dair bir kural var da biz mi bilmiyoruz? Aksine bu işin biraz da bedellerinden biri bu. Birileri illa ki laf söyleyecek, beğenmeyecek. 10 milyon dolar insanı eleştiriden muaf tutmaz, ama 10 milyon dolar insanın derisinin kalınlaşması için fazlasıyla yeterli bir sebep olabilir...

Peki hâlâ yetinmediği ne Emre´nin?

Herkes onu sevsin, hiç kimse eleştirmesin mi istiyor? Etrafındaki şakşakçılar korosu ve menajeri onu el üstünde tutuyor, sürekli övgüye boğuyor olabilir. Ama kapının önünde bir de gerçek bir dünya var.

Emre ilk olarak menajerini değiştirerek işe başlamalı. Son yıllarda aldığı ve karşılığında bedelini ödemek zorunda kaldığı bütün yanlış kararların altında onu yanlış yönlendiren menajeri var: Onu Fenerbahçe´ye transfer ederek hem Galatasaraylılar´ın hem de Fenerliler´in önüne atan aynı menajer; Hıncal Uluç´a dava açmasını öğütleyip bunu bir basın şovuna dönüştüren de...

Merak ediyorum, annesinin eleştiren sonra fenalaştığını basına kim sızdırdı? Kim açıklamaya karar verdi.

Dahası ne zamandır annelerimiz mesleğimizin malzemesi haline getiriliyor? "Annem rahatsızlandı" diye bir duygu sömürüsü açıklamasına ne lüzum var? "Mağdur" rolü oynayarak kimin sempatisini kazanmaya çalışıyor?

Yoksa...

Yoksa telaffuz bile etmek istemiyorum ama acaba Hıncal Abi´yi insanların gözünde "öcü" ilan etmek gibi sinsice bir plan mı var bunun altında?

Bu kavgayı "Anneme küfreden adam" ringine çekip, belaltı vuruşla bu ülkenin bir gazetecisini hedef mi göstermeye çalışıyor?

Yarın öbür gün fanatik bir taraftar, Emre´nin ve çevresinin bu ilkel kışkırtmalarından gaz alıp Hıncal Uluç´a saldırsa bunun sorumluluğunu taşıyabilecek mi?

Bu kadar öngörüden yoksun işte Emre´nin beynini şekillendirenler. Onu hep kısa vadeli hedeflerle, ileride bedelini düşünmeden yönlendirip zor duru