27 Nis 2009 15:25 Son Güncelleme: 19 Kas 2018 13:40

'HALA BUNU ANLAMAYAN APTALLAR VAR' NİHAT GENÇ YİNE KİMLERE KIZDI?

Güngör Uras, Alev Alatlı, Mehmet Bekaroğlu, Ertuğrul Kürkçü gibi isimlerle birlikte, yerel seçim sonuçlarını yeniHarman dergisine değerlendiren Nihat Genç yine sıradışı açıklamalar yaptı.

İşte Genç'in açıklamalarından öne çıkan bölümler:

'TAYYİP'LERİN ÇAĞI SONA ERİYOR'

Muhalefetin oy gücü iktidarı geçmiştir, yani, iktidar Ergenekon yalanlarından Şaban Dişlilerine Deniz Fenerlerine ve ATV'nin vahşi yayınlarına rağmen sıkışmaya küçülmeye başlamıştır, işte, şimdi buradan hareket edebiliriz. Kendine güvenmekte olan bu okumuş seçmeni gelecekteki siyasetimizin temeline yerleştirme şansımız vardır. Kendine güvenmekte olan bu seçmene, sol değerleri köklüce ve etraflıca anlatma öğretme şansımız vardır. Sosyal politikaları, işsizliği, fırsat eşitliği, evrensel değerleri işte bu kendine güveni gelen kitleleri hepimiz bütün çeşitliliğimizle anlatabilir ve Türkiye Siyaseti'nin geleceğinde çok gerçekçi ve zeki bir 'siyaset' inşa edebiliriz. Altmış yıldır karanlığın, cehaletin, vahşetin, yalanların, Demireller'in, Tansular'ın, Tayyipler'in çağı sona ermekte, bunu herkes görsün. Türkiye siyasetinin yeniden biçimlenmekte olduğu bu yeni 'Okumuşlar'la yepyeni siyaset yapılabilir. Sevincimiz budur, kimse CHP'li kimse MHP'li değil ve hiç kimse ideal partisini bulamaz, ancak, üstünde yaşadığımız ülkenin siyasetini iyice gözlemlersek şimdi, sosyal politikalarımızı anlatabileceğimiz şimdi aramızda bir 'tartışma ortamı' kurabileceğimiz yepyeni bir canlılık güvenle ortaya çıkmıştır.

'CHP İDEAL BİR PARTİ DEĞİL AMA...'

Türkiye'de bir sol siyaset için en temel malzeme kitleler işte bu seçimle açık seçik yüzünü göstermeye başlamıştır, bize düşen, bu okumuş kitlelerle el ele Türkiye'nin madenlerini, anti-emperyalizmi, bütün komşularımızla dostluğu, kendi malımıza markamıza güveni, kaliteyi, standartları, insanlık değerlerini köklüce tartışmak ve siyasi bir program haline getirmektir. Ve Irak'a savaşa giden Amerika´nın İskenderun'a çıkması ve sonra başlayan korkular Türkiye halkını vatan savunması toprağı elden gidiyor işgal ediliyor endişelerini sürüklemiş ve geçici bir siyasal kriz yaşanmıştır. Bu krizde aşırı milliyetçiliğin kendisini göstermesi normaldir. Aslolan, aydınların şimdi ülke insanına güven taşıması, toprak vatan bağımsızlık kavramlarına sarılıp halkın elinden endişeleri almasıdır. Eğer halkın bu endişelerini bizler giderebilirsek, işte o zaman sosyal politikalarla Türkiye'nin doğusuna, batısına insan hakları, fırsat eşitliği, sağlık ve eğitim sigortaları, bursları, daha yaygın şekilde gündeme getirilebilir ve üstünde yaşadığımız ve sorumluluklarımız olan toprak parçasında sömürüye karşı durabiliriz. Sağcı zihniyetin, müteahhitlerin dini ve İslam´ı kullanarak altmış yıldır Türkiye'yi kendi yandaşlarına peşkeş çekmeleriyle oluşmuş siyaset işte şimdi durdurulabilir bir noktaya bu okumuş kitlelerle gelmiştir. Tarihin bu noktasında bize düşen, hiç değilse ölmeden, gözlerimiz açık iken bu sağ zihniyeti topyekûn kendi karanlığına gömmenin umutlarının ortaya çıktığını görmemizdir. Bundan sonra, parti içi demokrasi, parti yapısı, nasıl bir parti tartışılabilir. Şimdi tartışılabilir, ama düne kadar boş havanda su dövüyorduk çünkü ortada bir alamet, işaret hiç yoktu, şimdi var... Ve okumuş yazmış herkese düşen görev, CHP'ye karşı bodoslama saldırmak değil, bir şekilde CHP kadrolarının içine girip içerden parti yapısını eleştirip değiştirmek ve sosyal politikaları içerden oluşturmaktır. Bu seçimlerle artık CHP'yi bütün kötülüklerin anası gibi eleştirmenin modası da bitmiştir. Hala bunu anlamayan aptallar var. CHP iyi bir parti değil, CHP ideal bir parti hiç değil, CHP sadece bir platform bir zemin... Bu zemine çıkmadan içeri girmeden büyük kitlelerle kasaba, kasaba tanışmadan kimse kendi derneğinde, o osuruk dergilerinde siyaset yapamaz. Ve sahaya çıkanlar ve bu platformun üstüne çıkanlar kendi fikirlerini inançlarını renklerini CHP'ye yansıtabilir, taşıyabilir, CHP'yi Türkiye'nin en açık en tartışmacı en renkli partisi haline getirebilir. Durmaksızın sosyal politikaları tartışan ve siyasete taşıyan bir ülkemiz olsun istiyorsak ve ülkemizin bütün renkleri ve fikirlerine açık tutmak istiyorsak, şu anda bu okumuş seçmenin en yakınındaki parti CHP'dir. Şehre hızla akmakta olan kitleler Türkiye'de çok doğal olarak siyaseti karanlık ellere teslim etmiştir ve şimdi şehirler oturdukça duruldukça şehirli insanın şehrine ve kendine güveni geldikçe 'sosyal politikalara' olan açlığı gündeme geliyor ve cemaatler, şeyhler, müteahhitler büyük bir siyasi kandırma aracı olmaktan çıkıyor. O halde şehirde oturan her akıllı insan fikirleri uysun uymasın en yakınındaki partiye girmeli ve tartışa, tartışa önümüzdeki yirmi yıl içinde sütunları oturmuş gerçek bir Türkiye Partisi'nin ortaya çıkmasına katkı sunabilir.