05 Kas 2016 11:25
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 21:38
Haklısın Şirin hanım, hem de çok haklısın! Bugünlerde gazeteci olarak kalmak çok zor!
Medyaradar'ın sivri dilli yazarı Keskin Kalem, CNN Türk'ün ünlü ekran yüzü Şirin Payzın'ın ekranlardaki üslubunu köşesine taşıdı.
Medya Mahallemizin Sevgili Dostları, Güzel İnsanları;
Bugünlerde her kim nasılsın iyi misin derse, dümdüz bir cümleyle yanıt veriyorum; “Daha iyi günlerimiz vardı.”
Allah sonumuzu hayır eyleye!
Siyasi, hukuki ve asayiş nizamı açısından memleket sağdan sola, yukarıdan aşağıya acayip çalkalanıyor.
Zor ötesi bir dönemeçteyiz.
CNN Türk’te genel olarak siyasi ajandası ağır basan, 15 Temmuz sonrası diline ayar çekilen, işini kaybetme kaygısı ve korkusuyla olsa gerek daha bir merkeze, devletin bekasına yönelen bir tavır içerisinde olan Şirin Payzın hanım efendinin dün gece konuğuna dediği gibi “Bugünlerde gazeteci olarak kalmak çok zor!”
Haklısın Şirin Hanım, hem de çok haklısın!
“Bugünlerde gazeteci olarak kalmak çok zor!”
Keşke sen yıllardır bu vurgusunu yaptığın gazetecilik konusunda şimşekleri üzerine çekmek yerine somut gazeteci tavrı ortaya koyabilseydin!
CNN Türk ekranlarında sen, Mirgün Cabas ve Cüneyt Özdemir dümdüz gazetecilik yerine yarım buçuk ağızla gündemi ele aldınız!
Tek hedefiniz Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan’dı!
Sosyal medya mesajlarınız da arşivlerde.
Terör örgütü PKK’ya desteklerini kendileri bile açık açık haykırmış, bölücü örgüt teröristlerinin cenazelerine gidip tüm vecibelerde en ön saflarda yer alıp devlete hakaret ve tehdit savurmuşlara “sempatiyle yaklaştığınız” algısını kıramadınız.
O güzellemeler yaptığınız HDP’lilere hiç deminden beri yukarıda dediğim gibi eylem ve söylemleriyle ilgili hatırlatmaları yaparak soru yönelttiniz mi?
Siz ki, uzun yıllar yurt dışında mürekkep yalamışsınız, bu devletin New York’taki diplomatik misyonunda çalıştığınız yıllarda onlarca Amerikalı gazeteciyle tanışmış birisisiniz!
Hangi HDP milletvekiline dümdüz “Terör örgütü PKK’nın militanlarıyla sarmaş dolaş oluyorsunuz, cenazelerde devlete ateş püskürüp Meclisinde yemin ettiğiniz bu ülke topraklarının askeri ile polisine tehdit savuruyorsunuz, partililerinizin arabalarında militan yakalanıyor, bomba ve silah ele geçiriliyor” diyebildiniz?
Ey, her dönem kayrılan kollanan Şirin Hanım!
Ey, sık sık gazetecilikten uzaklaşıp sırf Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a olan öfkenden dolayı HDP’lilerin ajandasını müsamahayla karşılamış olan Şirin Payzın kardeşim!
HDP’lilere “Dünyanın neresinde silahlı terör çetelerine sahiplenenlere, onların kravatlı militanı olanlara bir devlet göz yumar, sessiz kalır? Katliamlarına karşı bir şey yapmaz. Onları olumlayanlara siyasetçi muamelesi yapar?” dedin mi sen?
Böyle dümdüz, tümüyle gazeteci gibi soru yönelttin mi hiç?
Sana kalırsa geldiğimiz noktada olup-bitenlerden Devlet sorumlu!
Teröristler ağır silahlar ve bombalarla hendeklerde bu ülkeye başkaldırdığını, dış dünyaya Türkiye’de iç savaş yaşandığı görüntüsü vermek ve Türkiye’nin yönetilebilir olmaktan çıktığı imajı yaratabilmek için çabalayanlara, hukuku tanımayanlara; yani bölücü terör örgütü PKK’nın emrindeki sözde siyasetçi bozuntularından hangisine dümdüz sorabildin?
Geç bunları Şirin Hanım, geç!
Neymiş, “Bugünlerde gazeteci olarak kalmak çok zormuş!”
* * *
İhlas Holding’in kanını emen virüslerle ilgili yazdıklarım için gelen destek mesajları ve yeni bilgiler için buradan tüm dostlarıma teşekkür ediyorum.
İhlas’ın plazalarından birini satmak için aylardır çırpındığını yazmıştım, “yalan” diyerek e-posta gönderenler oldu.
Üşenmedim, Basın Ekspres’teki çileden çıkaran trafik yoğunluğundan geçip Atatürk Havaalanı’na giderken resim çektim!
Kocaman bir afişte SATILIK veya KİRALIK diye yazıyordu!
Alın size belgesi, alın size gördüğümün fotoğrafı!
Bu arada A. Mücahid Ören’in danışmanı olarak görev yapmış FETÖ elebaşı Fetullah Gülen’in parlak çocuklarından diş hekimine dair yazımdan sonra arayıp yeni bilgiler verenler oldu.
Sabah ola, hayrola derler ya, bekleyin sevgili dostlarım!
* * *
Cuma sabaha karşı, bu ülkenin her tür kurumsal yapısını reddeden, adli kolluk güçlerine sabah akşam parmak sallayıp tehdit eden, onlara bombalı saldırı düzenleyen onun bunun tetikçisi hainlere aleni destek verenler evlerinden tek tek toplandılar!
Dün gün boyunca “hele şükür be ey Devletim” diyen onlarca milyon insanımızın haykırışını, alkış tutuşunu duydum-gördüm.
O Sabahat Tuncel denen militanın polisimize tokat savurduğunu ölsem unutmam!
Halkların Demokratik Partisi (HDP) adlı PKK’nın sesi olan yapının Eş Genel Başkanı denen Figen Yüksekdağ’ın evine giden polislere nasıl direndiğini, kapıyı açmayıp kırmalarını beklediğini ve bunu da telefonla kaydettiğini izledim.
Bizlerin vergisini sömüren, maaş alıp terör estiren kadının, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının yürüttüğü terör soruşturması çerçevesinde, daha önce çağrılmasına rağmen ifadeye gitmeyip “sizi de, hukukunuzu da tanımıyorum” başkaldırısına daha ne kadar sessiz kalınır ve göz yumulurdu ey dostlar!
Vatanımızın başkentinde, Ankara’da Emniyet Müdürlüğü ekiplerine tuzak kurmaya çalışan Yüksekdağ, polise kapıyı açmadı, kapı kırılarak içeri giren polisimize de “haydutlar” diyerek saldırdı.
Sonra da Yüksekdağ’ın yakınları o görüntüleri internete yükleyip mağduriyet soytarılığı yaptılar. Devlet istese o telefonu da alır, sözde mağduriyetinizin görüntülerini siler süpürürdü!
* * *
Kalp krizi sonucu 81 yaşında hayata veda eden Mete Akyol ile ilgili yazımda onu ahlaksızca bir yöntemle basın tarihimizde eşine rastlanmadık biçimde işten çıkartan Dinç Bilgin’den söz etmeme kızanlar oldu.
Ey bu memleketi dolandırmaktan, banka soymaktan hüküm giymiş, hapse atılmış Dinç Bilgin için dediklerime itiraz edip onun yalakalığını yapan sözde gazeteciler!
Şunu açıkça diyeyim sizlere, haftaya arkası yarın gibi tutkuyla nefes nefese okuyacağınız bir yazı dizisi hazırlayacağım.
O zaman belki fikriniz değişir!
* * *
UĞURLAR OLSUN METE AKYOL
Güzel adam Mete Akyol bugün ebediyete uğurlanacak!
Akyol’un cenaze namazı, Büyükada’daki Hamidiye Camisi’nde öğlen namazından sonra kılınacak. Usta gazeteci Büyükada Mezarlığı’nda toprağa verilecek.
Mete abinin dününü bilmeyenler için faydalı link:
İzlemek için tıklayın...
AYDIN DOĞAN ZOR DURUMDA!
HDP-PKK, DHKPC ve FETÖ gibi terör örgütlerine kucak açan, onları kayırıp kollayan Almanya, Türkiye’deki işbirlikçilerine yönelik operasyonlardan çok rahatsız.
Köln, Berlin ve Frankfurt gibi kentlerde haraç mafyası kurmuş olan terör örgütlerine göz yuman, Türkiye karşıtı yapılara her türlü desteği veren, sonra da “müttefik” olduğu sahtekarlığıyla bize akıl veren Almanya ile iş tutan Aydın Doğan bey için hayat her geçen gün daha da zorlaşıyor.
Yaşlılığın huzurundan uzak, ilaçlarla yatıp kalkan Aydın Bey için en acı haberlerden biri Perşembe günü duyuldu.
Axel Springer Medya Grubu Başkanı Mathias Döpfner, grubunun Doğan TV Holding'de sahip olduğu yaklaşık yüzde 7'lik hisseyi 2022 yılına kadar elden çıkaracaklarını açıkladı.
Döpfner, Cumhuriyet Gazetesi'ne yapılan operasyonu sert bir dille eleştirerek grubun Türkiye'ye daha fazla yatırım yapmayacağını da açıkladı.
Döpfner, "Türkiye'de basın özgürlüğü ayaklar altına alındı" şeklinde konuştu.
Mathias Döpfner, "Türkiye'deki mevcut durumu büyük bir endişeyle izlediğini, ancak Türkiye'deki gelişmelere dair Avrupa Parlamentosu'nun ardından federal hükümetin de açık ve eleştirel bir açıklama yapılmış olmasından" memnuniyet duyduğunu ifade etti.
Springer Medya Grubu Başkanı Döpfner, grubunun Çin ve Rusya'da olduğu gibi Türkiye'de de daha fazla yatırım yapmayacakları mesajını verirken "Demokratik ülkelerden şirketlerin sadece güvenilebilir demokrasilerin hüküm sürdüğü ülkelerde yatırım yapması mantıklı" şeklinde konuştu.
Küstah herif!
Önce besleyin, kayırıp kollayın, topraklarınızı teröristler için güvenli limana çevirin, Türkiye’nin iadesini istediği vatan haini savcıları vermeyeceğinizi duyurun, Can Dündar için Alman vatandaşlarına verdiğiniz pasaportu takdim edip maddi-manevi destekleyin, sonra da utanmadan “müttefik ve dostuz” deyin!
Yuh olsun size Hitler’in çocukları!
Bu arada Almanya Cumhurbaşkanı Joachim Gauck'un pazartesi günü Can Dündar'ı kabul edeceğinin açıklandığını da hatırlatayım!
Haziran ayında Almanya’ya kaçan Can Dündar hakkında Türkiye'de yakalama kararı çıkarılmıştı. Dündar, son olarak Cumhuriyet Gazetesi'ne düzenlenen operasyon sonrasında Alman hükümetini, Türkiye'deki basın özgürlüğü ihlalleri karşısında net tavır sergilememekle eleştirmişti.
Almanya Başbakanı Angela Merkel de bunun üzerine “Üzülme Can kardeş! Çıkarlarımız gereği susuyorduk, ama biraz diş gösterir gönlünü alırız” diyerek Türk hükümetini eleştirmiş, Türkiye'deki gelişmeleri 'yüksek seviyede alarm verici' diye nitelendirerek, Türkiye'deki gazetecilere dayanışma mesajı vermişti.
Can Dündar Merkel'in açıklamasının ardından perşembe günü eleştirilerini sürdürerek, 'Merkel'in bir adım attığını, ama bu adımın çok geç geldiğini' söylemişti. Dündar, Merkel'in açık bir kınama mesajından kaçındığına da dikkat çekmişti.
Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan da, Almanya'nın FETÖ soruşturması kapsamında aranan savcıları iade etmeme kararına istinaden Almanya'yı 'teröre çanak tutmakla' suçlamıştı.
Erdoğan, Almanya'dan Türkiye'deki basın özgürlüğü ihlalleri konusunda yapılan 'kaygı duyuyoruz' açıklamalarını da eleştirerek, "Biz de Almanya'nın bu yaklaşımını ve uygulamalarını kaygıyla, dehşetle izliyoruz" demişti.
Az bile dediniz Sayın Cumhurbaşkanım!
Haftaya görüşmek dileğiyle sevgili medya mahallesi sakinleri!
Gelecek haftaya da bol malzeme var. Vallahi billahi acayip malzemeler! Hepinize güzel dileklerimle, mutlu-mesut bir hafta sonu diliyorum!
KESKİN KALEM
E-Mail: [email protected]
Bugünlerde her kim nasılsın iyi misin derse, dümdüz bir cümleyle yanıt veriyorum; “Daha iyi günlerimiz vardı.”
Allah sonumuzu hayır eyleye!
Siyasi, hukuki ve asayiş nizamı açısından memleket sağdan sola, yukarıdan aşağıya acayip çalkalanıyor.
Zor ötesi bir dönemeçteyiz.
CNN Türk’te genel olarak siyasi ajandası ağır basan, 15 Temmuz sonrası diline ayar çekilen, işini kaybetme kaygısı ve korkusuyla olsa gerek daha bir merkeze, devletin bekasına yönelen bir tavır içerisinde olan Şirin Payzın hanım efendinin dün gece konuğuna dediği gibi “Bugünlerde gazeteci olarak kalmak çok zor!”
Haklısın Şirin Hanım, hem de çok haklısın!
“Bugünlerde gazeteci olarak kalmak çok zor!”
Keşke sen yıllardır bu vurgusunu yaptığın gazetecilik konusunda şimşekleri üzerine çekmek yerine somut gazeteci tavrı ortaya koyabilseydin!
CNN Türk ekranlarında sen, Mirgün Cabas ve Cüneyt Özdemir dümdüz gazetecilik yerine yarım buçuk ağızla gündemi ele aldınız!
Tek hedefiniz Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan’dı!
Sosyal medya mesajlarınız da arşivlerde.
Terör örgütü PKK’ya desteklerini kendileri bile açık açık haykırmış, bölücü örgüt teröristlerinin cenazelerine gidip tüm vecibelerde en ön saflarda yer alıp devlete hakaret ve tehdit savurmuşlara “sempatiyle yaklaştığınız” algısını kıramadınız.
O güzellemeler yaptığınız HDP’lilere hiç deminden beri yukarıda dediğim gibi eylem ve söylemleriyle ilgili hatırlatmaları yaparak soru yönelttiniz mi?
Siz ki, uzun yıllar yurt dışında mürekkep yalamışsınız, bu devletin New York’taki diplomatik misyonunda çalıştığınız yıllarda onlarca Amerikalı gazeteciyle tanışmış birisisiniz!
Hangi HDP milletvekiline dümdüz “Terör örgütü PKK’nın militanlarıyla sarmaş dolaş oluyorsunuz, cenazelerde devlete ateş püskürüp Meclisinde yemin ettiğiniz bu ülke topraklarının askeri ile polisine tehdit savuruyorsunuz, partililerinizin arabalarında militan yakalanıyor, bomba ve silah ele geçiriliyor” diyebildiniz?
Ey, her dönem kayrılan kollanan Şirin Hanım!
Ey, sık sık gazetecilikten uzaklaşıp sırf Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a olan öfkenden dolayı HDP’lilerin ajandasını müsamahayla karşılamış olan Şirin Payzın kardeşim!
HDP’lilere “Dünyanın neresinde silahlı terör çetelerine sahiplenenlere, onların kravatlı militanı olanlara bir devlet göz yumar, sessiz kalır? Katliamlarına karşı bir şey yapmaz. Onları olumlayanlara siyasetçi muamelesi yapar?” dedin mi sen?
Böyle dümdüz, tümüyle gazeteci gibi soru yönelttin mi hiç?
Sana kalırsa geldiğimiz noktada olup-bitenlerden Devlet sorumlu!
Teröristler ağır silahlar ve bombalarla hendeklerde bu ülkeye başkaldırdığını, dış dünyaya Türkiye’de iç savaş yaşandığı görüntüsü vermek ve Türkiye’nin yönetilebilir olmaktan çıktığı imajı yaratabilmek için çabalayanlara, hukuku tanımayanlara; yani bölücü terör örgütü PKK’nın emrindeki sözde siyasetçi bozuntularından hangisine dümdüz sorabildin?
Geç bunları Şirin Hanım, geç!
Neymiş, “Bugünlerde gazeteci olarak kalmak çok zormuş!”
* * *
İhlas Holding’in kanını emen virüslerle ilgili yazdıklarım için gelen destek mesajları ve yeni bilgiler için buradan tüm dostlarıma teşekkür ediyorum.
İhlas’ın plazalarından birini satmak için aylardır çırpındığını yazmıştım, “yalan” diyerek e-posta gönderenler oldu.
Üşenmedim, Basın Ekspres’teki çileden çıkaran trafik yoğunluğundan geçip Atatürk Havaalanı’na giderken resim çektim!
Kocaman bir afişte SATILIK veya KİRALIK diye yazıyordu!
Alın size belgesi, alın size gördüğümün fotoğrafı!
Bu arada A. Mücahid Ören’in danışmanı olarak görev yapmış FETÖ elebaşı Fetullah Gülen’in parlak çocuklarından diş hekimine dair yazımdan sonra arayıp yeni bilgiler verenler oldu.
Sabah ola, hayrola derler ya, bekleyin sevgili dostlarım!
* * *
Cuma sabaha karşı, bu ülkenin her tür kurumsal yapısını reddeden, adli kolluk güçlerine sabah akşam parmak sallayıp tehdit eden, onlara bombalı saldırı düzenleyen onun bunun tetikçisi hainlere aleni destek verenler evlerinden tek tek toplandılar!
Dün gün boyunca “hele şükür be ey Devletim” diyen onlarca milyon insanımızın haykırışını, alkış tutuşunu duydum-gördüm.
O Sabahat Tuncel denen militanın polisimize tokat savurduğunu ölsem unutmam!
Halkların Demokratik Partisi (HDP) adlı PKK’nın sesi olan yapının Eş Genel Başkanı denen Figen Yüksekdağ’ın evine giden polislere nasıl direndiğini, kapıyı açmayıp kırmalarını beklediğini ve bunu da telefonla kaydettiğini izledim.
Bizlerin vergisini sömüren, maaş alıp terör estiren kadının, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının yürüttüğü terör soruşturması çerçevesinde, daha önce çağrılmasına rağmen ifadeye gitmeyip “sizi de, hukukunuzu da tanımıyorum” başkaldırısına daha ne kadar sessiz kalınır ve göz yumulurdu ey dostlar!
Vatanımızın başkentinde, Ankara’da Emniyet Müdürlüğü ekiplerine tuzak kurmaya çalışan Yüksekdağ, polise kapıyı açmadı, kapı kırılarak içeri giren polisimize de “haydutlar” diyerek saldırdı.
Sonra da Yüksekdağ’ın yakınları o görüntüleri internete yükleyip mağduriyet soytarılığı yaptılar. Devlet istese o telefonu da alır, sözde mağduriyetinizin görüntülerini siler süpürürdü!
* * *
Kalp krizi sonucu 81 yaşında hayata veda eden Mete Akyol ile ilgili yazımda onu ahlaksızca bir yöntemle basın tarihimizde eşine rastlanmadık biçimde işten çıkartan Dinç Bilgin’den söz etmeme kızanlar oldu.
Ey bu memleketi dolandırmaktan, banka soymaktan hüküm giymiş, hapse atılmış Dinç Bilgin için dediklerime itiraz edip onun yalakalığını yapan sözde gazeteciler!
Şunu açıkça diyeyim sizlere, haftaya arkası yarın gibi tutkuyla nefes nefese okuyacağınız bir yazı dizisi hazırlayacağım.
O zaman belki fikriniz değişir!
* * *
UĞURLAR OLSUN METE AKYOL
Güzel adam Mete Akyol bugün ebediyete uğurlanacak!
Akyol’un cenaze namazı, Büyükada’daki Hamidiye Camisi’nde öğlen namazından sonra kılınacak. Usta gazeteci Büyükada Mezarlığı’nda toprağa verilecek.
Mete abinin dününü bilmeyenler için faydalı link:
İzlemek için tıklayın...
AYDIN DOĞAN ZOR DURUMDA!
HDP-PKK, DHKPC ve FETÖ gibi terör örgütlerine kucak açan, onları kayırıp kollayan Almanya, Türkiye’deki işbirlikçilerine yönelik operasyonlardan çok rahatsız.
Köln, Berlin ve Frankfurt gibi kentlerde haraç mafyası kurmuş olan terör örgütlerine göz yuman, Türkiye karşıtı yapılara her türlü desteği veren, sonra da “müttefik” olduğu sahtekarlığıyla bize akıl veren Almanya ile iş tutan Aydın Doğan bey için hayat her geçen gün daha da zorlaşıyor.
Yaşlılığın huzurundan uzak, ilaçlarla yatıp kalkan Aydın Bey için en acı haberlerden biri Perşembe günü duyuldu.
Axel Springer Medya Grubu Başkanı Mathias Döpfner, grubunun Doğan TV Holding'de sahip olduğu yaklaşık yüzde 7'lik hisseyi 2022 yılına kadar elden çıkaracaklarını açıkladı.
Döpfner, Cumhuriyet Gazetesi'ne yapılan operasyonu sert bir dille eleştirerek grubun Türkiye'ye daha fazla yatırım yapmayacağını da açıkladı.
Döpfner, "Türkiye'de basın özgürlüğü ayaklar altına alındı" şeklinde konuştu.
Mathias Döpfner, "Türkiye'deki mevcut durumu büyük bir endişeyle izlediğini, ancak Türkiye'deki gelişmelere dair Avrupa Parlamentosu'nun ardından federal hükümetin de açık ve eleştirel bir açıklama yapılmış olmasından" memnuniyet duyduğunu ifade etti.
Springer Medya Grubu Başkanı Döpfner, grubunun Çin ve Rusya'da olduğu gibi Türkiye'de de daha fazla yatırım yapmayacakları mesajını verirken "Demokratik ülkelerden şirketlerin sadece güvenilebilir demokrasilerin hüküm sürdüğü ülkelerde yatırım yapması mantıklı" şeklinde konuştu.
Küstah herif!
Önce besleyin, kayırıp kollayın, topraklarınızı teröristler için güvenli limana çevirin, Türkiye’nin iadesini istediği vatan haini savcıları vermeyeceğinizi duyurun, Can Dündar için Alman vatandaşlarına verdiğiniz pasaportu takdim edip maddi-manevi destekleyin, sonra da utanmadan “müttefik ve dostuz” deyin!
Yuh olsun size Hitler’in çocukları!
Bu arada Almanya Cumhurbaşkanı Joachim Gauck'un pazartesi günü Can Dündar'ı kabul edeceğinin açıklandığını da hatırlatayım!
Haziran ayında Almanya’ya kaçan Can Dündar hakkında Türkiye'de yakalama kararı çıkarılmıştı. Dündar, son olarak Cumhuriyet Gazetesi'ne düzenlenen operasyon sonrasında Alman hükümetini, Türkiye'deki basın özgürlüğü ihlalleri karşısında net tavır sergilememekle eleştirmişti.
Almanya Başbakanı Angela Merkel de bunun üzerine “Üzülme Can kardeş! Çıkarlarımız gereği susuyorduk, ama biraz diş gösterir gönlünü alırız” diyerek Türk hükümetini eleştirmiş, Türkiye'deki gelişmeleri 'yüksek seviyede alarm verici' diye nitelendirerek, Türkiye'deki gazetecilere dayanışma mesajı vermişti.
Can Dündar Merkel'in açıklamasının ardından perşembe günü eleştirilerini sürdürerek, 'Merkel'in bir adım attığını, ama bu adımın çok geç geldiğini' söylemişti. Dündar, Merkel'in açık bir kınama mesajından kaçındığına da dikkat çekmişti.
Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan da, Almanya'nın FETÖ soruşturması kapsamında aranan savcıları iade etmeme kararına istinaden Almanya'yı 'teröre çanak tutmakla' suçlamıştı.
Erdoğan, Almanya'dan Türkiye'deki basın özgürlüğü ihlalleri konusunda yapılan 'kaygı duyuyoruz' açıklamalarını da eleştirerek, "Biz de Almanya'nın bu yaklaşımını ve uygulamalarını kaygıyla, dehşetle izliyoruz" demişti.
Az bile dediniz Sayın Cumhurbaşkanım!
Haftaya görüşmek dileğiyle sevgili medya mahallesi sakinleri!
Gelecek haftaya da bol malzeme var. Vallahi billahi acayip malzemeler! Hepinize güzel dileklerimle, mutlu-mesut bir hafta sonu diliyorum!
KESKİN KALEM
E-Mail: [email protected]