14 Kas 2006 18:08 Son Güncelleme: 19 Kas 2018 12:46

HAKKI DEVRİM "MÜSTEAR KADIN"A CEVAP VERDİ...UFUK GÜLDEMİR'LE KİMLER CEPHE BİRLİĞİ YAPTI?...

Radikal yazarı Hakkı Devrim,Milliyet Genel Yayın Yönetmenliği yaptığı sırada Ufuk Güldemir'e kadın müstear adıyla ona buna sataşan bir dedikodu köşesi yapma teklifi götürdüğü iddiası için ne dedi?

Ufuk Güldemir, Necef Uğurlu, Abdurrahman Dilipak cephesi

Hemen bütün gazeteleri görüyorum desem de, benim sevgili okurum sormadan edemez:
-Bilmem kim falan gazetede senden söz etti, okudun mu?
Gördüm efendim! Ufuk Güldemir'in, ceketimin önünü ilikleyerek nasıl huzuruna vardığımı, Milliyet'te yazmam için himayesine sığındığımı, teklifimi yakışıksız bularak beni nasıl geri çevirdiğini, kendisinden istediğim randevuyu bekletmeden (Allah razı olsun!) verdiğini, yazı konusunda ısrar ettiğimi görünce, «vaktinin darlığını gerekçe göstererek» beni nasıl başından savdığını, bir internet sitesinde yazdı.
Peki, ne yapabilirim?
Bu çocuğun, iler tutar yeri ve benim terazimde bir ağırlığı olmadığını mı söyleyeyim? Aynı çevrenin insanlarıyız. Gazeteci arkadaşlarımdan, bana bunu soran olmadı. Bizi bilmeyenlere ben ne diyebilirim?
Bildiğiniz bir gazeteciye sorun isterseniz. Deyin ki:
- Hakkı, sizin meslekten önemli bir adamın yoluna çıkmış ve ceketinin düğmelerini ilikledikten sonra ondan bir ricada bulunmuş. Adam da onu, ağzının payını vererek geri çevirmiş. Kim olabilir, Hakkı'nın önünde selam durduğu, ezilip büzüldüğü bu önemli kişi?
Alacağınız cevabı bana da söyleyin lütfen.
*
Bu zavallının sözüne kimse inanmaz ve palavrasının üzerinde durmaya da değmez demiştim. Bir inanan oldu. Adı Necef Uğurlu. Ufuk 'un hikâyesinden yola çıkarak ve terbiyesiz zeminlerden geçerek, haddini fersah fersah aşarak, beni istintaka heveslenmiş (Star, 12 kasım). Meşrebi hakkında fikir sahibi değilim.
Saymışken birini daha söyleyeyim de, bu bahtsızlar muhitinde kimlere muhatap olduğumu iyice görün. Köşekadısı Abdurrahman Dilipak beni muhbirlikle suçluyor (Vakit, 21 ekim). Cumhurbaşkanına hakaretten galiba para cezasına mahkûm olmuş.
Bu zat, Sezer'in hastalığı Parkinson mu, esansiyel tremor mu, diye sormuş; «bana kalırsa yaptıkları ile vicdanının arasında sıkışan insanların dramıdır... Keşke hastalık gerekçesiyle Çankaya'dan ayrılsa» (Vakit, 10 temmuz 2005) diye densiz, saygısız bir yazı yazmış, ben de onu eleştirmiştim.
Ufuk Güldemir'le cephe birliği ederek kuyruk acısını çıkarmaya çalışıyor. Ne diyeceksiniz!

Hakkı Devrim/Radikal




Habertürk'ün sahibi Ufuk Güldemir,Hakkı Devrim'le ilgili bir anısını anlatarak polemiğin fitilini ateşlemişti.İşte O Anı:

-Bir gün Milliyet´te Aydın Bey´in üst kattaki odasından çıktım, yazı işlerine doğrulurken, o katta küçük bir bölmede promosyon olarak dağıttığımız ansiklopedi, kitapların editörlüğünü yapan Hakkı Devrim, önünü ilikleyerek nazik bir ifadeyle `´Ufuk bey bir dakika vaktiniz var mı?´´ diye önümü kesti.
Ben de bu nezaket karşısında `´tabii ki üstadım´´ diyerek onun cam bölmesine girdim. Hoş beşden sonra lafı Milliyet´te köşe yazmak istediğine getirdi. Bu köşeyi bana cazip kılmak için bir de parlak fikri vardı. Kadın müstear adıyla ona buna sataşan bir dedikodu köşesi düşünüyordu. Hatta geçmişten de örnek verdi: Eskiden çalıştığı bir gazetede bunu denemişler ve `´çok başarılı´´ olmuşlardı.

Kulaklarına inanamıştı Güldemir, Milliyet'te böyle bir şeyin olamayacağına karar vermişti vermesine ama, yine de ayıp olmasın diye düşünmek için süre istemişti.

-Kara kara da düşündüm, Milliyet´in nereden nereye geldiğini. Aradan bir hafta sonra asistanım Hakkı Devrim´in randevu istediğini söyledi. Bekletmeden verdim. Geldi ve bu istediğini tekrarlayınca, bu tarz bir köşenin Mil