Hâkimlikten Dündar ve Gül'e 'Silahlı terör örgütü üyeliği' suçlaması
Hâkimlik, tutuklamaya itirazı Dündar ve Gül'e iddianamede yer almayan 'silahlı terör örgütü üyeliği' suçlamasını yönelterek reddetti.
26 Kasım 2015’te tutuklanan Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın
Yönetmeni Can Dündar ve Ankara Temsilcisi Erdem Gül için yapılan
tahliye talebi İstanbul 6. Sulh Ceza Hâkimliği tarafından, ‘silahlı
terör örgütü üyeliği’ suçlaması varmış gibi reddedilerek ‘tutuklama
kararı uygun’ denildi.
Cumhuriyet'ten Canan Coşkun'un haberine göre, CHP milletvekilleri
Enis Berberoğlu, Ali Şeker, Nurhayat Altaca Kayışoğlu, Ceyhun İrgil
ve Aytuğ Atıcı dün Can Dündar ve Erdem Gül’ü ziyaret etti.
CHP’liler “Tarih bu kararı verenleri unutmayacak” dedi.
Adana’da Ocak 2014’te Suriye’ye silah taşıyan MİT TIR’larıyla
ilgili haberlerinden dolayı tutuklanan Can Dündar veErdem Gül’ün
tahliye talebi İstanbul 6. Sulh Ceza Hâkimliği tarafından
reddedildi. Hâkimlik kararında, Dündar ve Gül’e savcılık tarafından
yöneltilmeyen “Silahlı terör örgütü üyeliği” suçlaması da sanki
varmış gibi yer aldı.
Tahliye talebini değerlendiren İstanbul 6. Sulh Ceza Hâkimliği ret
kararında, “Dosyada tutukluluk halinin sonlandırılmasını
gerektirecek yeni bir delil bulunmadığı, delillerin henüz
toplanmadığı ve tutuklama kararını veren İstanbul 7. Sulh Ceza
Hâkimliği’nin kararının usul ve yasaya uygun olduğunu”
belirtti.
Talebi reddeden hâkimliğin red kararında, Dündar ve Gül’e ne
savcılık ne de tutuklama kararını veren hâkimlik tarafından
yöneltilmeyen “Silahlı terör örgütüne üye olma” suçlaması gerekçe
olarak gösterildi. Dündar ve Gül’ün avukatları dilekçelerinde
tahliye talebinde bulunmasına rağmen, hâkim bu dilekçeyi
tutukluluğa itiraz dilekçesi sanarak “itirazın reddi” kararı verdi.
Oysa tutukluluğa itiraz daha önce avukatlar tarafından İstanbul 8.
Sulh Ceza Hâkimliği’ne yapılmıştı. Avukatların dilekçesinde bu
husus belirtilerek bu defa tahliye istedikleri açıklanıyordu.
İstanbul 6. Sulh Ceza Hâkimliği yargıcı ise İstanbul 8. Sulh Ceza
Hâkimliği yargıcının kararını yok sayarak ya da göremeyerek
tutukluluğa itiraz incelemesi yaptı ve itirazı reddeden hâkimlik
kararının kesin olduğunu belirtti. Hukukçular, tahliye talebinin
reddi kararının kesin olmayacağını, itiraz yolunun açık olduğunu
söyleyerek, kararın şekil yönünden bile hatalı olduğunu ifade etti.
Kararın en çok tartışılan yönü ise “tutuklamanın sonlandırılmasını
gerektirecek yeni delil olmayışının” gerekçe olarak gösterilmesi
oldu. Tahliye yerine tutuklama için delil aranması yerine
hâkimliğin tahliye için delil araması dikkat çekti. Hatırlanacağı
üzere dosyada 29 Mayıs ve 12 Haziran 2015 tarihli haberler dışında
delil bulunmuyor.
"Katalog suç değil"
Tahliye talebine ilişkin dilekçede, Dündar ve Gül’e yöneltilen üç
ayrı suç olduğu aktarılarak, bunlardan birincisinin “örgüte üye
olmadan bilerek ve isteyerek yardım etmek” suçlaması diğer iki
suçlamanın da “siyasi ve askeri casusluk”, “gizli kalması gereken
bilgileri açıklama” suçları olduğu anımsatıldı. Bu üç suçlamadan
“örgüte üye olmadan bilerek ve isteyerek yardım etmek” suçlamasının
Ceza Muhakemeleri Kanunu’nun 100. maddesinde düzenlenen tutuklama
nedenleri arasında yer alan katalog suçlar arasında yer aldığı,
diğer iki suçlamanın bu katalog suçlardan olmadığının altı
çizilmişti.
26 Kasım tarihli tutuklama kararında katalog suçlar arasında yer
almayan “siyasi ve askeri casusluk” ve “gizli kalması gereken
bilgileri açıklama” suçlamalarından da tutuklama kararı verildiği
anımsatılarak, bu suçlar bakımından tutuklama nedeninin varlığının
nasıl tespit edildiği sorulmuştu.