26 Mayıs 2017 16:06 Son Güncelleme: 20 Kas 2018 00:31

Hakim ve savcı adayları kura töreni

- Adalet Bakanı Bozdağ: (2)- "Avrupa'dan bana mektup yazıyorlar. Yazılan bir mektupta 'Son günlerde tutuklanan iki kişiyi Türkiye derhal serbest bıraksın' deniyor. Bunlar, işlerine gelince hukuk devleti, yargı bağımsızlığı diyorlar. Parlamenterler tutmuşlar mektup yazıyorlar, basına veriyorlar...

ANKARA (AA) - Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, "Avrupa'dan bana mektup yazıyorlar. Yazılan bir mektupta 'Son günlerde tutuklanan iki kişiyi Türkiye derhal serbest bıraksın' deniyor. Bunlar, işlerine gelince 'hukuk devleti, yargı bağımsızlığı' diyorlar. Parlamenterler tutmuşlar mektup yazıyorlar, basına veriyorlar adalet bakanına 'Falanı, falanı derhal serbest bırakın.' Emriniz olun. Türkiye sizin emir eriniz mi?" dedi.

Bozdağ, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen 20. Dönem Adli Yargı Hakim ve Savcı Adayları Kura Töreni'nde yaptığı konuşmada, hakim ve savcıların teminatının Anayasa'da bulunduğuna işaret etti.

Bu teminatın yargı görevi yapanlar için Anayasa'da sağlanmış zırh ve koruma kalkanları olduğunu ifade eden Bozdağ, "Ama tarafsızlık, bağımsızlık ve teminat, hakim ve savcıların mensup oldukları gruplar, ideolojiler, siyasi başka başka hesaplarla bunları kılıç ve kalkan olarak eline alıp başkalarına haksızlık yapmasının zırhı asla olamaz. Olmamalıdır." dedi.

Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) mensuplarının Türk yargısı, ordu, emniyet ve devletin diğer organları içerisinde yaptığı tahribatın çok büyük olduğunu ifade eden Bozdağ, "Bugüne kadar hiçbir terör örgütü Türkiye devletine böylesine tahribat yapamamıştır, devletin organlarına böylesine büyük bir zarar verememiştir." ifadesini kullandı.

- "Marifet bugün değil 17 Aralık'ta konuşmaktı"

"Şimdi FETÖ hakkında ağzını açıp konuşan bir sürü insan görüyorsunuz, medyada, siyasette, başka yerde. Marifet bugün konuşmak değil marifet 17 Aralık'ta adam gibi durup, adam gibi konuşmaktı." diyen Bozdağ, şöyle devam etti:

"Şimdi herkes kılıcı eline almış 'Şu FETÖ'cü bu FETÖ'cü' diye kesmeye bakıyor, FETÖ'cü diye kesmeye kalktıkları 17-25 Aralık'ta, sonrasında FETÖ'cülere karşı en önde mücadele eden insanlar. 15 Temmuz'dan sonra konuşmak daha da kolay oldu. Ama marifet o gün konuşmaktı. Herkesin gerçeği gördüğü bir zamanda herkesle eş zamanlı gerçeği gören ileri görüşlü değildir. Marifet, herkesin gerçeği göremediği bir noktada görebiliyorsanız siz ileriyi görebiliyorsunuz demektir. HSYK üyelerimiz bu anlamda FETÖ'ye karşı Türkiye'de gerçeği doğru zamanda gören ve bu çerçevede adımlar atan çok önemli kararların altına imza attılar. Yargı içinde öbeklenmiş bu örgüt mensuplarının hemen hemen büyük kısmı hakkında 15 Temmuz başlamadan önce pek çok soruşturmalar açıldı, pek çok kişi açığa alındı."

Darbe teşebbüsü gecesinde, yargı mensuplarının FETÖ'ye, Türkiye, millet, devlet adına en büyük ve en ağır yenilgiyi tattıracak darbeyi vurduğunu ifade etti.

- "İncelenmedik hakim ve savcı kalmadı"

FETÖ ile Türkiye'de ilk mücadeleye başlayan yerin Türk yargısı olduğunun altını çizen Bozdağ, Türk yargısı içinde 4 bini aşkın FETÖ ile irtibatı, iltisakı, üyeliği nedeniyle meslekten uzaklaştırılan hakim ve savcı olduğunu belirtti.

HSYK'nın incelemelerini bitirdiğini belirten Bozdağ, "Şu anda incelenmedik hakim ve savcı kalmadı. Elbette ki bu örgütün yapısı nedeniyle bundan sonra başka incelemeler olmaz deme imkanı yok. Çünkü karşımızda çok farklı bir terör örgütü var." dedi.

- "Aldatma konusunda şeytanı yaya bırakırlar"

Bozdağ, "FETÖ eli kanlı hain, alçak ve dahası Allah, Kur'an ve sünneti istismar edip, dinle insanları aldatan şeytanın da gıpta ettiği bir terör örgütüdür. Çünkü aldatma konusunda herhalde şeytanı yaya bırakırlar. Böyle bir maharetleri var. Şeytan emin olun bunlara gıpta ediyordur, nasıl beceriyorlar bunları diye." ifadelerini kullandı.

FETÖ'nün hainlerden oluşan bir örgüt olduğunu belirten Bozdağ, "PKK içindeki istihbarat elemanlarının listesini verdirdiler. Bu alçaklar bunların büyük bir kısmını infaz ettirdi. Şimdi başka ülkelerin istihbarat örgütleri ile Türkiye'nin aleyhine kararlar çıkarmak için kol kola geziyorlar. Türkiye'nin aleyhine açıklama yapsınlar diye parlamentodaki vekillere, senatörlere, gazetecilere oluk gibi para aktarıyorlar. Tek bir şey istiyorlar: Türkiye'ye sövün, Türkiye'yi eleştirin, Türkiye'yi suçlayın, Türkiye'yi yerin dibine geçirin, alın milyonlarca doları." ifadelerini kullandı.

- "FETÖ 'her şeyi inkar edeceksiniz' talimatı verdi"

Darbe teşebbüsü nedeniyle yürütülen soruşturmalara ve davalara değinen Bozdağ, darbe teşebbüsü sırasında görüntüler, ses kayıtları ortada olmasına rağmen yaptıklarını inkar edenlerin bulunduğunu belirtti.

FETÖ'nün "her şeyi inkar edeceksiniz" talimatı verdiğini dile getiren Bozdağ, "Evde parmak izi çıkmış darbe planlaması yaparken, 'O ben değilim' diyor. Adil Öksüz ile yolda konuşuyor, Kemal Batmaz, 'Ne konuştun' diyor, beraber gidiyor, geliyorlar, bütün kayıtlar ortada, 'O bir şey sormuştu bana' diyor. Herkesi sersem, kainatın ahmakını da en büyük akıllı zannediyor ve kendilerini öyle görüyor bunlar. Neden bu örgüt öyle yapıyor? Hakimlerin, savcıların aklıyla alay ediyorlar. Türk milletinin aklıyla, hukukla, adaletle alay ediyorlar. Bunlar omurgasız dedim ya adam gibi 'Ben çıktım darbe yapmaya kalktım ama başaramadım' deme erkekliğini, adamlığını gösteremiyorlar." diye konuştu.

- "Kontrollü darbe iftirasını gerçeğe dönüştürmeye çalışıyor"

FETÖ elebaşı terörist Gülen'in, darbe teşebbüsünün başarısızlığını gördükten sonra "Bu bir tiyatrodur." dediğini aktaran Bozdağ, "Dünyada kontrollü darbe iftirasını gerçekleştirmek ve bunu kabul ettirmek için milyonlarca dolar harcayıp raporlar hazırlatıyor, bu raporları basına, Meclislere, başka yerlere gönderiyor. Sosyal medyadan başka kanallardan yayıyor, Türkiye'de de bir yerlere gönderiyor ve bütün bu kanallarla kontrollü darbe iftirasını gerçeğe dönüştürmeye çalışıyor. Bunlar da o talimat gereği o talimatın altını doldurmaya çalışıyorlar." dedi.

Türkiye'de KHK'ların mağdur ettiği şeklinde algı yaratılmaya çalışıldığını ifade eden Bozdağ, "Hükümetin mağdur ettiği kimse yok. KHK'ların mağdur ettiği kimse yok. Eğer bir mağduriyet varsa bu FETÖ terör örgütünün mağdur ettikleri var. Şehitler var, onlar bu FETÖ terör örgütünün katillerinin kurşunlarıyla şehit oldular." diye konuştu.

Bakan Bozdağ, Avrupa'dan, dünyanın dört bir yanından Türkiye'ye gelen insan hakları örgütlerinin Türkiye'de terör örgütü üyeliğinden, darbeden ve terör adına eylem yapan cezaevlerinde olanlara ilişkin araştırma ve inceleme yaptıklarına değindi.

Bozdağ, şunları kaydetti:

"Ben insan hakları örgütlerine soruyorum? Türkiye'nin cezaevlerinde sadece darbeyi yapanlar mı var, sadece FETÖ'cü, PKK'lı, DHKP-C'li DEAŞ'lı ve diğer terör örgütlerinden üye olanlar mı var? Cezaevlerinde başka suçlardan tutuklu ve hükümlü olanlar yok mu? Var. Ama ben daha bir gün bunların diğer adi suçlarla ilgili tutuklu veya hükümlü olan bir vatandaşımızın hakkı ve hukuku için bana mektup yazdıklarını, bana geldiklerini, cezaevlerinde onları ziyarete gittiklerini görmüş değilim. İnsan hakları deyince terörden soruşturulan, kovuşturulanların hakları geliyor akla. İnsan hakları deyince terörden, mahkum edilmiş olanların hakları geliyor akla. Şimdi CHP de aynısını yapıyor, HDP de aynısını yapıyor. Ben izin veriyorum gidiyorlar, bakın HDP'lilerin gittiklerinin tamamı PKK, KCK, terör örgütü mensupları. CHP'lilerin içerisinde de izin verilip gittikleri bir sürü insan var. Onlarla ilgili soruşturma konularına baktığınızda örgütlerle iltisak, irtibat ve üyelikle ilgili konular.

Şimdi soruyorum. Mecliste de bana gensoru veriyorlar. Peki cezaevlerinde diğer insanların haklarına, hukuklarına ilişkin niye bir tartışma açmıyorsunuz. Çünkü onların öyle bir derdi yok. Şimdi Avrupa'dan bana mektup yazıyorlar. Yazılan bir mektupta 'Son günlerde tutuklanan iki kişiyi Türkiye derhal serbest bıraksın' deniyor. Bunlar, işlerine gelince 'hukuk devleti, yargı bağımsızlığı' diyorlar. Parlamenterler tutmuşlar mektup yazıyorlar, basına veriyorlar Adalet Bakanı'na 'Falanı, falanı derhal serbest bırakın'. Emriniz olun. Türkiye sizin emir eriniz mi? Sizin ülkenizde yargı bağımsız da Türkiye'de yargı bağımsız değil mi? Darbe yapmış, bu kadar Türkiye'de insanı öldürmüş eli kanlı teröristleri istediğimizde 'Bu yargının işi' diyorsunuz, 'Yargı bizde tarafsız' diyorsunuz ama söz konusu Türkiye olunca 'Derhal serbest bırakın' diyorsunuz. Siz kim oluyorsunuz da Türk yargısına, Türkiye'ye talimat veriyorsunuz?"

- "Herkes kendine baksın"

Bozdağ, Türk yargısının Avrupa'nın da Amerika'nın da yargısından daha tarafsız, daha bağımsız, hukuk devletine daha bağlı hakim ve savcılardan oluştuğunu bildirdi.

Nice olaylar gördüklerini ve bunları yüzlerine söylediklerini aktaran Bozdağ, "Ama o ayrı bir konu" diyerek hiç tartışmaya bile girmeden başka konulara geçtiklerini belirtti.

"Herkes kendine baksın." diyen Bozdağ, Türkiye'nin bir hukuk devleti olduğuna işaret etti.

Bozdağ, konuşmasına şöyle konuştu:

"Benim Adalet Bakanı olarak yargıya müdahale etmem söz konusu değildir, talimat vermem mümkün değildir. Türk yargısı bağımsız, tarafsız, Anayasa, kanun ve hukuka bağlı bir vicdani kanaatle görevlerini yapmıştır ve bundan sonra da aynı şekilde görevini yapmaya devam edecektir. Eksik kararı, yanlış kararı yok mudur? Olabilir. Çünkü insan veriyor. Onun için istinaf, temyiz, bireysel başvuru var. Oralarda birtakım eksiklikler, yanlışlıklar varsa itiraz yoluyla, istinaf yoluyla, temyiz, bireysel başvuru yoluyla bunların düzeltilme mekanizmalarının hepsi de hukuk içinde vardır, uygulanması mümkündür. Yargıyı kendi haline bırakmak, hukuk içinde işlemesine saygı duymak hepimizin ortak görevidir."

Bozdağ'ın konuşmasının ardından hakim ve savcı adaylarının görev yerleri kura ile belirlendi.

(Bitti)