Duruşmada ilk kez savunma yapan Erzan, "Her şey gereksiz 'ben yaparım' özgüveniyle başladı. Bu hayat banka müdürü Seçil Erzan olmaktan daha zormuş. Genel müdürümüz bize, 'Benim şube müdürlerim kaptanlarımdır. Çıplak ayakla kor üstünde yürür' derdi. Ben şubat ayına kadar korların üstünde yürüdüm." dedi.
Hiçbir yanlışı olmadığını öne süren Erzan, kendisinin batmak üzere olan bir geminin kaptanı olduğunu dile getirdi. Erzan, "Dolandırıcı olsam gemi batar ben kurtulurdum. Suça konu olan bakiyenin bende olmadığı, bu bakiyeyi bir yerde saklamadığımı, bununla bir şeyler almadığımı salondakilerin bildiğini çok iyi biliyorum. Bakiyenin 45 milyon olmadığını bildiklerini de biliyorum." diye konuştu.
İddianamede adı geçenlerle paradan para kazanma konusunda ortak noktası olduğunu da sözlerine ekleyen Erzan, şöyle devam etti:
"Çok iyi çalışandım, çok iyi iş yapardım bu yüzden o camiada bilinirliğim oldu. Ben dolandırıcı değilim. Beni ben dolandırdım. Son dönemde bir şeyler ortaya çıktı. Ben Galatasaray kulübüne yakın olduğum için oyuncuların parasını değerlendirme konusunda elimden geleni yapıyordum. Ben insanların parasını üzerime almadım. Birileri beni dolandırdı. Dışarıda parayı değerlendireceğimi düşündüm ve evimi defalarca ipotek ettim. Arabamı sattım her şeyimi sattım."
"FAİZ ADI ALTINDA BU İNSANLARIN AZA TAMAH ETMEMELERİ, ÇOK KAZANMAK İSTEMELERİ BENİ BU HALE SOKTU"
Savunmasının devamında Erzan, "Faiz adı altında bu insanların aza tamah etmemeleri, çok kazanmak istemeleri beni bu hale soktu. Şubat ayından sonra ben baskı altına girdim. Bu insanlar 7/24 beni rahatsız ettiler." dedi.