HAKAN ŞÜKÜR'DEN ETİK KURUL KARARINA TEPKİ; TEŞHİR EDİLECEK DURUMDA MIYIM?
Milletvekillerinin ikinci bir ücretli iş yapamamasına neden olacak kanuna Hakan Şükür'den tepki geldi.
Bir televizyon kanalında futbol yorumculuğu yaptığı için
eleştirilen Şükür, “milletvekillerinin uyacağı etik kuralları
belirlemek” amacıyla oluşturulan ve raporuna son şeklini vermeye
çalışan Meclis Etik Komisyonu ile ilgili soruları yanıtladı.
Milletvekili olduğunu ancak futbolu da meslek olarak gördüğünü
belirten Şükür, “Bu meslekle ilgili bir şey yaparken
eleştiriliyorsam bu benim ayıbım değil” şeklinde konuştu.
Şükür, yaptığı işin Anayasal bir hakkı olduğunu ifade ederek, “Eğer
olmasaydı zaten ben Hakan Şükür olarak bunu yapmazdım. Ben kural
dışı hiçbir şey yapmam. Sahadayken de böyleydim, bu ülkenin
vatandaşı olarak da böyleyim” diye konuştu.
“İLLEGAL BİR İŞ YAPMIYORUM”
“Kazanılar rakamlar noktasında insanların farklı duyguları varsa
onda yapabilecek bir şeyim yok” diyen şükür, şöyle devam etti:
“Bu, benim 30 senedir kamptan, maçtan, sıkıntıdan, stresten
kazandığım veya kazanmadığım şeylerin bir bedeli. Bugün 30 senelik
bir bilim adamı çıkıp bir yerde fikrini beyan edebiliyor. Belki çok
az kazanıyor, ben bunları kabul ediyorum. Ama bu dünya gerçeği,
futbol çok seviliyor. Futbol reytingi çok yüksek bir oyun. Bu benim
kabahatim de değil. Futbolun bir pazarı var. Bu pazarda size yer
vermek isteyenleri, siz elinizin tersiyle itemezsiniz. Futbol
kültürünüz var, futbolun bütün birimlerinde bulunmuşsunuz. Burada
siz yorumlamayacaksınız da kim yorumlayacak? Onun için, bunu
yorumlayan insanın da siz olmanız, aslında çok faydalı. Futbolun
nasıl olması ve yönetilmesi gerektiği konusunda kendimce fikirler
veriyorum, siyaset yapmıyorum. Bugün herkes özgür, istediği partiye
oy veriyor. Belki bu tartışmaların benim partime de zararı var,
bilmiyorum. Ama yaptığım işin zararı olmaz, çünkü ben illegal bir
iş yapmıyorum. yanlış bir şey yapmıyorum.”
“TEŞHİR EDİLECEK DURUMDA MIYIM? ETİK KURULU’NUN O MADDESİNE
UYMUYORUM BEN”
Şükür, “Meclis Etik Komisyonu,
milletvekillerinin yapamayacağı işlere ilişkin bir rapor
hazırlıyor. Bu işleri yapan milletvekili sonunda teşhir edilecek”
şeklindeki hatırlatma üzerine, “Öyle kısıtlama şanslarının
olacağını zannetmiyorum. O sadece manevi baskı oluşturmak
amacıyla.... Ben teşhir edilecek durumda mıyım? Benim her şeyim
ortada. O maddeye uymuyorum ben. O benim için yapılmış bir şey
değil, genelde böyle bir şikayet var demek ki” dedi.
Yorumculuk yaparken bilgi birikimini paylaştığını kaydeden Şükür,
“Bunun neresi sakıncalı anlamadım?” diye sordu.
“BU PARAYA MUHTAÇ OLAN İNSAN DEĞİLİM”
Şükür, “Para alıyorum diye mi sorun var? Başta ’milletvekili
yapamaz’ diye girdiler, sonra ’bilim adamı bu kadar alıyor, Hakan
Şükür neden bu kadar alıyor?’ dediler. Bu benim elimde olan bir şey
değil ki. O rakamlar (700 bin TL) değil. Ben burada pazarlık
yapacak bir insan değilim. Ben çok sevdiğim bir işi yorumlama
fırsatı bulduğum için mutluyum. Bu paraya veya başka şeylere muhtaç
olan bir insan da değilim. Ama bu birikimse ve bunun karşılığında
bir şeyler veriliyorsa, bunun da yasal bir sorunu yoksa, yapmakta
da bir sakınca yoktur” diye konuştu.
“ETİK KURUL’UN BENİMLE ALAKALI OLDUĞUNU
DÜŞÜNMÜYORUM”
Futbol oynadığı zaman, yanında oynayanlardan 10 kat daha az
kazandığını ifade eden Şükür, şöyle konuştu:
“O zaman milli takımın değerli bir oyuncusu olarak, ’ya kardeşim bu
nasıl oluyor, bu çocuğa haksızlık yapılıyor’ demeyenler, bugün bunu
söylüyorsa burada bir sorun vardır. Bu ülkenin evladına sahip
çıkmak lazım. Benim için demiyorum sadece bunu. Bugün Arda ve Emre
bu ülkeden kaçarcasına gidiyorsa, bunu düşünmek lazım. Etik
Kurul’un benimle alakalı olduğunu düşünmüyorum. Burada vekillerle
konuşuyoruz, herkes kendinin bir çok iş yaptığını söylüyor. Bu da
benim uzmanlık alanım ve bunu yapıyorum. Milletvekili olarak mı
tanındım ben? Hayır. Benim gibi düşünmeyen insanlar tarafından da
sevilen bir insanım. Ben bunu görüyorum, bundan da büyük gurur
duyuyorum. Ancak bunu kullanmıyorum. Bugün yaptığım iş, sporcu
kimliğimin bana getirdiği bir özellik. En tepe noktada yaptığım,
çektiğim meşakkatin, yaşadığım zor anların... Cebinden para veren,
çok az rakamlara oynayan, hatta parasını alamayan ama işinden hiç
bir zaman taviz vermeyen ve işini yapan bir insanım. Böyle bir
adamken buna itiraz etmeyenler, bugün bunları söyleme hakkına sahip
değiller.”
“EŞİM BAŞINI KAPATMAK İSTEDİ. HACCA GİDİP DÖNDÜKTEN SONRA
KAPATTI”
Hakan Şükür, eşi Beyda Şükür’ün başını örtmesi süreciyle ilgili
olarak, “15 senelik evliyiz. Benim böyle bir hakkım (baskı) yok.
Biz öyle yaşadık, öyle tanıştık, öyle birbirimizi sevdik ve
evlendik. Bana ’ben böyle bir şey yapmak istiyorum’ dedi. Ben de
’eğer böyle bir niyetin varsa Hacca gideceğiz, Allah’ın huzurunda,
Allah’ın rızası bu netice itibariyle de, onu taçlandıracağız. Ondan
sonra bunu yapabilirsin’ dedim. O da çok mutlu oldu. Hac farizasını
yerine getirdikten sonra kapandı” diye konuştu.
“HİÇ KAPAN DEMEDİM. KENDİ KARARIDIR”
Şükür, bir aile saadeti, huzur olduktan sonra insanın mutlu
olduğunu, yediğinden de keyif aldığını ifade ederek, şöyle
konuştu:
“Şu ortamımız, eşimiz, dostumuz... Eşimin arkadaşları kapalı değil.
Onların da ona böyle baktıklarını hiç görmedik. Bu toplumsal
kaynaşma bence çok önemli. Böyle bir kararı var. Bizim inancımız
bu, inancımızın karşılığında da böyle bir karar aldı, ben de saygı
duydum. Bize başka bir şey düşmez. Nasıl evlenirken, bu şekilde
evlendik, 15 yıldır böyleyiz. 3 tane çocuğumuz var. Böyle bir
talepte bulununca açıkçası ben de mutlu oldum. Hiçbir gün olsun,
Allah da şahidimdir, böyle bir talebim (kapan diye) olmadı. Bu bir
Hac farizası, farz olsa da ben böyle bir şey söyleme hakkını
kendimde görmem. Kendi kararıdır, farklı düşünenler mutlaka
olabilir ama bizim düşündüğümüz... Eğer inanıyorsak Allah’ın emrini
yerine getirdiği için rahat ve huzurluyuz.”
“CHP’Lİ ÖĞÜT’E PARAYI VERMEK İSTEDİM AMA KABUL
ETMEDİ”
Hakan Şükür, CHP Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, kendisine
gelen ve Meclis bahçesinde ağaca çıkan bir vatandaşa 700 TL vermesi
konusuna da değindi.
O gün Meclis’e geldiğinde, Öğüt’ün yanına gelerek olayı
anlattığını, “700 lira borçlusun” diye espri yaptığını belirten
Şükür, “Ben (parayı) vermek istedim ama o da ’bana nasip oldu’
diyerek kabul etmedi” dedi.
“KPSS İÇİN YARDIM İSTEYEN DE İŞ İSTEYEN DE GELİYOR”
Şükür, Meclis’teki odasının her zaman tıklım tıklım dolu olduğunu
vurgulayarak, “Yüzlerce, binlerce vatandaş maddi talepte bulunuyor,
iş talebinde bulunuyor. KPSS’den yeterli puan almasa da ’sen bunu
halledersin’ deyip gelen insan bile var. Hakikaten ihtiyacı olanlar
oluyor, onları araştırıp yerine getirmeye çalışıyoruz. Dünyada ve
Türkiye’de, olması gereken her hayırda madden ve manen olmaya
çalışıyorum. Bu benim insanlık görevim diye düşünüyorum. O
arkadaşımız benim bölgemde çöplerden bir şeyler toplayan bir
arkadaştı. Ona çöp toplama arabası almıştım ve o zaman da
milletvekili değildim” diye konuştu.
Haberin yansıtılış biçimini eleştiren Şükür, “Haberi yapanlar
olayın özüne bakmayıp, sadece ’Hakan Şükür’ü burada bulamadı’
dediler. Bu doğru değil. Ben talep gören, her yerde olması istenen
biriyim. Haliyle her yere giriyorum. Her zaman Meclis’te olmak
zorundaymışım gibi bir algı var. Benim de ailem var, çocuklarım
var, beni görmek istiyorlar. Onlara da zaman ayırmak zorunda
olduğum zamanlar oluyor. Tabii ki millet için milletvekili olduk,
görevimizi yapacağız ama haberleri yaparken biraz daha hassas olmak
lazım” dedi.
İLGİNÇ TALEPLER
Kendisine gelen ilginç taleplerden birisinin, “kız istemek”
olduğunu belirten Şükür, “Kendisinin mali durumu kötü ama
birbirlerini seviyorlar. Aile kızlarını o çocuğa vermek istemiyor.
Belki biz gidersek verecekler ama derinindeki şeyi bilmediğimiz
için, bunları çok kibar bir dille reddediyoruz. Bu çok oluyor”
şeklinde konuştu.