Hakan Albayrak'tan Nazlı Ilıcak ve Altan kardeşler kararına tepki: Tek kelimeyle korkunç!
Karar gazetesi yazarı Hakan Albayrak Nazlı Ilıcak ve Altan Kardeşlerin müebbet cezasının mahkemece onanmasına sert tepki gösterdi.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesi, FETÖ'nün medya
yapılanmasının "darbe çağrışımı" davasında, Ahmet Altan, Mehmet
Altan ve Nazlı Ilıcak'ın da aralarında bulunduğu 6 sanığa yerel
mahkemece "anayasayı ihlal" suçundan verilen ağırlaştırılmış
müebbet hapis cezalarının onanmasına karar verdi.Mahkemenin bu
kararı Yargıtay'a giderken Karar yazarı Hakan Albayrak konuyu bugün
köşesine taşıdı.
Hakan Albayrak; "Altan Kardeşler ve Ilıcak, 17-25 Aralık (2013)
süreci ve sonrasında yanlış yerde durarak -başka yüzlerce yazar
gibi- FETÖ’ye alet oldular, evet; ama askerî darbeye taammüden
hizmet etmek başka bir şey… Eli kanlı darbecilerle aynı derecede
suçlu sayılmak bambaşka bir şey…" ifadelerini kullandı.
İşte Hakan Albayrak'ın "Altan Kardeşler ve Ilıcak"
başlıklı bugünkü yazısı:
Askerî darbeye zemin hazırladığı iddia edilen EMASYA
(Emniyet-Asayiş Yardımlaşma) Protokolü, 2010 senesinde AK Parti
Hükümeti tarafından iptal edilmişti.
FETÖ ve müttefiklerinin kanlı darbe teşebbüsünden bir gün evvel, 14
Temmuz 2016’da Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren “Türk
Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun”, terörle mücadelede TSK’nın yetki alanını
-Bakanlar Kurulu kararına bağlı olarak- genişletmesi ve
terörle mücadele işlenen “askerî suçlar”da “soruşturma izni
verilene kadar yakalama, gözaltı ve tutuklama tedbirlerine
başvurulamaz” şeklinde bir hüküm de içermesi bakımından, bazı
çevrelerce EMASYA’ya dönüş olarak yorumlandı.
Ahmet Altan da kanunu öyle yorumladı.
Kanunun yürürlüğe girdiği gün, Can Erzincan Televizyonu’nda Mehmet
Altan ve Nazlı Ilıcak’ın konuğu olarak çıktığı “Özgür Düşünce”
programında dedi ki:
“Türkiye’de gerçekleşmiş askerî darbelerin önünü açan gelişmeler
her ne ise, Erdoğan bugün aynı kararları vererek o yolları teker
teker açıyor. Yani şehirlerin yönetiminde mesela generallere
sivillerden öncelik tanıyan bir yasa çıkarttı. İsterse yani general
şehri yönetecek. Bu EMASYA denilen planı bir daha canlandırdı.
Ayrıca sen eğer askerlerin yargılanmasını izne bağlarsan, adam
darbe hazırlığını çok daha rahat yapar.”
Mehmet Altan ve Nazlı Ilıcak’ın da katıldığı bu mülahaza, besbelli
ki, askerî darbeye zemin hazırlandığı endişesini ifade
ediyordu.
Gelgelelim, Türk yargısı bunun tam tersine hükmetti.
Altan Kardeşler ve Ilıcak’ın “darbe girişimini önceden bildikleri
ve darbe girişimine zemin hazırlayan söylem ve propagandalarda
bulundukları”na…
Dolayısıyla “cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti
Anayasası’nın öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya veya bu düzen
yerine başka bir düzen getirmeye veya bu düzenin fiilen
uygulanmasını önlemeye teşebbüs” ettiklerine…
Ceza: Ağırlaştırılmış müebbet hapis!
Milletin üstüne bomba yağdıranlara verilen azamî cezanın
aynısı!
Söz konusu televizyon programında Ahmet Altan, o zamanlar 2019’da
yapılacağı öngörülen cumhurbaşkanlığı seçiminde Erdoğan’ın yeniden
seçilmemesi ihtimali üzerinde de durmuştu… 50 milletvekilinin AK
Parti’den istifa ederek siyasi dengeleri değiştirmesi gibi bir
ihtimalden de bahsetmişti…
Ahmet Altan’ın, o günlerde askerî darbe yapılacağını bildiği halde
(!), Erdoğan’ın birkaç sene sonra seçim yoluyla iktidardan
düşebileceğini niçin söylediği ve parlamento aritmetiğine dayalı
bir iktidar değişikliğine niçin kafa yorduğu sorusu, Türk yargısı
tarafından cevaplanmayı bekliyor.
***
İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 16 Şubat 2018 tarihli kararı
üzerine yazdığım “Ağırlaştırılmış müebbet hapis” başlıklı yazımda
(22 Şubat 2018) şöyle demiştim:
“Savcı ve hakim yine de sanıkların ‘darbe girişimini önceden
bildikleri ve darbe girişimine zemin hazırlayan söylem ve
propagandalarda bulundukları’ hissine kapılmış olabilir, bunu
onlara yakıştırmış olabilir. İyi de, ağırlaştırılmış müebbet
hapisten bahsediyoruz, sadece bir his veya yakıştırma üzerine
verilecek ceza mı bu?... Tashihe fena halde muhtaç bir mahkeme
kararı var ortada.”
Kararın tashihi için başvurulan İstinaf Mahkemesi, evvelki gün, bu
kadar ağır bir cezayı maşeri vicdana kabul ettirecek derecede
sağlam bir delilin yokluğuna ve yukarıda mezkûr çelişkilere rağmen,
ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını tasdik etti.
Tek kelimeyle korkunç.
Altan Kardeşler ve Ilıcak, 17-25 Aralık (2013) süreci ve sonrasında
yanlış yerde durarak -başka yüzlerce yazar gibi- FETÖ’ye alet
oldular, evet; ama askerî darbeye taammüden hizmet etmek başka bir
şey…
Eli kanlı darbecilerle aynı derecede suçlu sayılmak bambaşka bir
şey…
Dava şimdi Yargıtay aşamasına giriyor.
Ağırlaştırılmış müebbet hapis kararı orada bozulur inşaallah.
FETÖ’yle kararlı mücadele ne kadar önemliyse, bu mücadelede
kantarın topuzuna mukayyet olmak da o kadar önemlidir.
Bu vesileyle, Maide Suresi’nin sekizinci ayetindeki uyarıyı bir
kere daha hatırlatalım: “…Bir topluluğa duyduğunuz kin, sakın sizi
adaletsizliğe sevk etmesin…”