Hakan Albayrak Cem Küçük'ü topa tuttu: Kurnaz, Pelikan'cı; İslamcılardan kurtulup rahatça at koşturmak istiyor!
Karar yazarı ve Mavi Marmara yolcularından olan Hakan Albayrak, bugünkü yazısında "İslamcılarla Pelikancıların savaşı"nı yazdı.
Dokuz Türk vatandaşının öldürüldüğü Gazze'ye yardım götüren Mavi
Marmara gemisinde yer alan yolculardan Karar yazarı Hakan Albayrak,
gazeteci Cem Küçük'ün “Radikal İslamcılarla ve Mavi Marmara’daki
manyak tipler” ifadesine tepki gösterdi. Küçük için "Kurnaz"
benzetmesi yapan Albayrak, "Bu İslami midir, ahlaki midir, meşru
mudur, doğru mudur?' diye sorup duran 'İslamcılar'dan kurtulup
rahatça at koşturabilmek ve ilke namına ne varsa rahatça çiğneyip
geçmek" ifadesini kullandı.
Hakan Albayrak'ın "Pelikancıların İslamcılarla savaşı" başlığıyla
yayımlanan yazısı şöyle:
Bir televizyon yorumcusu, evvelki gün katıldığı bir programda, AK
Parti’nin Davutoğlu etkisinden kurtulup Batı’yla ilişkilerini
düzeltmesi gerektiğini savunurken, konuyu “radikal İslamcılar”a
getirip “Mavi Marmara’daki manyak tipler”le yolların ayrılmasını
istedi.
Şöyle:
“AK Parti’deki şeyi söyleyeyim: Bu, FETÖ kavgası gibi. Bu, dikiş
tutacak bir şey değil. Yani bu ilişki bitti. Artık AK Parti’nin bu
radikal İslamcılarla da, yani bu Mavi Marmara’daki manyak tipler,
yani kafadan İsrail düşmanı, kafadan Batı düşmanı, kafadan her şeye
düşman bir tip var, yani böyle garip garip tipler var, bunlarla da
bu yolların ayrılması lazım. Bana göre Türkiye’nin şu saatten sonra
-Tayyip Bey bunu yapacaktır diye tahmin ediyorum, yorumum sadece
bu- şu Batı’yla yani Amerika’yla ilişkileri, İngiltere’yle biraz
daha… İngiltere’yle iyi de Amerika’yla yoluna sokup artık bu işlere
biraz daha bakmamız lazım diye düşünüyorum.”
***
Gelen tepkiler üzerine Twitter vasıtasıyla Mavi Marmara camiasından
özür diledi; ama hemen ardından “İsrail’le normalleşme olduğunda
kimi grupların Cumhurbaşkanımıza saldırma hakkı yoktur” gibi
tweetler atarak o manyak tiplere (!) karşı yeniden taarruza
geçti.
Kurnaz adam.
Cumhurbaşkanımızın itibarını öne sürerek saldırma fikri pek
parlak.
Gördüğü tepkiler Mavi Marmara camiasına “manyak tipler” demesiyle
alâkalı olduğu halde konuyu Ahmet Davutoğlu’na getirip oradan
yürümeyi tercih etmesi, “Davutoğlu’nun hayalci politikaları hem
ülkemize hem alem-i İslam’a kaybettirdi. Artık gerçekçi bir dış
politika hattında yürüyeceğiz” gibi tweetler atması da
akıllıca.
Cumhurbaşkanımızı savunan ve Davutoğlu’nu eleştiren adama kim ne
yapabilir? Koca bir Pelikan düzeni var arkasında!
***
Özür diledikten sonra attığı tweetler bence özrünü gölgeledi.
Keşke işi o özür mesajında bırakıp sussaydı; ‘Manyak dedim ama niye
dedim?’ moduna geçmeseydi… (Herhalde ‘Bu manyak İslamcıların
karşısında dik dur eğilme, Pelikan seninle!’ diye gaz verildi
kendisine.)
Mavi Marmara camiasına “manyak tipler” demesini özrüne binaen
dememiş kabul etsek bile, Erdoğan ve AK Parti’yi “radikal
İslamcılar”a karşı kışkırtma gayreti -ki evveliyatı olan bir
gayrettir bu- halen ‘cari’.
Bir ara HAKSÖZ camiasına takmıştı...
Davutoğlu’na zaten öteden beri takık...
Şimdi de İHH’ya laf sokuyor…
“Radikal İslamcılar”dan kastı bunlar ve benzerleri.
“DEAŞ” filan değil yani.
***
Pelikancılar bir süredir “İslamcılar”a hakaretler yağdırıyor ve
onların tasfiye edilmesi için çırpınıyorlar.
Tıpkı FETÖ’cüler gibi…
Aşağıdaki sözler FETÖ’nün bir kalemşoruna ait, ama Pelikancıların
“İslamcılar”a bakışıyla pek mütenasip:
“Filistin davası siyasi bir davadır ve dinimizi
zedelemektedir.”
“Bizim işimiz AKP’yle değil, Siyasal İslam’la. Bu anlayış yok olana
kadar yola devam.”
“Allah, bir hikmete binaen sahayı temizliyor. Ümitleri fecr-i
kazibe bağlanan İslam dünyasını sarsıyor. Siyasal İslam iflas
ediyor.”
Başka FETÖ’cülerin ve bizzat örgüt liderinin de bu minvalde bir
sürü sözü var.
Merve Şebnem Oruç, Yeni Şafak’taki bir yazısında FETÖ’cülerin o
sözlerini nakledip şöyle demişti:
“FETÖ’nün en büyük meselesi, Siyasal İslam’ladır; Ak Parti’ye karşı
başlattıkları savaş bunun parçasıdır. Erdoğan, onların gözünde
İslamcıların lideridir ve bu yüzden öldürülmelidir. Batı’da 2012-13
yıllarından beri açıktan gözlemlediğimiz Mısır-Suriye-Türkiye
üçgeni ve çevresindeki politika değişimleri, artan İslam karşıtlığı
ve açıktan yapılan Siyasal İslam saldırıları da bu işin
merkezindedir. Batı’da artık tamamen yerleşmiş olan ‘Ak
Parti=Müslüman Kardeşler=IŞİD’ yaklaşımı, Üst Aklın İslamcılık ve
geleneksel Müslümanlığı, radikal gruplar ve terörle eş tutma
gayretinin özetidir.”
Söz konusu yazının sonunda lafı -isim vermeden- Pelikancılara
getirmişti Oruç:
“Hal böyleyken, Ak Parti’ye yakın ve FETÖ’ye uzak görünen bir
grubun son dönemde giderek artan şekilde ve 15 Temmuz sonrası
durmaksızın Türkiye’deki İslamcıları yukarıdaki denklemin içine
sokmaya çalıştıklarını görmekteyiz. Birbirinden pek çok noktada
ayrışan ama tek ortak noktaları İslamcılık olan kişilerin
sistematik biçimde hedef alındığını hayretle izlemekteyiz…” (Yeni
Şafak, 18 Ağustos 2016)
***
O televizyon yorumcusunun tavrını ‘anti İslamcı’ Pelikan
projesinden ayrı görmüyorum.
Proje:
“Bu İslami midir, ahlaki midir, meşru mudur, doğru mudur?” diye
sorup duran “İslamcılar”dan kurtulup rahatça at koşturabilmek ve
ilke namına ne varsa rahatça çiğneyip geçmek…