Hakan Albayrak Atatürk'e hakaret eden Mustafa Armağan'ı savundu: Asıl mesele bu olmasın?
Karar yazarı Hakan Albayrak, TVNet'te Atatürk'le ilgili skandal sözleri eleştirirken Mustafa Armağan'ı Kemalizm'e esaslı eleştiriler getirdiği için hedef olduğunu ima ederek savundu.
Karar yazarı Hakan Albayrak, TVNet’te yayınlanan “Derin Tarih”
programında Mustafa Kemal Atatürk ve manevi kızı Afet İnan ile
ilgili olarak "Birlikte yatıp kalkıyorlardı" diyen Yeni Şafak
yazarı Mustafa Armağan'a yöneltilen tepkilerle ilgili olarak
"Fırsattan istifade ile, Mustafa Kemal’e yönelik en makul
eleştirilerin dahî kolay kolay dile getirilemeyeceği bir atmosfer
oluşturulmaya çalışılıyor sanki" dedi.
"Kendimi bildim bileli 'Atatürkçülük' yahut 'Kemalizm' ile
kavgalıyım ve Mustafa Kemal’i pek çok konuda eleştiririm fakat
Mustafa Kemal hakkındaki literatürün kamuyu ilgilendirmeyen
kısımlarına hiç girmem" diye yazan Albayrak, yazısında şu ifadelere
yer verdi:
"Armağan, Yeni Şafak’taki köşesinde, TV Net’teki programında, yayın
yönetmenliğini yürüttüğü Derin Tarih dergisinde senelerdir
'Atatürk' kültüne ve 'Kemalizm'e karşı -böyle dedikodulara müracaat
etmeden- esaslı eleştiriler yöneltiyor. Asıl mesele bu
olmasın?"
Hakan Albayrak'ın "Haklı tepkiler ve ötesi" başlığıyla
yayımlanan yazısı şöyle:
Kendimi bildim bileli “Atatürkçülük” yahut “Kemalizm” ile
kavgalıyım ve Mustafa Kemal’i pek çok konuda eleştiririm fakat
Mustafa Kemal hakkındaki literatürün kamuyu ilgilendirmeyen
kısımlarına hiç girmem.
Girenlere şaşarım.
Hele “yatak odası” dedikoduları üretip belden aşağı vuranlara!
Mustafa Kemal’in falanca kadınla münasebeti o boyutta değilmiş de
şu boyuttaymış… Böyle dedikodulara niye tevessül edilir ki?
Racona ters.
Soylu bir kavgaya yakışmaz.
***
Mustafa Armağan ve Yavuz Bahadıroğlu’nun TV Net’teki “Derin Tarih”
programına konuk olan Süleyman Yeşilyurt, öyle bir dedikoduyu
gündeme getirmekle büyük hata etti.
Armağan ve Bahadıroğlu’nun bu hatayı oracıkta telafi etmemesi kötü
oldu.
Neticede ortaya çirkin bir tablo çıktı.
Bu tabloya tepki gösterilmesi tabiidir.
Fakat tepkilerde linç kültürünü ihya edecek kadar ileri
gidilmemeli.
Böyle meselelerde maşeri vicdanın yaptırım gücüyle yetinilmeyip
kanuni takibata tevessül edilmesi de makul değil.
***
Söz konusu dedikodu ile alâkalı tezviratta bilhassa Mustafa Armağan
ve Derin Tarih dergisi hedef alınıyor.
Halbuki Armağan ve Derin Tarih dergisi bu iddianın ne sahibi ne de
taşıyıcısı.
Öyleyse hedefte niye bilhassa onlar var?
Armağan, Yeni Şafak’taki köşesinde, TV Net’teki programında, yayın
yönetmenliğini yürüttüğü Derin Tarih dergisinde senelerdir
“Atatürk” kültüne ve “Kemalizm”e karşı -böyle dedikodulara müracaat
etmeden- esaslı eleştiriler yöneltiyor...
Asıl mesele bu olmasın?
Derin Tarih dergisinin son sayısında, Mustafa Kemal’le iki buçuk
sene evli kalan Latife Hanım’ın bir mektubu gün yüzüne çıkarılıyor,
Latife Hanım o mektupta Mustafa Kemal’in jakoben inkılapçılığını
tenkit ediyor ve İstiklâl Harbi konusunda Mustafa Kemal’den
işittiğini ileri sürdüğü bazı “aykırı” mülahazalar aktarıyor…
Bu sansasyon (da) gölgelenmek isteniyor olmasın?
***
Konu, Mustafa Kemal aleyhindeki saçmasapan lakırdılara tepkinin çok
ötesine, genel olarak Mustafa Kemal aleyhtarlığını telin boyutuna
taşındı.
Tepkilerde “Atatürk’ün kurduğu ülkede Atatürk düşmanlarına yer yok”
söylemi öne çıktı.
Fırsattan istifade ile, Mustafa Kemal’e yönelik en makul
eleştirilerin dahî kolay kolay dile getirilemeyeceği bir atmosfer
oluşturulmaya çalışılıyor sanki.
Hasan Akar’ın Mustafa Kemal ve annesi Zübeyde Hanım hakkındaki
korkunç hezeyanının yer aldığı eski bir video kaydının tam da bu
günlerde ortaya çıkması/çıkarılması tesadüf olmasa gerek.
***
Tekrar:
Kendimi bildim bileli “Atatürkçülük” yahut “Kemalizm” ile
kavgalıyım ve Mustafa Kemal’i pek çok konuda eleştiririm, fakat
Mustafa Kemal hakkındaki literatürün kamuyu ilgilendirmeyen
kısımlarına girmem, hele “yatak odası” dedikodularına hiç itibar
etmem.
Mustafa Kemal ile Latife Hanım’ın evliliği ve ayrılığı konusu da
bana hitap eden bir konu değil.
Latife Hanım’ın Mustafa Kemal’e yönelttiği siyasi eleştirileri ise
dikkate değer buluyorum.
Bu tenkitler araya kaynayıp gitmemeli.
Boykot çağrılarına aldırmayıp Derin Tarih dergisinin son sayısını
almanızı tavsiye ederim.