Hablemitoğlu davası sanığı: Adalet beklemiyorum
Ankara Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Necip Hablemitoğlu'nun Ankara'da evinin önünde öldürülmesiyle ilgili davaya 4. gününde devam edildi. Tutuklu sanık eski istihbaratçı Enver Altaylı, suçlamaları kabul etmezken "Çin ve Rusya'nın faaliyetlerini deşifre ettiğim için hedef oldum" şeklinde savunma yaptı.
Ankara Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Necip Hablemitoğlu'nun öldürülmesiyle ilgili, aralarında FETÖ/PDY elebaşı Fetullah Gülen'in de bulunduğu 10 sanığın yargılandığı dava 4. gününde devam etti. Duruşmada Enver Altaylı savunma yaptı. Tutuklu sanık Altaylı, davaya siyasi olarak monte edildiğini öne sürerek, "Hablemitoğlu'nun katledilmesi ile ilgili bir bilgim yoktur. Bu soruşturma maddi gerçekliği ortaya çıkarmak için yürütülmemiştir" dedi.
Akademisyen Necip Hablemitoğlu'nun, Ankara'da 18 Aralık 2002 tarihinde evinin önünde düzenlenen silahlı saldırı sonucu öldürülmesiyle ilgili davada 6'sı tutuklu, 1'i tutuksuz, 3'ü firari 10 sanığın, Ankara 28'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanmasına devam edildi. Duruşmaya, tutuklu sanıklar emekli Albay Levent Göktaş, emekli Binbaşı Fikret Emek, emekli Yüzbaşı Ahmet Tarkan Mumcuoğlu, Gökhan Nuri Bozkır ile eski istihbaratçı Enver Altaylı, Aydın Köstem ve tutuksuz sanık Mehmet Narin katıldı. Hablemitoğlu'nun ailesi de salonda hazır bulundu.
BEN BU DAVADAN CEZA ALACAĞIMI DÜŞÜNÜYORUM
'Cinayete azmettirme' suçundan tutuklu yargılanan eski istihbaratçı Enver Altaylı, savunmasında suç fiilinin kendisine anlatılmasını talep etti. Levent Göktaş ve Aydın Köstem'i nerede, ne zaman ve hangi fiille azmettirdiğinin anlaşılmadığını öne süren Altaylı, "Benim bu yaştan sonra kendime güldürmek gibi bir niyetim yok. Ben bu davaya siyasi olarak monte edildim. Ben mahkemenizden adalet beklemiyorum. Adalet dağıtmaya niyet etmiş olsanız bile adil karar vermenize gücünüz olduğunu düşünmüyorum. 79 yaşındaki beni tutuklu yargılayan mahkemenizden adalet verileceğine inanmıyorum. Ben bu dosyadan ceza alacağımı düşünüyorum. Bu metin, savcının hukuka inanan insanların akıl sağlığı ile oynadığı ve benimle ilgili hayal gücünü zorladığı bir metindir. Ortada ciddiye alınacak bir iddia yokken, ben neden kendimi savunayım? Ben zaten temizim. Bu metne hukuki olarak bir cevap vermeyeceğim. Kendimi bu iddianame çerçevesinde savunmaya ihtiyacım olmadığını orta seviye bir insan anlar. Hablemitoğlu'nun katledilmesi ile ilgili bir bilgim yoktur. Aydın Köstem'in bu cinayete dahlim olduğunu iddia eden bir beyanı yoktur. Benim üzerimde şüphe uyandıran bir unsur bulunmamaktadır. Bu soruşturma maddi gerçekliği ortaya çıkarmak için yürütülmemiştir. Necip Hablemitoğlu cinayeti ile ilgili zerre bir bilgim ve katkım yoktur. Eğer varsa Allah’ın laneti benim ailemin ve çocuklarımın, torunlarımın üzerine olsun. Bu namussuzca alçakça bir iftiradır. Bir ayağı öbür dünyada olan bir adam bunu söylemez" dedi.
'ÇİN VE RUSYA'YI DEŞİFRE ETTİĞİM İÇİN HEDEF OLDUM'
Uzun yıllar Türk istihbarat birimleri içerisinde görev aldığını aktaran Altaylı, Çin ve Rus istihbarat teşkilatlarının Türkiye ve Orta Asya'daki Türk cumhuriyetleri üzerine çalışma yöntemlerini anlattı. Sanık Altaylı, Çin ve Rusya'nın Türkiye'nin Orta Asya Türk cumhuriyetleri üzerindeki etkisini kırmak için yıllardır istihbarat faaliyetinde bulunduğunu, kendisinin de bu durumu deşifre ettiği için hedef olduğunu savundu.
Mahkeme heyeti duruşmaya ara verdi.
'ŞÜPHE OLDUĞU DÜŞÜNÜLEN ŞEYLERİN TAMAMI YALAN'
Sanık Enver Altaylı, duruşmaya verilen 1 saat aradan sonra savunma yapmaya devam etti. Altaylı, sanık Nuri Gökhan Bozkır'ın gerçeğe aykırı olarak Hablemitoğlu soruşturmasına kendisini dahil etmeye çalıştığını ve iddianamede yer alan HTS verilerinin güvenilir olmadığını savunarak şöyle dedi:
"HTS verilerinin 20 yıl önce nerede, kim tarafından, hangi alt yapıyla tutulduğu ve kimin müdahale edeceği belli değildir. HTS kayıtlarının doğru olup olmadığının benim açımdan önemi yoktur. Benim aleyhimde şüphe olduğu düşünülen HTS'lerin doğru olduğunu kabul edelim. Telefon görüşmelerinde önemli olan benim konuştuğum kişiler arasında Necip Hablemitoğlu'nun adının geçip geçmemesidir. Aslında yaptığım konuşmalarda bu ismin geçmesi de değil bu azmettirici olduğum düşünülen sözleri söyleyip söylememiş olmamdır. Hablemitoğlu ailesinin aklında en ufak şüphe kalmaması için açıklayacağım. İddianamede şüphe olduğu düşünülen şeylerin tamamı yalandır. Tanıklar, burada dinlenirken çok net olarak görülecektir. HTS kayıtlarında benim yoğun irtibatlı olduğum kişiler; Ali Serhat Ilıcak mesela, benim 40 yıllık dostumdur. Kendisiyle görüşmediğim gün yoktur. Önceki yargılandığım dosyama bakıldığında bu görülür, ben bu insanla her gün konuşan biriyim. 5 bin 87 kez telefonla konuşmuşum. Benim şahsi hukukum çerçevesinde bu insanla görüşmem, konuşmam ne için nasıl şüphe oluşturabilir."
Tutuklu sanık Levent Göktaş ile görüştüğüne dair hukuki bir delil olmadığını belirten Altaylı, "Cinayete azmettirmem iddiasına ilişkin görgüye dayalı bir tanıklık yoktur. Aradan 20 yıl geçmiştir, görüşsem dahi görüşmemin içeriğini hatırlamam mümkün değildir" dedi.
Mahkeme heyeti, duruşmayı 20 Şubat Pazartesi'ye erteledi