Habertürk'te Tellioğulları-Seferoğulları kavgası
Medyaradar'ın gizemli yazarı Keskin Kalem yine medya dünyasında ses getirecek bir yazıya imza attı.
O kurnadan bu kurnaya çirkef sıçramış
Kırk beş yaşında Adile de hanım pek de kartlaşmış
Sizden ala çirkef olmaz bey kızı size kalmaz
Hadi ordan Rukiye de hanım ağzını yırtarım
Hop hop hoooooppp…
Sırdaşlarım, yoldaşlarım, felaket arkadaşlarım…
Sizleri bugün Yeşilçam’ın en klasik, en efsanevi, en komik film sahnelerinden birinde söylenen,
bir şarkıyla selamlıyorum.
Tosun Paşa filmindeki hamam sahnesini bilmeyen yoktur.
Düşman iki ailenin kadınlarının (Tellioğulları ve Seferoğulları) hamamda şarkı söyleyerek atıştıkları o sahne, ne zaman izlesem hala bendenizi kahkahalara boğar.
Diyeceksiniz ki bre deli Keskin, ne oldu da şimdi bu sahneyi bize hatırlatıyorsun?
Hatırlatıyorum çünkü bir televizyon kanalımız resmen Tosun Paşa filmindeki düşmanlığı aratmayacak bir kamplaşmaya şahit oluyormuş.
Bu kanalın adı başlıktan da gördüğünüz üzere Habertürk.
Buranın iki düşman ailesiyse Akifoğulları ve Çakıroğulları.
Birkaç ay önce yazmıştım, Habertürk’te kıran kırana bir yayın yönetmenliği kavgası oldu diye.
Bu mücadele Ankara Temsilcisi Fevzi Çakır ve o dönem spiker olan Mehmet Akif Ersoy arasında geçti.
Ve savaşı Ersoy kazandı.
Savaşın burada bitmeyeceği ve bu pilavın daha çooook su kaldıracağı belliydi.
Öyle de oldu.
Mail kutum bir süredir Habertürk emekçilerinin mesajlarıyla dolmaya başlamıştı.
Hepsi bir şey anlatıyor…
İsimlerinin verilmemesi kaydıyla…
Ben de mesaj ve maillerden gelen bilgileri en sonunda- teyit de ederek- derlemeye karar verdim.
Buyurun emekçilerin çizdiği tabloya ve kanalda yaşananlara…
Az evvel de bahsettiğim üzere GYY değişimi sonrası kanal 2 gruba ayrıldı.
Fevzi Çakıroğulları ve Mehmet Akifoğulları…
İddia o ki, Ersoy’un yönetim tarzından memnun olmayan ne kadar kişi varsa, hepsi Çakır’ın etrafına toplanmış.
Bunlardan biri spiker Ela Rümeysa Cebeci…
Cebeci yayınları elinden alındığı için Ersoy hakkında ağır eleştiriler yapıyor, bunları makyözlerine kadar ağlayarak anlatıyormuş.
Kanaldaki düşük reytingler, ekran hataları vs…
Yaşanan her şeyi bu iki ekip birbirinin aleyhine kullanıyormuş.
CİNER MEDYA’DA ERSOY İMPARATORLUĞU
Kanalda asıl rahatsızlık yaratan, Ciner Medya’nın bir karı koca arasında resmen parsellenmiş olması.
Bu çift Mehmet Akif Ersoy ve Show TV’nin ana haberini sunan eşi Pınar Erbaş Ersoy.
İddia o ki Mehmet Akif Ersoy, kendi gücünü eşinin koltuğunu korumak için kullanıyormuş.
Show Haber'in hafta içi yayınları düşük reytingler alıyormuş.
Kanal D ve ATV Haber'in hayli gerisindeymiş..
Eskiden ilk 5'te yeri olan Show Haber 15. sıraları bile bazen görüyormuş.
Buna rağmen Pınar Erbaş hala görevine devam ediyormuş.
Hatta Show TV Haber GYY’si Rıdvan Bıyık bile bu durumdan çok rahatsızmış.
Bazı üst düzey isimlerle temas kurmuş ancak bir sonuç alamayınca pes etmiş ve kaderine razı olmuş.
Koridorlarda Akif Ersoy’un karısının koltuğunu korumak için Bıyık’a da savaş açtığı konuşuluyor.
Bina içerisindeki bu gerilimin sessiz bir şekilde, derinden derine alevlendiği ve her an patlayabileceği yorumları da yapılıyor.
Fakat sırdaşlarım asıl mesele yöneticiler arası gerilim değil, kanalda ayyuka çıkan bazı dedikodular ve sonunda inen patron balyozu.
Bunu müsaadenizle başka bir başlıkta işleyeceğim.
SARI BANDI KİM KESTİ?
Sırdaşlarım Habertürk koridorlarında uzun süredir özellikle GYY Mehmet Akif Ersoy’la ilgili inanılmaz kulisler dolaşıyor.
Teyit etmediğim için henüz yazmıyorum.
Ancaaaaaaak malum birkaç kez kaleme almıştım, Habertürk’ün prensi diyerek…
Çalışma saatlerine riayet etmemesi, önemli toplantılarda yer almaması, kanalın genel gidişatıyla ilgilenmemesi…
Bunlar zaten ayyuka çıkmış durumda.
Dahası da var…
Ve belli ki bu skandallar silsilesi patronajı hayli rahatsız etmiş…
Ve keskin radarıma takılan bilgilere göre patronaj da tepkisini ekranda birden beliren bir sarı bant üzerinden koymuş.
Diyeceksiniz ki ne bu sarı bant?
Yoldaşlarım televizyon ekranlarında yazıların olduğu ve KJ denilen bantlar olur.
Ekran dizaynına göre de bunların rengi değişir.
Habertürk bana söylenilene göre yıllardır kırmızı bant kullanıyormuş.
Fakat çiçeği burnunda GYY Ersoy, ekranda değişiklik yapacağım diye, CNN Türk’ün tıpa tıpı olan bir sarı bandı ekrana koyuvermiş.
Ve bilin bakalım ne olmuş?
En tepeden bir telefonla o sarı bant kesilmiş ve tarihe karışmış!
Ve doğrudan patronaj müdahalesi Habertürk’te pek görülen bir şey değilmiş.
İddia o ki, Ersoy bu büyük müdahaleye çok bozulmuş.
Tekrar altını çizmekte fayda var, söylenilen o ki patronaj yolunda gitmeyen pek çok şeye tepki olarak sarı bandı kaldırmış…
Ve otoritesini ortaya koymuş.
Sırdaşlarım benim gibi medya kulisleri yazan birisi için görünen o ki bulunmaz bir maden var burada.
Sizler için takipte olacağım…
SÖZCÜ’DE SULAR BİR TÜRLÜ DURULMUYOR
Hani bir söz var ya, büyük indirim yapıldığı zaman esnaf pankarta yazar:
Patron çıldırdı.
Fatih Portakal’ın ballı maaşının yerle yeksan ettiği Sözcü’de de patron Burak Akbay çıldırdı.
Amma indirimden değil, bindirimden!
Emekçiye bindirdiği yük yüzünden.
Malum sırdaşlar, Portakal krizinin mimarlarından birinin Sözcü TV GYY’si Alişer Delek olduğunu söylemiştim.
Ballı maaş yüzünden patron kadar Delek’e de tepki olduğu, kanalın çökmenin eşiğinde olduğunu anlatmıştım.
Ve beklenen oldu.
Delek çalışma arkadaşlarına bir mesaj göndererek istifa etti ve şu ifadeleri kullandı:
Kararı almam 5 dakika sürdü ama veda mesajının bu kadar zor olacağını tahmin etmemiştim. :) Gözünüze bakıp konuşmak zor geldi…
Fakat görünen o ki bu mesaj patron Burak Akbay’ın canını çok sıkmış,
‘’sen misin 5 dakikada giden’’ dercesine 5 dakika içerisinde yeni GYY atamış.
O kısmına az sonra geleceğim…
Neyse, iddia o ki Akbay ve Delek arasında film, Esad devrilirken kopmuş.
Son yıllarda Ortadoğu’nun en büyük gelişmesi yaşanırken Alişer Delek maçta, o dönem yardımcısı olan Özgür Çakmakçı ise yurtdışındaymış.
Akbay’ın bu duruma çok kızdığı kulislerde konuşuluyor.
Ancaaaak ortada bir muamma var, çünkü maç yüzünden Delek’e kızan Akbay,
bilin bakalım 5 dakika içinde GYY’lik koltuğuna kimi atadı?
Esad devrilirken yurtdışında olan yardımcısı Özgür Çakmakçı’yı!
Bir de şu var: Çakmakçı maaş krizinin ana aktörü olan Fatih Portakal’ın sağ kolu, yıllardır editörlüğünü yapan isim.
Baş döndürücü değil mi?
Ve anlamsız…
İşte boşuna yazmadım patron çıldırdı diye!
Sözcü gazetesinin ve TV’sinin çöküşü, toplu istifalar, çıkan rakipler derken…
Akbay belli ki öfkeyle hareket ediyor.
Sözcü’nün efsane GYY’si Metin Yılmaz’ın kurduğu Nefes gazetesine karşı ise, TV reklamlarını harekete geçirmiş durumda.
Özellikle Korkusuz gazetesini ön plana çıkarmaya çalışıyor.
Ekranlarda boyyy boyyy reklamlar dönüyor.
Bir yandan da Nefes’in TV reklamlarına engel olmaya çalışıyor…
Bakalım bu kavga alevlenecek mi?
Medyada yeni bir Tellioğulları- Seferoğulları vakası mı olacak?
Göreceğiz…