Habertürk yazarı Yılman: Oğlum, 'Anayasa Mahkemesi niye var?' diye sordu; 'Hadi çayını iç' dedim
Habertürk yazarı Sevilay Yılman, hukuk okuyan oğlu ile yaşadığı diyaloğu yazdı
Yılman, oğlunun Anayasa Mahkemesi'nin (AYM) Şahin Alpay ve Mehmet Altan hakkında verdiği hak ihlali kararını uygulamayan yerel mahkeme sürecini hakkında, "Anayasa Mahkemesi niye var?" diye sorduğunu, cevap veremediğini, “Hadi çayını iç oğlum!” dediğini söyledi.
"Sizde benim oğlanın söylediklerine karşı bir cevap var mı bilemiyorum ama ben bulamadım" diyen Yılman'ın "Şimdi sıra OHAL Komisyonu’nda" başlığıyla yayımlanan (13 Ocak 2018) yazısının ilgili bölümü şöyle:
Biliyorsunuz, zaman zaman yazıyorum. Oğlum Fransa’da okuyor, Hukuk Fakültesi’nde. Tatil için Türkiye’de. Hâl böyle olunca tabii vaktimin büyük çoğunluğu onunla geçiyor. Dün beraber geldik gazeteye. Hem ofisimi görsün istedim, hem de mesai arkadaşlarımla tanışsın. Neyse... Odamda oturduk bir süre. Önündeki sehpada tüm gazeteler. Ben bilgisayarda bakınırken bir şeylere, o da gazetelerin birinci sayfasındaki haberlere göz atmış. Ve hukuk öğrencisi olduğu için de tabii AYM’nin, yani Anayasa Mahkemesi’nin, FETÖ’den tutuklu Mehmet Altan ve Şahin Alpay’la ilgili verdiği tahliye kararının 13. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından reddi haberi dikkatini çekmiş.
İşim bitince dönüp bana sordu meseleyi. Ben de anlatmaya çalıştım. Ama tabii, eveleyip geveleyerek; çünkü gerçekten de olan bitenin nasıl anlatılabileceğini bilemedim. Dinledi dinledi ve sonra dönüp bana, ama yüzünü ekşiterek aynen şöyle dedi: “Bana diyorsun ki okulunu bitirince geleceksin ve eğitimin doğrultusunda hayatını burada kurgulayacaksın. Anneciğim, biliyorsun ben hukuk okuyorum. Geleyim gelmesine de okul bittikten sonra ben burada, bu hukuk karmaşasının içerisinde bu işi nasıl yapacağım? Bizim gördüğümüz hukukta, en yüksek mahkemenin verdiği kararın yerel bir mahkeme tarafından tanınmaması gibi bir olay yok! AYM niye var söyler misin bana lütfen? Ne için kurulmuş bu mahkeme?”
Doğruyu söyleyeyim mi? Sizde benim oğlanın söylediklerine karşı bir cevap var mı bilemiyorum ama ben bulamadım. Baktım öylece suratına ve sadece şunu diyebildim: “Hadi çayını iç oğlum!”