16 Mar 2012 10:42 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 13:26

HABERTÜRK TV ''UYARI''DAN YIRTTI! MAHKEMEDEN RTÜK'ÜN KARARINA DURDURMA!

Habertürk TV spikeri Duygu Canbaş'ın Van depremiyle ilgili sözleri nedeniyle verilen uyarı cezasının yürütmesi durduruldu

Ankara 3. İdari Mahkemesi, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu’nun, HABERTÜRK TV spikeri Duygu Canbaş’ın Van depremiyle ilgili yayında kullandığı sözler nedeniyle verdiği uyarı cezasının yürütmesinin durdurulmasına karar verdi. Mahkeme, kararında, "Söz konusu yayında herhangi bir şekilde bölücülük ve/veya ayrımcılık yapılmadığı, bilakis ülkemizde bir kardeşlik havasının oluştuğunu ortaya koymaya yönelik beyanda bulunulduğu ve bu amaca yönelik yayın yapıldığı sonucuna ulaşılmaktadır" ifadelerine yer verdi ve "Dava konusu işlemde hukuka ve mevzuata uyarlık bulunmamaktadır" dedi.

İŞTE MAHKEMENİN O KARARI:

T.C. ANKARA 3. İDARE MAHKEMESİ
ESAS NO : 2011/2686

YÜRÜTMENİN DURDURULMASINI
İSTEYEN (DAVACI): Ciner Medya TV. Hizmetleri A.Ş.
VEKİLİ: Av. Simay Tezcan
Söğütözü Cad. Sim İş Merk. No:14-C Beştepe/Ankara
KARŞI TARAF (DAVALI) : Radyo ve Televizyon Üst Kurulu / Ankara
VEKİLİ: Av. Özlem Allıoğlu / Aynı yerde
İSTEMİN ÖZETİ: Davacı şirket tarafından Habertürk logosu ile yayın
yapan televizyon kanalında 23.10.2011 tarihinde yayınlanan program içeriğinde 6112 sayılı Kanun’un (8.) maddesinin 1. fıkrasının (e) bendinde yer alan yayın ilkesinin ihlal edildiğinden bahisle hakkında uyarı müeyyidesi uygulanmasına ilişkin, 29.11.2011 gün ve ...8490 sayılı yazı ile bildirimi sağlanan, 15.11.2011 gün ve 2011/64 sayılı Radyo ve Televizyon Üst Kurulu toplantısında tesis edilen 36 numaralı davalı idare işleminin iptali ve yürütülmesinin durdurulmasına karar verilmesi istenilmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Ankara 3. İdare Mahkemesi’nce dava dosyası incelenerek işin gereği görüşüldü.

6112 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun’un Tayın Hizmeti İlkeleri’ başlıklı (8.) maddesinin 1. fıkrasının (e) bendinde; (yayın hizmetleri) "ırk, renk, dil, din, tabiiyet, cinsiyet, özürlülük, siyasi ve felsefi düşünce, mezhep ve benzeri nedenlerle ayrımcılık yapan ve bireyleri aşağılayan yayınları içeremez ve teşvik edemez." hükmüne yer verilmek suretiyle anılan hususlar bir yayın ilkesi olarak sayılmış, aynı Kanun’un (32.) maddesinin (2.) bendinde, yukarıda sayılan yayın ilkesini ihlal eden medya hizmet sağlayıcılarının uyarılacağı hükme bağlanmıştır.

Yukarıda anılan Kanun’a dayanılarak hazırlanıp 02.11.2011 gün ve 28103 sayılı Resmî Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren Yayın Hizmeti Usul ve Esasları Hakkında Yönetmeliğin (4.) maddesinde; haber ’kamuoyunu bilgilendirme amacıyla ve nesnel bir bakış açısıyla izleyici ve dinleyicilere iletilen güncel, toplumsal, ekonomik, siyasal, kültürel ve benzeri olay, konu ve gelişmeler’ olarak, haber programı ise ’kamuoyunu bilgilendirme amacıyla olay, konu ve gelişmeleri ayrıntılarıyla ele alan ve değerlendiren; olağandışı durumlar dışında belirli yayın gün ve saatinde ve genellikle belirli bir süreyle sınırlı olarak, düzenli biçimde izleyici ya da dinleyicilere sunulan program türü’ olarak tanımlanmıştır.

Dava dosyasının incelenmesinden, davacı şirkete ait ’Habertürk’ logosuyla yayın yapan televizyon kanalında 23.10.2011 tarihinde yayınlanan programda, yayın tarihi itibariyla Van ili’nde gerçekleşen deprem ile ilgili konulara yer verildiği, anılan programın yayın akışı esnasında, programın sunucusu olan kişi (Duygu Canbaş isimli kişi) tarafından kullanılan ifadeler nedeniyle 6112 sayılı Kanun’un (8.) maddesinin 1. fıkrasının (e) bendinde yer alan yayın ilkesinin ihlal edildiğinden bahisle davacı şirket hakkında uyarı müeyyidesi uygulanmasına karar verildiği, bakılmakta olan davanın bu işlemin (cezanın) iptali istemiyle açıldığı anlaşılmaktadır.

Olayda, uyuşmazlık konusu programa ait yayın (cd)’sinin ve deşifre metinlerin Mahkememiz heyetince incelenmesinden, söz konusu yayında Van ili’nde gerçekleşen depremden bahsedilirken "...Türkiye bugün bir başka haberle sarsıldı Türkiye. Her ne kadar doğusundan, Van’dan gelmiş olsa da, bu haber hepimizi gerçekten derinden sarstı ve üzdü..." ifadelerinin kullanıldığı görülmektedir.

Yukarıda aktarımı yapılan mevzuat hükümlerinin birlikte değerlendirilmesinden, radyo ve televizyon yayınlarının kamu hizmeti çerçevesinde yapılması gerektiği belirtilmiş olmakla yayınlarda kamu yararının gözetileceği hususu vurgulanmıştır. Yayınlarda kamu yararı bulunup bulunmadığının ise programın niteliği ve türüne göre her somut olayda ayrı ayrı irdeleneceği, haber programlarında kamuoyunun bilgi edinme ihtiyacını karşılamak amacıyla belli olay, konu ve gelişmelerin ayrıntılarıyla ele alınarak değerlendirilebilceği açıktır.

Uyuşmazlıkta, dava dosyasında bir örneği yer alan deşifre metin uzman inceleme raporunda belirtildiği üzere dava konusu yayının yapıldığı programın (1.4) kod numaralı -haber, haber programı- niteliğinde olduğu, müeyyideye konu edilen ifadelerin sarfedilmesinden yaklaşık 10 (on) dakika sonra yine aynı kişi (Duygu Canbaş isimli kişi) tarafından, sözlerinin yanlış anlaşılması riskini ortadan kaldırmak amacıyla, özür mahiyetinde olmak üzere, anılan ifadeleri kullanırken asıl amacının ne olduğunu ortaya koyan cümlelerle yayına devam edildiği görülmektedir.
Dava konusu işleme esas yayının niteliği dikkate alındığında, söz konusu programda 23.10.2011 tarihinde Van ili’nde gerçekleşen depremin meydana geldiği dönemde ülkemizde yaşanan ve üzüntü verici diğer olaylara da atıf yapılmak suretiyle vatandaşlarımızın üzüntüye boğulmasına sebep olacak başka bir olayın ’ülkenin neresinde gerçekleşirse gerçekleşsin, bu ülkede yaşayan herkesi derinden üzdüğü’ yolunda bazı duygu ve düşüncelerin izleyicelere/dinleyenlere aktarıldığı görülmekte olup, söz konusu yayında herhangi bir şekilde bölücülük ve/veya ayrımcılık yapılmadığı, bilakis ülkemizde bir kardeşlik havasının oluştuğunu ortaya koymaya yönelik beyanda bulunulduğu ve bu amaca yönelik yayın yapıldığı sonucuna ulaşılmaktadır.

Bu itibarla; uyarı müeyyidesine esas olan yayının konusunun bizatihi 23.10.2011 tarihinde Van ili’nde gerçekleşen deprem olduğu, anılan programın aynı gün gerçekleşmiş olan deprem felaketinin oluşturduğu etkilerin henüz sıcaklığını koruduğu bir zaman diliminde yayınlandığı, yayın içeriğinde dile getirilen diğer hususların da deprem felaketinin oluşturduğu maddî ve manevî olumsuz havayı bertaraf etmeye dönük olduğu da dikkate alındığında, uyuşmazlığa konu cezanın verilmesine sebep teşkil eden ifadelerin, ırk, renk, dil, din, tabiiyet, cinsiyet, özürlülük, siyasî ve felsefî düşünce, mezhep ve benzeri nedenlerle ayrımcılık yapmak ve bireyleri aşağılamak amacıyla değil, aksine, yurdumuzun herhangi bir bölgesinde meydana gelen bir olayın, bütün yurdu etkilediği temasının işlenmesi amacıyla sarfedildiği açıktır.

Bu durumda, davacı şirkete ait televizyon kanalında 23.10.2011 tarihinde yayınlanan haber programındaki ifadeler ile 6112 sayılı Kanun’un (8.) maddesinin 1. fıkrasının (e) bendinde yer alan yayın ilkesinin ihlal edildiğinden bahisle davacı şirket hakkında uyarı müeyyidesi uygulanması yolundaki dava konusu işlemde hukuka ve mevzuata uyarlık bulunmamaktadır.

Açıklanan nedenlerle; hukuka aykırı olduğu ortaya konulan dava konusu işlemin uygulanması halinde telafisi güç zararlar doğabileceğinden, 2577 sayılı İdarî Yargılama Usulü Kanunu’nun (27.) maddesi uyarınca teminat alınmaksızın dava konusu işlemin yürütülmesinin durdurulmasına, bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 7 (yedi) gün içerisinde Mahkememiz aracılığıyla Ankara Bölge İdare Mahkemesi nezdinde itiraz yolu açık olmak üzere, 16.02.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

(Habertürk)