16 Eyl 2008 17:12 Son Güncelleme: 19 Kas 2018 13:20

"HABERTÜRK BENİ HAYAL KIRIKLIĞINA UĞRATTI"!..ALTAYLI ÇUVALDIZI KENDİ GRUBUNA BATIRDI!..

Fatih Altaylı bugünkü yazısında Deniz Feneri soruşturmasını analiz etti. Altaylı yazısının sonuna koyduğu notta ise Habertürk'ü bakın nasıl eleştirdi.

Dava aydınlanıyor, Fener kararıyor

Deniz Feneri Davası aydınlandıkça Deniz Feneri giderek kararıyor.

Alman Adaleti´nin ortaya koyduğu bütün deliller gösteriyor ki, "yardım" için toplanan paralar "İç edilmiş"

Olayla ilgili olanların ve olayla ilgili olduğu net bir biçimde ortaya çıkan AKP´nin bundan sonra yapacağı savunma "Bu paraları cebimize atmadık. Kanal 7 için kullandık" demek olacaktır.

Yani bir anlamda "Bu paraları davamız için kullandık" itirafı gelecektir.

Gelişmeler aksinin mümkün olmadığını gösteriyor.

Doğrusunu isterseniz ben de Mehmet Gürhan dışında bu işten "Cebe para atan" olmadığını düşünüyorum.

Ancak şu da bir gerçek ki, koskoca bir televizyonu "Fakir fukaraya yardım" maksatlı toplanan paralarla kurup onun başına geçmek ve o televizyonu siyasi amaçlarla kullanmanın cebe para atmaktan daha az bir "Ayıp " olduğu söylenemez.
Başbakan´a ve Başbakanlığa para gittiği iddiasına gelince.
2003 yılında böyle bir iddiayı geçerli bulmuyorum.

Erdoğan o günlerde Başbakan´dı ve parmağını tıklattığı anda o miktarda yardım parasını Türkiye´de kendisine takdim etmeyecek işadamı yoktu.

Düzenlediği bağış toplantılarında işadamları bir çırpıda 50-60 milyon dolar veriyordu.

Fakat Başbakan´ın bu davayla başından beri yakından ilgilendiği ve her etabını takip ettiği de bugün ortaya çıkmış durumda, Almanya´nın büyükelçilik kriptolarıyla belgelendi.
Bu da Deniz Feneri´nin Almanya´daki organizasyonuyla Türkiye´deki organizasyonunun birbiriyle bağlantılı olduğunun en önemli kanıtlarından biri.

Yani bu dava ilk bakışta algılanandan çok daha önemli.
Birileri bunun Türkiye´deki ucunu çekmeye başlarsa çok önemli noktalara gidebilir.

Ancak tahminim odur ki, bundan hukuki bir sonuç çıkmaz.
Çünkü alanın razı satanın razı olduğu bir organizasyon söz konusu.

Yerli holdinglerin, Kombassanların, Endüstri holdinglerin Almanya´da milyarlarca mark dolandırdığı vatandaşlardan bir teki bile bu dolandırıcılar hakkında elle tutulur bir dava açıp hakkını aramadı.

Çünkü onlara bu paraların öyle veya böyle din için kullanıldığı söylendi.

Şimdi de öyle olacaktır.

Deniz Feneri meselesinin Türkiye´de hukuki bir karşılık bulacağını zannetmiyorum.

Ancak siyasi karşılığının olması olasıdır.

Bence en önemlisi, Türkiye´deki benzer organizasyonların incelemeye alınmasıdır.

Ama Türkiye´de bunu yapabilecek güçte bir savcı, bir polis, bir güvenlik birimi var mıdır emin değilim!

NOT: Deniz Feneri Davası´nda dün Habertürk beni hayal kırıklığına uğrattı. Gerek internet sitesi, gerekse televizyonunda bu haberi umduğum kadar detaylı biçimde göremedim. Bir kavgada taraf olmama kaygısı, haberciliği zayıflatmamalı.


Fatih Altaylı/Habertürk