''HABERİN VAR MI HOCA?'' BAŞBAKAN'I KIZDIRAN İKİ ÜNLÜ İSİM KİM?
Başbakan Erdoğan grup toplantısında, Ahmet Hakan'ın Tarafsız Bölge programında AKP'yi eleştiren iki isme sert çıktı..
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan bugünkü parti grubu toplantısında isim vermeden iki kişiyi eleştirdi. Bunlar; İslamcıların Spartaküs’ü olarak tanımlanan İhsan Eliaçık ile Sabancı Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ersin Kalaycıoğlu’ydu.
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ’’Türkiye’de on yıllar boyunca, tek parti dönemindeki CHP tarafından gençlik için zararlı alışkanlıklar özendirilirken, gençliğin dinini öğrenmesinin yasaklandığını belirterek, ’’1940’lardan söz etmiyorum; 1990-2000’li yıllarda ikna odalarında başörtülü kızlara işkence edenler, CHP tarafından korundu, desteklendi ve milletvekili yapılarak ödüllendirildi’’ dedi.
Erdoğan, partisinin TBMM Grup toplantısında yaptığı konuşmada, Türkiye’de on yıllar boyunca, tek parti dönemindeki CHP tarafından gençlik için zararlı alışkanlıklar özendirilirken, gençliğin dinini öğrenmesinin yasaklandığını, engellendiğini söyledi.
Gençlerin kendi değerlerine yabancı hale getirildiğini ifade eden Erdoğan, şöyle konuştu:
’’1940’lardan söz etmiyorum; 1990’lı, 2000’li yıllarda ikna odalarında başörtülü kızlara işkence edenler CHP tarafından korundu, desteklendi ve milletvekili yapılarak ödüllendirildi. Çıkmışlar bize, elinizde dindarlılığı ölçecek alet mi var? diye soruyorlar. Biz dindarlık ölçme meraklısı değiliz. Böyle bir yetkinin bizde olduğunu iddia edenlerden hiç olmadık. Çünkü bizim uluhiyet kavramımız yok, o ancak kadiri mutlak olan Allah’a aittir. Ama merak ediyorum, siz bu ülkede yıllarca laikliği nasıl ölçtünüz? Hangi cihazı kullandınız, önce bunu anlatın? Üniversite kapılarında başörtülü kızların laikliğini nasıl ölçtünüz? İkna odalarında kızlara hangi araçlarla işkence yaptınız? Bunu anlatın. Başörtüsü ile ilgili düzenlemeyi, Kılıçdaroğlu neden Anayasa Mahkemesine götürdünüz? Siz önce millete bunu anlatın. Şimdi dindar bir nesil derken, neyi kastettiğimi anlıyor musun? Ey köşelerinde yazanlar, görsel medyada televizyonlara çıkanlar. Bunu niçin söylediğimi anlıyor musunuz? İmam hatiplerle sorununuz ne? Meslek liselere ile meseleniz ne? Katsayı konusuna neden bu kadar takıldınız? Önce bunu anlatın. Sadece bize oy verenlere değil, 75 milyon Türkiye Cumhuriyeti vatandaşına sesleniyorum: Biz 9 yıldır hiçbir dayatmanın içinde olmadık. Bugün de değiliz, yarın da olmayacağız. Biz birilerin geçmişte yaptığı gibi, öğrenci formatlama gayretinde değiliz.’’
Erdoğan, örneği olmayan FATİH projesini 17 ilde, 52 okulda başlattıklarını söyledi.
Eylül ayına kadar liselerin yarısında FATİH projesi uygulamaya geçeceğini belirten Erdoğan, 4 yıl içinde 42 bin okul ve 570 bin dersliğin, akıllı tahtaya, hızlı internete, yüksek teknolojili eğitim cihazlarına kavuşacağını bildirdi. Sabahattin Zaimoğlu Anadolu Lisesi’nde, akıllı tahtaların ve tabletlerin dağıtımını yaptıklarını ifade eden Erdoğan, ’’Orada olanların büyük bir çoğunluğu yoksul ailelerin çocukları. Asla istisnası, zengin fakir ayırımı yok. Bunu bilmeyen profesörlere de sesleniyorum: Bakıyorum koskoca prof, akşam bunu söylüyor. ’AK Parti iktidarı yoksullara eğilmedi’ diyor. Vah zavallı. Önce bunları öğren. Biz bunun mücadelesini veriyoruz. Tabi her dinleyen de zannediyor ki bunun önünde profesör var, herşeyi bilir, herşeyi bilmez. Bildiğini bilir. Onun bildiği de ne? İşte FATİH Projesi ile ilgili hangi adımların atıldığından haberi yok. Peyami Safa’yı okumalarını özellikle tavsiye ederim’’ diye konuştu.
’’Haberin var mı hoca?’’
Erdoğan, 9 yılda okullara 1 milyona yakın bilgisayar gönderdiklerini belirterek, şunları kaydetti:
’’Haberin var mı hoca? 1 milyon. 29 bin 812 bilişim teknolojisi sınıfı açtık. Haberin var mı hoca? Bilgisayarın, internetin olduğu bir okulda dayatma olabilir mi? İşte onun için bizden önce okullara bilgisayar göndermediler, internet bağlamadılar. Böyle okullarda ve sınıflarda, olsa olsa olsa bilgisayarları formatlarsınız ama zihinleri asla formatlayamazsınız. Elbette her siyasi partinin gelecek, nesil tasavvuru vardır. Dini, milli ve manevi değerlerle yetişen bir nesil arzulamanın neresi yanlıştır? AK Parti değil midir modern olanla, geleneksel olanı harmanlayan; medeniyet değerlerimizle evrensel değerleri bir arada götürmeye çalışan. İktidara talip olan her partinin bir toplum ve birey tasavvuru vardır. İnsanlar ona göre oy verirler. Biz meydanlarda böyle dolaştık, bunları anlattık ama hiç bir parti kendi tasavvurunu topluma dayatmaz, dayatamaz. İşte biz bunun idraki içindeyiz. Toplumu zorla devlet marifetiyle dönüştürmeye çalışmaz. Ama sizler de lütfen, köşe yazarları ve konuşmacılar, zorla işi buralara kaydırmaya çalışmayın. Biz toplum mühendisliğine de karşıyız, siyaset mühendisliğine de. Sorun AK Parti’nin nasıl bir toplum ve siyaset tasavvuruna sahip olduğunda değil, sorun diğer partilerin böyle bir tasavvuru, böyle bir vizyonu olmamasıdır. Bizler, milletimizin rızası çerçevesinde, Anayasa ve yasalar çerçevesinde 9 yıldır ne yaptıysak onu yapmaya, millete hizmet üretmeye devam edeceğiz. Engelleri kaldırarak; dayatmaları, yasakları tek tek kaldırarak, yolları açarak, gençlerin ve ailelerin önüne seçenekler, imkanlar, fırsatlar koyarak bu yolda yürüyeceğiz.
Biz devletin zihinleri tek tipleştirmesine, şekillendirmesine de karşıyız. Çocuğunu ateist olarak yetiştirmek isteyenlerin, çocuklarına yaptığı dayatmaya da karşıyız. Bu, AK Parti’ye ve Hükümetine yönelik bayat bir kampanyadır. Kimlik bunalımı içindeki, modası geçmiş, çağa ayak uyduramayan yazarların, 103 yıl önceki modaya uyarak, irtica yaygarası çıkarması artık bu ülkede... Milletim müsterih olsun. Bize oy verenler kadar vermeyenler de müsterih olsun. Bu hükümet 75 milyonun hükümetidir. bu Hükümet 75 milyonun tercihlerine saygılı bir Hükümettir. Geride bıraktığımız 9 yıl, 75 milyonun tercihlerine nasıl saygı gösterdiğimizin en büyük ispatıdır. Milletimiz bize inansın, bize güvenmeye devam etsin; biz bu yolda milletimizle yürüyecek sadece ve sadece milletin rotasında ilerleyeceğiz.’’