HABERİN 'KAYIP KADINLARI' ARANIYOR!..BİR DÖNEMİN KADIN HABER SPİKERLERİ NEREDE,ŞİMDİ NE YAPIYOR?..
Bir zamanlar televizyonların ana haberleri kadın sunuculara emanetti. Aralarında gerçek gazeteciler de vardı; manken kökenliler de, eski güzellik kraliçeleri de... Onlar şimdi nerede, ne yapıyor dersiniz?
Bir zamanlar televizyonların ana haberleri kadın sunuculara emanetti. Aralarında gerçek gazeteciler de vardı; manken kökenliler de, eski güzellik kraliçeleri de...
Ama haklarını teslim etmek lazım; sevmiştik onları. Son birkaç yıldır haberlerin yüzü de sesi de değişti, hatta sertleşti. Artık ana haberler 'anchormane'lere emanet. Haberlerin az da olsa tebessüm eden yüzleri kadınlar kayboldu. Onlar şimdi nerede, ne yapıyor dersiniz?
Çok değil, daha birkaç yıl önceydi... Hangi kanalın 'ana haber' bültenini açsanız bir kadın sunucu çıkardı karşınıza. Şiddete maruz kalan bir çocuk haberinde gözleri dolar, kanlı kaza haberlerinde sesleri titrerdi... Ve duyguları karışırdı çoğu zaman şiddet haberlerine. Sonra bir şey oldu ve haberler el değiştirmeye başladı. Yüzler sürekli farklılaşıyor, bir gördüğümüzü bir daha göremiyorduk ekranda. Mankenler, sinema sanatçıları ve farklı meslekten insanlar görünmeye başladı koltuklarda...
Reytingi yüksek olanlar devam ediyor, düşük olanlar yer değiştiriyordu bir başkasıyla. Sunuculuk meslek olmaktan çıkmış, çoktan şova dönüşmüştü. Zamanla sertleşti haber bültenleri. Gündem değişiyor, siyaset değişiyor, koltuklar değişiyordu. Ne olduysa ondan sonra oldu zaten. Anchorman'leri tanıdı Türk televizyon izleyicisi. Her kanal bir anchorman'e emanet edildi. Onlar çoğaldıkça kadınlara da yol göründü. Ana haberin kadın sunucuları artık 'kayıp'. Gülgün Feyman, Ayşenur Yazıcı, Şadiye Onuk, Elif Ilgaz, Zeynep Kasımoğlu, Beyza Güdücü, Defne Samyeli, Serap Ezgü, Jülide Ateş ve daha birçok isim artık ekranın farklı alanlarında boy gösteriyor. Çoğu başka limanlara demir atsalar da haberden kopamayanlar da fazla. Biz de ekranın kayıp kadınlarının peşine düştük. Neler yaptıklarını, neden haber sunmadıklarını ve ekrana yeniden dönme konusunda ne düşündüklerini sorduk. Sağlık programı sunanların yanında, kendini kültür-sanat dünyasının içinde bulanlarla karşılaştık. Köşe yazanlar bir yana, izine hiç rastlayamadığımız isimler de oldu. Kimi haberin uzağında kalmasını önemsemezken, bu değişimi bir furyaya benzetenlerin sayısı çok.
Ara verdiği sunuculuk koltuğuna TRT 2'deki 'kültür-sanat haberleriyle yeniden dönen Jülide Ateş, 'ana haberden kadınların elini eteğini çektiğini ve erkeklerin ağırlığının hissedildiğini kabul ediyor. Buna rağmen kadının eksikliğini hissettiğini şu cümlelerle anlatıyor: "İlle de üç büyük kanalda ana haber okuyacağım, yoksa ekrana gelmem demek için 65 yaşını beklemek gerek herhalde. Erkeklere kaldığı doğru. Birkaç kadın kalmalıydı ekranda. Kadının sakinleştirici ve yumuşatıcı bir ses tonu var. Ülkemiz için çok ihtiyaç duyulan bir dönem. Kadının duygusu eksik şu an ana haberlerde." 1990 yılında Türkiye güzeli seçilen Ateş, TGRT'de 10 yıl boyunca ana haber bülteni sunmuş, kanalın satılmasından sonra Kanal 1'de kısa süreliğine haber koltuğuna oturmuştu. Uzun süre ekrandan uzak kalan sunucu, bugünlerde TRT 2'de kültür sanat haberleri sunuyor.
'Yüzü eskidi' lafına kırgın
Bugün 'kadın haber sunucusu' dendiğinde akla gelecek ilk isimlerin başında hiç kuşkusuz Gülgün Feyman geliyor. 1980'li yılların başında ilk TRT'de ekrana çıkan Feyman, Türkçeyi iyi kullanan spiker olarak bilinir. Sırasıyla TRT, Star TV, Habertürk, Bengütürk ve halen Cem TV'de görev yapan sunucu, kamuoyunda dolaşan 'yüzü eskidi' laflarına kızıyor.
Gazetecileri, sanatçıları ekrana çıkartan özel televizyonların, moda akımlara uyduğunu söyleyen Feyman, "Kadın, ekrana erkekten çok yakışıyor. Çünkü kadın çok daha anaç. Haberin serti olur, duygusalı olur. Bu bakımdan kadın duygusallığı gitti gibi sözü kabul etmiyorum. Burada kadın erkek faktöründen ziyade, bu işi bilen insanların koltuklarda olması önemli. Bu ikinci planda kaldı. Türkçe diye önemli bir olgu var mesela. Ne oldu? Türkçe bozuldu." diyor.
Haber sunmak için güzellik yetmiyor
TRT kökenli bir diğer sunucu da Ayşenur Yazıcı. Şu sıralar köşe yazarlığı yapan Yazıcı, beyazcamla ilk kez 1983 Yılında İzmir TRT'de tanışmış. Türk Dil Kurumu tarafından en büyük unvan olan "Türkçeyi en iyi kullanan spiker" ödülünü almıştı. 1990-1997 yılları arasında atv'de başladığı spikerliğe TGRT'deki sabah programı ile devam etmişti.
CNN TÜRK'te redaktörlük yapan sunucu, 2002-2005 yılları arasında Kanal D'de ana haberi sunmuştu. Haberlerde kadının eksikliğinden de en çok yakınan sunucuların başında geliyor. Kadınların geriye çekilmesinin nedenini, saçma bulduğu reyting savaşlarına bağlıyor. Kadınların habere dönmesi gerektiğini söyleyen Yazıcı, sözü, 'güzellik kraliçeleri'ne getiriyor:
"Bir ana şefkati eksik haberlerde. Kadın sesi yok. Haberde reyting aranması dünyanın en büyük ayıbı. Ben de can çekişen bir kadını koyarım ekrana, al sana reyting. Bir de kadınların yok edilme sebebi bazı yöneticilerin güzellik kraliçelerini alıp haber spikeri diye görsel olarak sunmaları. Kurunun yanında yaş da yandı. Orada durmak için güzellik yetmiyor. Şimdi güzellerin esamisi okunmuyor. Şu an Gülgün Feyman, genel yayın müdürü, ben yazarım, Serap Ezgü onlarca program yaptı yapıyor. Güzellik kraliçeleri nerede?" Ekranın en tanınmış yüzlerinden olan Yazıcı'nın bir de tespiti var: "Haber güven işi. Bir kelimeyle kaybedilir. Kadın, erkekten daha güvenilirdir."
Kimi sağlık programı sunuyor, kimi boşta
Eski sunucular dendiğinde akla ilk gelenlerden biri de Defne Samyeli hiç kuşkusuz. Bir güzellik yarışmasıyla ünlenen Samyeli, bir dönem Tuncay Özkan (şu sıralar Ergenekon tutuklusu) yönetimindeki Kanal D ana haber bültenini sunmuştu. Çeşitli gazetelerde köşe yazarlığı yapan Samyeli, Show TV ana haber spikerliğine getirilmiş ancak 28 Aralık 2007'de koltuğunu Ali Kırca'ya devretmişti. Meslektaşlarının aksine 'haberde kadın eksik' görüşüne katılmayan Samyeli, bu görüşün şu an için sunuculuk yapan kadınlara haksızlık olduğunu düşünüyor. 1992 yılında katıldığı güzellik yarışmasıyla adını duyuran bir başka sunucu ise Dr. Elif Ilgaz. Star TV, Show TV, atv ve Cine5'te ara ve ana haber bültenlerini sunan Ilgaz 2003 yılında kendi hazırladığı sağlık programını sunmaya başladı. Şu sıralar CNN TÜRK'te yayınlanan Yaşama Sevinci adlı sağlık programıyla çıkıyor izleyici karşısına. 2001 yılında atv'de sunduğu Kahvaltı Haberleri ile tanıdığımız Zeynep Kasımoğlu, kapatılan Kanal 6'da bir dönem çalışmıştı. Şimdi ise ne yaptığını bilmiyoruz.
En son TRT'de sunduğu gezi programı ile hatırladığımız Beyza Güdücü'yü, yıllar önce TGRT de gece haberlerini sunarken izlemiştik. Bir süre ekrandan uzak duran Güdücü, ardından Show TV'deki "Nar-ı Beyza" programını hazırlamıştı. Şadiye Onuk yine izine ulaşamadığımız bir başka isim. Son olarak sunduğu kadın programlarıyla gündem oluşturan Yasemin Bozkurt, TGRT sabah haberleriyle adını duyurmuştu.
Kadınların terk ettiği haber koltuklarını dolduran erkekler sonra ne yapar bunu kestirmek güç. Ancak kadınların söylediği gibi bu bir furya ise erkeklerin de koltuğu sallanıyor demektir. Her şeyi olduğu gibi bunu da zaman gösterecek hiç kuşkusuz.
Haberin sert ya da duygusal oluşuna sunucu karar vermez
"Ben haberlerde 'kadın eksikliği' olduğu görüşüne katılmıyorum. Böyle bir ifade, şu anda ekranlarda haber sunmakta olan kadınlara haksızlık olur; zira bildiğim kadarıyla FOX'ta Nazlı Tolga, NTV'de Banu Güven, CNN'de Şirin Payzın ve onlar gibi birçok kadın, işini başarıyla yapıyor; haberleri seyirciyle buluşturuyor. Çok içerikli dört büyük kanalın tümünün ana haber bültenleri, erkek anchor'lar tarafından evimize giriyor; doğru. Bu bültenler sert ya da 'duygusu eksik' saptamasına da katılamayacağım. Çünkü habere bakış açısını veren içerik ne kadar sert olacak ya da hangi konuya ne kadar 'duygusal' yaklaşılacak, bunların karar mekanizması her zaman ekranda onu sunan kişi olmuyor. Ben en son anchor'lığını yaptığım bülteni üreten departmanda haber müdürüydüm üstelik; buna rağmen içeriğimizin çok 'kadın şefkati taşıdığını' iddia edemem. Neticede bir ekibin bir parçasısınız ve samimi olarak bütün ekip sansasyondan uzak, daha çok anlayış ve toleransı öne çıkaran bir bülten hazırlama arzusunu içselleştirip ona göre üretim yapmadıkça, sunan kişinin gözünün dolması ya da kadın olması, sunulan işi daha duygulu ya da yumuşak yapmıyor."
Ayşenur Yazıcı: 'Kadınlar erkeklerden daha dürüst'
"Haber izlerken göz zevkimi de düşünmeliyim. Nikotinden sararmış bıyıkları izlemeye mecbur değilim. Şimdilerde yüzünde bir çirkinlik varsa, göz kapakları düştüyse, bıyığı sarardıysa, bunların hepsinin çözümü var. Uğur Dündar, kendisine iyi bakar mesela. Aynısını Ali Kırca'dan da beklerim. M. Ali Birand haber sunmuyor, şov yapıyor zaten. Bir de erkek olmak mertlikle eşdeğer demektir bir yönüyle. Ama kadın daha dürüst şimdi. Hırsız olmamış, videosu çıkmamış, mayolu çekilmemiş. Dürüst olmayan hiçbir kanalda çıkıp haber sunmam. Ben kararımı vermişim, kendimi kirletmemişim."
Gülgün Feyman: 'Yüzü eskidi diyorlar, o zaman Birand daha eski'
"Türkiye'de abuk sabuk bir laf konuşuluyor; 'yüzü eskiyen' deniyor mesela. CNN'in eski sunucuları var 70 yaşında... Buradan bakarsanız M. Ali Birand'ın yüzü çok fazla eskimiş yaş itibarıyla. Burada önemli olan yıllardır. Geride ne kadar yıl bıraktıysanız o kadar değerlisiniz demektir. O kadar tecrübe ve bilgi birikiminiz var demektir. Türkiye, modaya çok prim veren bir ülke. Bugün üç büyük kanalı baz alıp konuşmak doğru değil. Yayıncılık sadece üç kanaldan ibaret değil. Açın televizyonunuzu, yüzlerce kanal göreceksiniz. Üç kanal ne yaparsa, onlar ne yaparsa biz hep onları alıyoruz."
Jülide Ateş: 'Mutluluğum ana haber okumaya endeksli değil'
"Demek ki seyirci bunu istiyor. Elendik bir şekilde, onu kabul etmek lazım. Üzüntüden kahır olmuyor, kendimi paralamıyorum. Mutluluğum, ana haber okumaya endeksli değil. Hayatımdan haberi aldığınız zaman, bana kocaman bir alan kalır. Sunuculuk dışında çok başka renklerim ve dostluklarım var. 'Bir gün olur mu?' bilmiyorum ama ben onu bekleyerek yaşayamam. Demek ki böyle olması gerekiyormuş. Ya üç büyük kanal ya da hiçbiri. Böyle bir şey yok. Milyonlarca koltuk var hayatta. Ben mutluyum ayrıca şu an. Zaten ileride ne olur, biz mi geliriz yoksa zıpkın gibi gençler mi gelir onu da kimse bilemez."
Yusuf Bülbül / Zaman Cumartesi