HABER SAKLA,İKTİDAR KOLLA!..AL SANA TEMİZ MEDYA!..
Umur Talu,dün Hürriyet'te yayınlanan yazısında TMSF'nin elkoyduğu Merkez Grubu'na bağlı televizyon ve gazetelerin şeffaf bir şekilde satılmasından sonra geriye temiz bir medya ortamı kalacağını yazan Ertuğrul Özkök'e neyi hatırlattı?..
Temiz medya ortamı!
"Geriye temiz bir medya ortamı kalacak" mış! Biraz hatıra anlatayım.
Sene 1992.
Hürriyet, SABAH, Milliyet üç ayrı elde.
Simavi, Bilgin, Doğan.
Milliyet'te yazı işleri müdürü iken yeni genel yayın yönetmeni olmuşum. Şimdi 17'nci yılını kutlayan arkadaş yine Hürriyet yönetmeni. Şimdi "bağımsız" gazete sahibi olan arkadaş da SABAH'ın.
Bildiğiniz çok yazar da orada, burada.
Cumhurbaşkanı Özal öldü.
Başbakan Demirel, iktidardaki DYP ve SHP oylarıyla cumhurbaşkanı oluyor.
Yerine DYP genel başkanı seçilecek ve doğrudan başbakan olacak.
Tansu Çiller, ekonomiden sorumlu bakan.
DYP başkanlığına adaylık koymadan hemen önce, bayram arifesinde son bir icraat yapıp kapısını kilitleyip çıkıyor.
Hürriyet ve SABAH Çiller' i büyük bir iştahla desteklemeye başlıyor.
Hoş, başı dönmüş kamuoyu da, "Sarışın güzel kadın" ın, "Atatürk Cumhuriyeti" ne, "muasır medeniyet yolundaki Türkiye" ye, "kadınerkek eşitliği" ne pek münasip gittiğini düşünüyor.
Milliyet'te daha temkinli, mesafeliyiz.
Nitekim, lider ve başbakan olduğunun ertesi günü, başbakanın
"yaşını dahi yalan söyleyebildiği" ne dair belgeli haber, kibarca manşette.
Acayip kamuoyu tepkisi alıyoruz; çünkü diğer iki büyük gazete abarttıkça abartıyor "Lady" yi.
Haftada sadece bir gün yazıyorum. Tepkilere cevabi yazım, "Pinokyo". Yalanları anlamak için burnunun büyümesini bekleyeceğimiz kukla. (Yıllar sonra çoğunluk bunu tekrarlayacak!)
Bakmayın, başbakan ile hükümeti pek güçlü ve gözü kara o zaman.
Epey sonra bir gün "belgeler" i de buluyoruz.
"Son icraat", meğerse Hürriyet ve SABAH için imzalanmış iki teşvik belgesiymiş.
Yani, bir bakıma "para karşılığı", bu arkadaşlar amigoluk ve propaganda yapıyor!
Bakmayın, o zamanki "para" bugün herhalde birinin yıllık masrafı filan olur anca; ama olsun, o devirde önemli.
Daha sonra bu belgeleri de yayınlıyoruz.
Sanmayın ki, sadece sivil iktidardır gazeteciliğimizin derdi.
Şimdi "askere yakın gazeteci" denen Fikret Bila, çok iyi haberci. Silahlı Kuvvetler mensuplarının yurtdışı harcamalarındaki usulsüzlüklerle ilgili raporlar yakalamış.
Onlar da manşette.
Büyükanıt o zaman Genelkurmay Genel Sekreteri. Açıklama yapıyor:"Ne maksatla yapıldığı anlaşılamayan, Silahlı Kuvvetler'i yıpratmaya dönük haberler."
Ona da cevabı yazıyorum:
"Doğru olduğu sürece, Genelkurmay da dahil kimse haber konusu olmaktan muaf değildir."
Arkadaşlar o sıra ne etliye, ne sütlüye.
Ama çok iyi gasteciler! Çok bağımsız, çok etik, çok temiz!
Devrin para işlerinde üçüncü büyük adam (ikincisi Özer Bey) devrin Müsteşarı; Çiller' in "Beynimin yarısı" dediği "Osman Bey."
Arkadaşların gasteciliği "Osman Bey" yalakalığı yaparken, Milliyet'in ısrarlı "Osman Bey, siz istifa edin" haberleri o güçlü adamı indirip iktidarı da sarsıyor.
Muhalefetteki ANAP pek sevinçli ama Başlattığımız "Temiz Toplum" kampanyası haberleri, yağmur gibi dosyalar ANAP dönemini de harmanlıyor. Yılmaz diyor ki, "Bunlar ne cins adam. Herkese vuruyorlar."
Derken bir gün "Başbakan Ailesi" nin ABD'de malvarlığı olup olmadığını merak ediyorum. Tamamen küçük bir istihbarattan huylanma neticesinde.
Üstüne gidiyoruz. Temsilcimiz (sağlık dileklerimle) Turan Yavuz,
dört büyük gayri menkul buluyor.
İki gün tam sayfa yayınlıyoruz.
Meclis karışıyor. Hükümet düşmek üzere.
Arkadaşlar "temiz, bağımsız gasteci" ya; habere g