Haber kanallarının her konuda uzman konukları ve sunucuların rol çalma çabaları!

Kıymeti kendinden menkul bu kişiler dediğim gibi maşallah her konunun uzmanları. Bu uzmanlara bir de saç baş yolduran haber sunucuları eklendi ki sormayın gitsin!

Değerli okurlar,

Öyle bir coğrafyadayız ki; Doğal afetlerin sık yaşandığı, ülkemiz üzerine oynanan oyunların, iç ve dış kaynaklı tehditlerin bitmek bilmediği bir coğrafya…

Çok boyutlu ve zorlu sınamalarla kuşatılmış bu coğrafyada olup bitenleri öğrenmek adına eminim sizler de benim gibi günde en az birkaç kez haber almak için televizyon karşısına oturuyorsunuzdur.

İşte bu oturmalar sırasında hem sunucular hem de konukların yorumları karşısında sinir olduğunuz anlar olmuştur!

Ben uzun süredir sinir olmaktayım ve içimi dökme gereği duydum…

Neden mi sinir oluyorum?

Gazeteci, güvenlik uzmanı, siyaset bilimciler ve akademisyenler... Bu arada, insanların ve kurumların verdiği havalı duran bu unvanlara aldanmayın!

Unvanında ‘Avukat’ yazan bir kişi hem siyaset, hem Ortadoğu, hem terör, hem FETÖ uzmanı olabiliyor…

Hemen her konuda "uzman" olduğunu düşünen bir avuç kişi...

Ve her kanalın demirbaş yorumcuları…

Kıymeti kendinden menkul bu kişiler dediğim gibi maşallah her konunun uzmanları.
Bu uzmanlara bir de saç baş yolduran haber sunucuları eklendi ki sormayın gitsin!

Nasıl mı?

Şimdilik rencide olmasınlar diye isim vermeden genelleme yapayım!

Dedik ya, ‘öyle bir coğrafyada yaşıyoruz ki’ diye. Her günümüz ayrı bir olay.

Muhabir kardeşimiz Beyrut’ta. Kelle koltukta zorlu bir coğrafyada haber vermenin uğraşısı içinde. Canlı yayında olayları anlatmaya çalışıyor. Ama gelin görün ki sunucu hanım kızımız bırakmıyor ki muhabir anlatsın! Muhabir tam anlatmaya başlıyor sunucu zırt pırt araya girip kel alaka soru sorarak ‘rol çalmaya’ çalışıyor! Bu sunuculara hiçbir yöneticisi de ‘yahu sen ne yapıyorsun, bırak anlatsın’ demiyor.

Bu durum konuklar için de geçerli.

Uzman diye yayına aldığınız konuklar tam anlatmaya başlıyor hooop sunucumuz araya giriyor! Yahuuu ya almayın konuk, ya aldıysanız da bırakın da adam anlatsın!

Yooo olur mu hiç?

Olmaz…

Sunucumuz zaten biliyor ve bunu da göstermek zorunda. Oysa kulağına verilen editör suflelerini sanki anlamıyoruz. Kulağına ne sufle edilirse onu söylemeye çalışmaları inanın artık pes dedirtiyor.

Hele hele bir de uzun uzadıya soru sormaları yok mu, beni benden alıyor.
Konuğun konuyu uzatmasını ve sunucunun konuşmayı kesmeye çalışmasını anlarım ama anlatmak istediğim bu değil! Eminim anlamışsınızdır!

Bir dikkat çeken trajikomik davranış biçimi var ki sormayın gitsin!

Stüdyoda konuklar bir konu hakkında görüşünü açıklıyor. Sıra aynı konuda bir başka konuğun yorumuna geliyor ki, sunucumuz yine devreye giriyor! Saçma sapan derleme ile bir önceki konuğun söylediklerini diğer konuğa aktararak ne düşündüğünü soruyor. Ah be güzel kardeşim, aynı ortamdasınız o konuk kendisinden önce konuşanın söylediklerini anlamıyor mu ki sen bir de özet geçiyorsun?

Yapmaya çalıştığın özet de özet olsa bari!

Özetleyerek anlatmaya çalıştığım haber sunucularının içler acısı bu durumunu bir kanala indirgemek haksızlık olur. Bir süredir sunucular arasında yaygın bir alışkanlık bu!
“Ben bilirim…”, “ben aslında hastalığı”…

Madem çok biliyorsanız o konukları yayına almayın, o bağlantıyı yapmayın kardeşim!
Sahaya gönderdiğiniz meslektaşlarınıza saygılı olun ve ne anlatacaklarını dinleyin!

Bu konuda bir parantez de Ahmet Hakan’a açmak elzem oldu..!

Ahmet Hakan’ın daimi konuklarına sorduğu sorular, sürekli anlatılanları anlamıyor gibi yapması. Konuğun anlattıkları hoşuna gitmeyince araya girip ayar vermesi, sık sık rejideki editörü Onur ile istişarelerde bulunması artık baydı.

Evet değerli okurlar;

Çokbilmişlik, ben bilirim egosunun getirdiği davranış bozukluğu altında haber almanın dayanılmaz ağırlığı içinde kalın sağlıcakla diyorum sizlere…