09 Ağu 2009 14:37 Son Güncelleme: 10 Mayıs 2021 16:06

"HABER BÜLTENLERİ PROPAGANDA SAATLERİNE DÖNÜŞTÜ!..YORUMSUZ HABER İSTİYORUM!.." SABAH TV ELEŞTİRMENİNİN HABER İSYANI!..

Erdoğan Aktaş'ın gelmesiyle ATV Haber'de yeni bir dönemin açılacağını ümit ettiğini belirten Sabah'ın televizyon yazarı Yüksel Aytuğ tv kanallarının ana haber bültenlerinin prestij kaybettiğini yazdı.

Yorumsuz haber istiyorum


Erdoğan Aktaş'ın gelmesiyle atv Haber'de yeni bir dönemin açılacağını ümit ediyorum. Bir süredir vatandaşlar haberleri "sınıflayarak" izlemeye başlamışlardı. "Yandaş" bülten ve gazeteler, "Karşıt" bülten ve gazeteler... Yayın kuruluşlarının benimsedikleri siyasi görüş ya da ekonomik kaygı ile beslenen "haber politikaları" yazılı ve görsel basında "habere/haberciye" duyulan güveni sarsacak bir boyuta gelmişti. Aynı haber, farklı televizyon kanallarında en az üç "farklı" şekilde "yorumlanıyordu..." Dikkat edin, "sunuluyordu" demiyorum, "yorumlanıyordu..." Siyasetin haberi bu kadar güdümlediği başka bir dönem hatırlamıyorum. İşte bu günlerde ekran karşısındaki hatırı sayılır bir kesim "sadece gerçek ve tarafsız haber alma" ihtiyacını karşılamakta güçlük çekmeye başladı. En sıradan haber bile siyasi/ekonomik yorumlarla öyle bir yoğruldu ki, halk neye inanacağını şaşırır hale geldi. En güvenilir haberciler bile, "grup menfaatlerinin süzgecinden geçirilmiş" haberleri sundukları için halkın gözünde prestij yitirmeye başladılar. Haber bültenleri, belirli siyasi görüşlerin "empoze edildiği" propaganda saatlerine dönüştü. Peki yorum, sadece haberlerin içine sıkıştırılan cümlelerden mi ibaret? Tabii ki değil. Kocaman bir gündemden hangi haberlerin seçildiği, hangilerinin öne, hangilerinin sona konulduğu, hangi haber bandına kaç dakika süre ayrıldığı da "yorum"dur. Bu saatten sonra "haber" ile "yorum"un net bir şekilde ayrıştırılmasına ihtiyaç var. Bültenler mutlaka "tarafsız" olmalı. Eğer o yayın grubu bir siyasi fikri savunma ihtiyacı içinde ise bunu tartışma programlarına ya da bağımsız yorum köşelerine saklamalı. İnsanlar eğer yoruma "ihtiyaç hissederlerse" ellerindeki kumanda aleti yardımıyla "tercih" kullanmalı. Oysa siyasetin esir aldığı günümüzün haber bültenlerinde politik kaygılar, haber hiyerarşisinin önünde koşuyor. Son derece önemli toplumsal gelişmeler, politikanın gölgesinde kalıp, kamu ile paylaşılamıyor. Hayat, bülten yöneticileri tarafından sanki liderlerin birbirlerine söylediklerinden ibaretmiş farz ediliyor. Naçizane tavsiyem; haber bülteni sorumlularının sahaya muhabir indirip, halka "Ne tür haberler izlemek istiyorsunuz?" diye sormalarıdır. Eminim, aldıkları yanıtlar ile hazırladıkları bültenler arasındaki uçuruma en çok onlar şaşıracaktır. İnsanlar etik, tarafsız, net bir "haber politikası" istiyor, "politik haber" değil!..


Yüksel Aytuğ/Sabah-Günaydın