-Türk sinemasında hafızamızda yer eden ne kadar film varsa ya oyuncu ya yönetmen ya yapımcı olarak yer almışsınız. Aynı zamanda 'Hababam Sınıfı'nın ilk ve tek mezunusunuz…
"Evet; diplomamın haklı gurunu yaşıyorum. (Gülüyor) Her şey tiyatroya adım atışımla başladı. Ali Poyrazoğlu Tiyatrosu'nda başladım oyunculuğa. Sonra Metin Erksan'ın yazıp yönettiği 'Kadın Hamlet'te Ofelya'yı oynadım. Ardından Şerif Gören'in filmi 'Darbe'de oynadım. Sonra zaten Arzu Film dönemi başlıyor… Arzu Film'de bir aile gibiydik. Ertem (Eğilmez) Abi'nin evinde toplanılırdı. Gırgır şamata… Hem işimizi yapar hem deli gibi eğlenirdik. Tabii o zaman her şey çok başkaydı. Çalışma disiplini de farklıydı."
"BEĞENMEZSE YIRTAR ATARDI"
"Özellikle Arzu Film ekibinde her şey başka türlü ilerlerdi. Mesela önce tretman yazılırdı. Diyaloglar sette yazılırdı. Şimdiki gibi önce senaryoyu birinin tamamen yazıp bitirmesi diye bir şey yoktu. Yavuz Turgul, Sadık Şengil, Halit Akçatepe diyalogları yazardı. Ertem Abi'nin meşhur bir öğlen uykusu vardı. Uykusundan uyanır, yazılanlara bakardı. Beğenirse çekerdi, beğenmezse yırtar atardı."
-Günümüzde de sürekli aynı oyuncularla, aynı ekiple çalışan yönetmenler zaman zaman eleştiriliyor. Ertem Eğilmez'in bu tutumu neyle ilgiliydi?
"Biliyordu çünkü kimin ne yapacağını, neyi yapamayacağını. Kendine has bir çalışma tarzı vardı. Saat 2'den öne katiyen başlamazdı çekime. 12'de onun evinde yemek pişerdi. Hepimiz öğle yemeğimizi yerdik. Ardından Ertem Abi bir uykuya yatardı. Sonra 2'de kalkar, film çekmeye başlardı."