Yaşamının büyük kısmını İzmir'de sürdürdüğünü söyleyen Osman Cavcı, "İstanbul'dan tam olarak ayrılmadım, işlerim dolayısıyla bir ayağım yine orada. Bir süre Beylikdüzü'nde yaşadım ama oraya alışamadım, şehir merkezinden çok uzak malum. İzmir'e taşınmanın daha mantıklı olabileceğini hesapladım. (Gülüyor) Ardından Foça'ya yerleştim ama kışları çok melankolik geçti. Sakinlik bana çok yaramayınca da İzmir'i tercih ettim. Belki de hayatımızı Ege kıyılarında sürdürme yaşlarına geldik." ifadelerini kullandı.
Babası sayesinde tiyatronun içine doğduğunu ifade eden Cavcı, "Babam (İsmail Cavcı) tiyatrocuydu. 1950'lerde sanat hayatına başlamış. Ses Opereti'nde, Muammer Karaca Muzaffer Hepgüler ve Tevhit Bilge gibi isimlerle çalışmış. Babamla beraber turnelerde gezerek, sanatın içinde büyüyünce, ben de babamın izinden gittim." dedi.
Hababam Sınıfı Güle Güle' ile sinemaya adım attığını söyleyen usta oyuncu, Ertem Eğilmez'in kendisini filme dahil ettiğini açıkladı. Filmde haylaz bir genç olan 'Ekrem'e hayat veren Cavcı, aynı dönem sahnelenen 'Hababam Sınıfı Müzikali'nde de yer aldığını ifade etti. 'Hababam Sınıfı Güle Güle'nin serinin en farklı filmi olduğunu dile getiren oyuncu, "Ertem Eğilmez seri için ilk defa gerçekçi bir lise sınıfı kurduğunu söylemişti. Daha önceki filmlere bakarsanız yaş ortalaması 30'dur." şeklinde sözlerini sürdürdü.
Ertem Eğilmez hakkında da konuşan Cavcı, "Arzu Film demek, Ertem Eğilmez demekti. Ertem Ağabey çok yaratıcı ve iyi bir karakter seçiciydi. Senaryoya ve grup çalışmalarına çok önem verirdi. Başarısının bir kısmı da burada saklı." dedi.