Güzin Abla'ya çok zor soru! "Ya çocuk bendense!"
Hürriyet’te, okur mektuplarını köşesine taşıyan ve onlara tavsiyelerde bulunan Güzin Abla, bugünkü köşesinde çok zor bir soruyla karşılaştı.
Güzin Abla'ya soru soran 26 yaşındaki mühendis, nişanlısından
ayrılan bir kadınla birçok kez beraber olduğunu, ancak kadının daha
sonra nişanlısıyla barışıp evlendiğini, sonrasında ise kadının
hamile haberini aldığını belirtti. Güzin Abla'ya, bebeğin babasının
kendisi olabileceğini ifade eden mühendis, "Ne yapmam gerek, nasıl
bir yol izlemeliyim" diyerek Güzin abladan yardım istedi.
Güzin Abla ise, okuyucusuna, "Bu genç hanım da büyük ihtimalle
bebeğin sizden mi yoksa eşinden mi olduğunu bilmiyordur. Bunu ancak
bebek dünyaya geldikten sonra yaptıracağı DNA testi sayesinde
öğrenebilir" diye belirtirken, "Böylesine ciddi bir konuda size
'kesinlikle şunu yap, bunu yapma' deme yetkisini kendimde
göremiyorum" diye ifade etti.
Güzin Abla ayrıca, "Burada en büyük sorumluluk annede. Evliliğiyle
ve çocuğuyla ilgili hayati değer taşıyan bu kararı onun vermesi
gerekir" diye de ekledi.
İşte o soru ve yanıtı:
"Nişanlısından ayrılmasının ardından defalarca birlikte olduk, ama
sonra yine nişanlısıyla barışıp evlendi. Ardından hamile olduğunu
öğrendim. O bebeğin babası ben olabilirim. Şimdi ne olacak?
Merhaba ablacığım. Ben 26 yaşında bir mühendisim. Geçen yaz benden
3 yaş büyük bir hanımefendi ile tanıştım. Kendisinden hoşlandım ama
parmağında yüzük vardı.
Sosyal medyadan araştırınca nişanlı olduğunu ve düğününe iki ay
kaldığını öğrendim. Tabii olması gerektiği gibi mesafemi korumaya
karar verdim.
Ancak iş sebebiyle yeniden görüştüğümüzde yüzüğü çıkardığını fark
ettim. Sosyal medya hesabına bakınca, ilişki durumunun bekar olarak
değiştirildiğini gördüm.
Sonrasında yine iş nedeniyle birkaç kez daha görüştük, samimi bir
sohbet ortamı oluştu. Bunun sonucunda kendisini beğendiğim için
samimiyeti ilerlettim.
5 gün kadar bende kaldı, pek çok kez birlikte olduk.
Tabii ki ilişkimizin sürmeyeceği belliydi. Araya aile büyükleri
girdi ve onu nişanlısıyla barıştırdılar.
Kısa süre sonra da evlendiler.
Ama birkaç gün önce bu hanımefendinin hamile olduğunu öğrendim.
Sosyal medyadan ve ortak arkadaşlarımızla yaptığım konuşmalardan
anladığım kadarıyla, hamileliğin başlangıcı ilişkimizle aynı
zamanlara denk geliyor.
Birlikte geçirdiğimiz son geceden sonra nişanlısıyla barıştı ve
hemen irtibatımızı kestik.
Eşinin de böyle bir şeyi anlaması çok zor. Hanımefendi benden
hamile kalmış olabilir. Ama ben doğrudan ortaya çıkıp da bunu dile
getiremem.
Çocuk benden değilse bir ailenin yıkılışına gereksiz yere sebebiyet
verebilirim.
Ama ya çocuk bendense!
Ne yapmam gerek, nasıl bir yol izlemeliyim? Bu şüpheyle hayatıma
devam edemem.
* RUMUZ: KUŞKU
YANIT
Sözünü ettiğiniz genç hanım, belli ki nişanlısını gerçek anlamda
sevmiyormuş. Onunla sırf ailesinin isteği ve baskısı yüzünden
evlenmiş.
Onu sevmiş olsaydı, sizinle böyle bir maceraya atılmazdı, öyle
değil mi?
Ancak sizinle geçirdiği o 5 günde hamile kalmış olabileceği gibi,
sizden önce nişanlısıyla beraberlik yaşamış ve dolayısıyla ondan
hamile kalmış da olabilir.
Bu genç hanım da büyük ihtimalle bebeğin sizden mi yoksa eşinden mi
olduğunu bilmiyordur. Bunu ancak bebek dünyaya geldikten sonra
yaptıracağı DNA testi sayesinde öğrenebilir.
Ama bu evliliği sürdürmek durumunda olduğuna göre, kuşkusu olsa
bile konuyu dile getireceğini sanmam. Eşini kaybetme ve büyük bir
skandala sebebiyet verme riskini göze alamayacaktır.
Olayın elbette ahlaki bir yönü var ve çok önemli.
Ama siz bu konuda ne yapmayı düşünürsünüz, o da çok önemli.
Dediğiniz gibi ya bu çocuk sizden değilse, bir yuvanın yıkılması,
bir ailenin dağılması söz konusu olacaktır.
Diyelim ki çocuk sizden, o hanım bunu bilse bile sizinle evlenmeyi
kabul edecek mi dersiniz? Ben hiç sanmıyorum.
Hatta bu olayın ortaya çıkmasına neden olduğunuz için sizden nefret
bile edebilir.
Ya siz? Sadece birkaç günlük beraberlik yaşadığınız, gerçek anlamda
sevmediğiniz bir hanımla, büyük bir skandal yaratmak uğruna beraber
olabilecek misiniz gerçekten?
Bu çocuk böylesine olaylı bir şekilde dünyaya geldiğini elbette bir
gün öğrenecektir.
Kendini gerçekten kimseye ait hissetmemenin getirdiği büyük bir
bunalımla yaşamak zorunda kalmayacak mı?
Sonuçta böylesine ciddi bir konuda size 'kesinlikle şunu yap, bunu
yapma' deme yetkisini kendimde göremiyorum.
Burada en büyük sorumluluk annede.
Evliliğiyle ve çocuğuyla ilgili hayati değer taşıyan bu kararı onun
vermesi gerekir."