Güzel yazar dilenci oldu, avuç açtı; 4 saatte 46 lira topladı! - Sayfa 4

Hissettiğim bu hoş duygu, kaldırımda birlikte yürüdüğüm insanların bana değmemek için uğraştığını görünce biraz bozuldu. Benimle göz göze gelmemek için de büyük çaba harcıyorlardı. Bu yük fazla geldi. Bilinçsizce kamburlaştığımı, ezilip büküldüğümü fark ettim

420
Güzel yazar dilenci oldu, avuç açtı; 4 saatte 46 lira topladı! - Sayfa 5

Sıraselviler’de bir bakkala girip sigara istedim. Bakkal amca beni tepeden tırnağa süzdükten sonra “Paran var mı?” dedi. ‘Demek ki inandırıcı olmuşum!’ diye sevinerek parayı uzattım, sigarayı aldım.

520
Güzel yazar dilenci oldu, avuç açtı; 4 saatte 46 lira topladı! - Sayfa 6

İKİ LİRALIK BÜYÜK UTANÇ | Kaldırıma oturup bir sigara yaktım ve bir süre hangi sözcüklerle para isteyebileceğimi düşündüm. Rol yapıyor olsam da ‘yalvarırım’ demek istemedim. ‘Allah rızası için’ çok klasikti. Sonunda kendi tarzımı buldum: “Pardon! Yardım edebilir misiniz acaba?” Yanımdan geçen üçüncü kişi, bir kadındı. Durdu ve bana iki lira verdi. Çok rahatsız olarak teşekkür ettim. Parayı alırken yoğun bir utançla birlikte gururumu sattığım hissine kapıldım... Hemen sonra bu düşünceyi kafamdan kovaladım.

620
Güzel yazar dilenci oldu, avuç açtı; 4 saatte 46 lira topladı! - Sayfa 7

Hayata eşitsiz şartlarda başlayan, gerçekten dilenmek zorunda kalanların bu kadar çok olduğu bir dünyada, sistemden kaynaklanan bir sorun olduğu tartışılmaz bir gerçek. Dilenmek ve ‘sınıfaltı’ kesimin varlığı, sistemin insana uyguladığı şiddetin bir sonucu. Sistemin sonucunu kişilerin üzerine yüklemek de büyük haksızlık... Biz onlar hakkında “Duygu sömürüsü yapıyorlar, onlar da çalışsınlar, para verince iyice alışırlar” gibi şeyler söylerken onların yaşadığı çok daha korkunç; onlar ölmemeye çalışıyor... Bu düşüncelerden sıyrılıp iki liramla birlikte Taksim meydanına doğru yürüdüm. Karşıdan karşıya geçmem zaman aldı çünkü hiçbir araba bana yol vermedi, elimle “1 dakika” dememe rağmen durmadılar.

720