TUHAF BİR RAHATLIK HİSSİ | Evden çıktığımda hissettiğim ilk şey tuhaf bir rahatlamaydı. Bir kadın olarak ilk defa nasıl göründüğüm umurumda değildi!!! Kimseye hoş görünme peşinde değildim. Toplumsal kurallara uymak gibi bir derdim de yoktu. Kaldırımın kenarında oturabilir, bankta yatabilirdim, yoldan geçen birinden para isteyebilirdim. Büyük özgürlük!
Hissettiğim bu hoş duygu, kaldırımda birlikte yürüdüğüm insanların bana değmemek için uğraştığını görünce biraz bozuldu. Benimle göz göze gelmemek için de büyük çaba harcıyorlardı. Bu yük fazla geldi. Bilinçsizce kamburlaştığımı, ezilip büküldüğümü fark ettim
Sıraselviler’de bir bakkala girip sigara istedim. Bakkal amca beni tepeden tırnağa süzdükten sonra “Paran var mı?” dedi. ‘Demek ki inandırıcı olmuşum!’ diye sevinerek parayı uzattım, sigarayı aldım.
İKİ LİRALIK BÜYÜK UTANÇ | Kaldırıma oturup bir sigara yaktım ve bir süre hangi sözcüklerle para isteyebileceğimi düşündüm. Rol yapıyor olsam da ‘yalvarırım’ demek istemedim. ‘Allah rızası için’ çok klasikti. Sonunda kendi tarzımı buldum: “Pardon! Yardım edebilir misiniz acaba?” Yanımdan geçen üçüncü kişi, bir kadındı. Durdu ve bana iki lira verdi. Çok rahatsız olarak teşekkür ettim. Parayı alırken yoğun bir utançla birlikte gururumu sattığım hissine kapıldım... Hemen sonra bu düşünceyi kafamdan kovaladım.