Dilenciler hep ilgimi çekerdi. Nasıl hissediyorlar diye merak ederdim. Ne yaşadıklarını anlamak için dilenci ol maya karar verdim. Genel Sanat Yöne tmeni Sü ha Uygur’un izniyle İstanbul Belediyesi Şeh ir Tiyatroları’nın deposundan kıyafet seçtim. Yıpranmış bir peruk hazırlattım. Makyöz de yüzüme sağlıksız görüntü verdi; birkaç yara yaptı. Hazırdım...
TUHAF BİR RAHATLIK HİSSİ | Evden çıktığımda hissettiğim ilk şey tuhaf bir rahatlamaydı. Bir kadın olarak ilk defa nasıl göründüğüm umurumda değildi!!! Kimseye hoş görünme peşinde değildim. Toplumsal kurallara uymak gibi bir derdim de yoktu. Kaldırımın kenarında oturabilir, bankta yatabilirdim, yoldan geçen birinden para isteyebilirdim. Büyük özgürlük!
Hissettiğim bu hoş duygu, kaldırımda birlikte yürüdüğüm insanların bana değmemek için uğraştığını görünce biraz bozuldu. Benimle göz göze gelmemek için de büyük çaba harcıyorlardı. Bu yük fazla geldi. Bilinçsizce kamburlaştığımı, ezilip büküldüğümü fark ettim
Sıraselviler’de bir bakkala girip sigara istedim. Bakkal amca beni tepeden tırnağa süzdükten sonra “Paran var mı?” dedi. ‘Demek ki inandırıcı olmuşum!’ diye sevinerek parayı uzattım, sigarayı aldım.