03 Şub 2012 22:28
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 13:18
GÜZEL FİLMLER GÖRECEĞİZ!
Medyaradar'ın sinema yazarı Murat Tolga Şen,haftanın filmlerini sizler için izledi ve yazdı.
Berlin Kaplanı’nın rekabetinden kaçan filmler gösterime girmek için bir hafta sonrasına gün aldılar ve işte 6 filmli bir vizyon haftasındayız.Altın Portakal’da “en iyi film” ödülünü kapan Güzel Günler Göreceğiz, Vampir Kurtadam kapışmasını post Apokaliptik bir sete taşıyan Underworld serisinin 4. filmi Uyanış ve Steven Spielberg’in elinden çıkma, Oscar adayı Savaş Atı bu haftanın öne çıkan yapımları… Gelin sinemaya gitmeden önce, hangi film bilet alarak salonda izlenmeyi hak ediyor bir bakalım.
Güzel Günler Göreceğiz / 7 yaş sınırı / 42 kopya…
Konu: “Güzel Günler Göreceğiz” bir gün içerisinde İstanbul’da geçer. Beş farklı karakterin günlük hayatta kesişen yolları ve farkında olmadan birbirlerinin hayatına müdahalelerini anlatır. Kızı dışındaki her şeyden bıkmış, nefret etmiş kirli bir polis olan İzzet, onun aşık olduğu ailesi tarafından dışlanmış, yolunu kaybetmiş Figen, kardeşini öldürdüğü için girdiği hapisten yeni çıkmış pişmanlık ateşinde yanan Cumali, yeni bir hayata başlamak için ülkeden çıkmaya çalışan boksör Ali ve umutla geldiği Türkiye’de fuhuşa zorlanan, çareyi kaçmakta bulan rusAnna... Film, doğrusal olmayan kurgusu ile bütün hikayeleri iç içe geçirerek anlatır. Bir günlük zaman dilimi; geriye, şimdiye ve ileriye atlanarak ilerler.
Hasan Tolga Pulat’ın ilk yönetmenlik denemesi olan ve bizim sinemamız için denenmemiş bir kurgu akışıyla yol alan GGG, bence çok başarılı ve “olmuş” bir film. Altın Portakal’da büyük ödülü alınca film özellikle sinema yazarları tarafından epey sorgulandı fakat seyirci izlediği şeyden etkilenecek ve hoşlanacak. Böylelikle sinemanın kimin için yapıldığı sorusu da cevaplanacak aslında… Yılın en iyi yerli yapımlarından biri, oyunculuklar başarılı, hikaye çarpıcı… Düşünmeden bilet alın!
Cineradar notu: 3.5 *
FİLMİN FRAGMANI İÇİN TIKLAYINIZ
Karanlıklar Ülkesi: Uyanış / Underworld:Awakening / 18 yaş sınırı / 143 kopya…
Konu: Selene ile insan-Lycan melezi sevgilisi Michael’ın “UnderworldEvolution/Karanlıklar Ülkesi: Evrim”de Vampirlerin atası Marcus’u ortadan kaldırmasının üzerinden 15 yıl geçmiştir. Fakat insanoğlu gerek Vampir gerek Lycan klanlarından haberdar olmuş ve her iki türü de ortadan kaldırmak için seferberlik ilan etmiştir. Bu soykırım sürecinde ele geçirilen Selene on yıldan fazla bir süre sonra uyanır Selene sığınacak bir yer ararken, kendini, türdeşlerinin soyunun neredeyse tükenmek üzere olduğu, sağ kalanların ise yeraltına çekildiği bir dünyada bulur. Selene genç Vampir David’in (Theo James) desteğiyle kanlı bir intikam savaşına girişir.
Devam filmleri genelde giderek ucuzlaşır/kötüleşir ve nihayetinde serinin sömürülecek bir tarafı kalmayınca hikaye DVD piyasasına kadar düşer! Underworld’de ise tam tersi olmuş. İlk film dar bütçeli bir deneme iken, 4. Bölümde artık ekibin görsel bir şölen yaratmak için elinden geleni ardına koymadığı, 3D’nin tüm nimetlerinden faydalanan bir kıyamet macerası yaşıyoruz. Ciddiye almak imkansız ama içerdiği tüm B film referansları ve temposu ile müthiş bir seyirlik bu film. Lateks giysiler içindeki seksi bir Vampirin her yeri ateşe vermesi ve sevdiklerini kurtarmasını izlemek hiç bu kadar keyifli olmamıştı! Sinemada izlenmezse tadı çıkmaz.
Cineradar notu: 4 *
FİLMİN FRAGMANI İÇİN TIKLAYINIZ
WarHorse / Savaş Atı / 7 yaş sınırı / 38 kopya…
Konu: “Savaş Atı”, I. Dünya Savaşı sırasında kırsal İngiltere ve Avrupa arasında geçen “Savaş Atı”, Joey adlı bir at ile onu evcilleştirip eğiten Albert adında genç bir adam arasındaki muazzam dostlukla başlıyor. İkili mecburen ayrı düşüyor. Atın savaş boyunca yaptığı sıra dışı yolculuğu anlatan film Tarafsız Topraklar’da duygusal sona yaklaşırken atın karşılaştığı herkesin- İngiliz süvarilerin, Alman askerlerinin, bir Fransız çiftçi ve onun torunun - hayatlarını nasıl değiştirip onlara ilham verdiğini konu ediyor.
Steven Spielberg iyi bir kitaptan iyi bir film yapmanın peşine düşmüş ve ortaya Savaş Atı çıkmış ama bence yönetmenin şimdiye kadar çektiği en kötü film bu… Disney’in Pazar aile filmlerinin daha geniş bütçe ile çekilmiş halinden farklı değil. Atın yolculuğu JackLondon klasiği Beyaz Diş / White Fang’de olduğu türden bir insan-hayvan etkileşimi içeriyor ama ne kadar Oscar adayı da olsa beklenenin altında bir iş çıkmış ortaya… Hollywood standartlarında sıradan bir seyirlik…
Cineradar notu: 2.5 *
FİLMİN FRAGMANI İÇİN TIKLAYINIZ
Kevin Hakkında Konuşmalıyız / WeNeedto Talk AboutKevin /13 yaş sınırı / 5 kopya…
Eva, Franklin ve Kevin’inhikayesi... İki gün önce Kevin’in 16. doğumgünükorkunç taşkınlıklarla geçmiştir. Kevin’in davranışları sonucunda, annesi Eva, keder ve sorumluluk duygularıyla boğuşurken, aynı zamanda oğlunu sevip sevmediğini ve bütün bunların kendi kabahati olup olmadığını düşünür.
Kritik: Mutsuz bir hamilelikten mutlu bir çocuk doğmaz gibi bir fikre sahip olan film bunu izleyiciye geçirmekte çok başarılı… Kevin’in doğmasına ve büyümesine tanıklık ederken tek bir an bile tedirgin olmamak imkansız. Sevginin tükendiği modern toplumun iyice bireyselleşmiş insanlarının doğanın üreme çağrısına verdikleri zoraki cevabın aynı sevgisizliği çoğaltan canavarlar üreteceğini anlatmaya çalışıyor film ve ziyadesiyle rahatsız ediyor. “Neden festivallerde gösterilen iyi filmler gösterime girmiyor?” diye hayıflananlardansanız, bu filmi kaçırmayın!
Cineradar notu: 4 *
FİLMİN FRAGMANI İÇİN TIKLAYINIZ
Utanç / Shame / 18 yaş sınırı / 17 kopya…
Yönetmen ve görsel sanatçı Steve McQueen, ikinci filminde Hunger / Açlık’taki gibi başrolü yine Michael Fassbender’e veriyor. Fassbender, otuzlu yaşlarında, cinsel dürtülerine hâkim olamayan, her daim azgın bir New Yorkluyu canlandırıyor. Brandon’ın iş, ev ve barlardan ibaret tekdüze yaşamı, fahişeler ve porno filmler arasında geçmektedir. Dik başlı kız kardeşi Sissy birkaç gün kalmak için evine gelince, hayatı birden rayından çıkar. Utanç, saplantı, ihtiyacın doğası ve hayatta yaptığımız seçimler üzerine bir film.
Film Michael Fassbender’in ne kadar övülse az kalacak oyunculuğuyla anlam kazanıyor ama yönetmenin “bitmişlik, tükenmişlik, metalaşma” olgularına attığı sağlam bakış epey sarsıcı bir izleme deneyimi yaşatıyor. İçerdiği şiddet ve cinsellik yüzünden herkesin hoşuna gidecek türden bir film değil ama sinema tarihinde hep hatırlanacak kadar güçlü bir film. Şiddetle tavsiye ederim.
Cineradar notu: 4 *
FRAGMANI İZLEMEK İÇİN TIKLAYINIZ
Eş Ruhumun Eş Zamanı / 95 kopya…
Yeryüzünden çok farklı ve uzak bir boyutta bütünlüğünü tamamlamış enerji dolu bir varlık çevresine ışık ve sevgi saçmaktadır. Bu varlığını dünyaya inip, sürdürmek ister. Fakat dünyada olup-biten kaos bu varlığı ikiye ayırır ve uzaklaştırır. Şimdi sevgi dolu her iki ruh birbirini eşini aramaktadır...
Hani şu herkesin aldığı ama kimselerin okumadığı, okusa bile yaşamına bir türlü yediremediği büyük laflar eden kişisel gelişim kitapları var ya, işte öyle bir kitabın film olmuş hali Eş Ruhumun Eş Zamanı… Fakat hiç samimi gözükmüyor. “Kitaba 20 baskı yaptık, filminin de herkese izletiriz.” gibisinden bir niyet var sanki. Geçen yıl izlediğimiz “Ye, İç, sev, Dua Et” filmini sevenleri hedeflemiş gibi görünüyor. Haftanın en zayıf filmi… Eğer bu türden ebedi sevgi, saf aşk sözlerine ihtiyacınız varsa Mesnevi’yi öneririm. Hakikat orada!
Cineradar notu: 1 *
FRAGMANI İZLEMEK İÇİN TIKLAYINIZ
GİŞERADAR
Berlin Kaplanı kar kış havasında gösterime girmesine rağmen 3 günde 500.000 seyirciyi salona çekmeyi başardı ve sinema işletmecilerinin yüzünü güldürdü. En iyi 2. Açılışını yapan Ata Demirer artık Türk sinemasının en çok izlenen adamı… Film çekmekte pek acele etmeyen Cem Yılmaz’ı düşünürsek artık zirvede bu sevimli adamın oturduğunu dahi iddia edebiliriz. Sümela’nın Şifresi 7. Haftasında 1.5 milyon sınırını aştı ama artık nefesi de tükendi gibi… Genel olarak geçen hafta Berlin Kaplanı ve animasyonlarla şenlendi diyebilirim. Geçen hafta gösterime giren The Artist gibi Oscar adayı bir filmin Kocaeli, Bursa gibi büyük şehirlerde bile gösterilmemiş olması sinemaseverleri üzdü. Korsandan başka çıkış noktası göstermeyen bu tekelci tutum, sinemaya arada değil sürekli gidenleri üzmüşe benzer.
CINERADAR YILDIZLARI
5 ***** Başyapıt, mutlaka sinemada görülmesi gerekl!
4**** Gerçekten güçlü bir film, bilet parasının karşılığını veriyor.
3*** Fena değil, daha iyi de olabilirdi ama...
2** İyi bir film sayılmaz ama bu türün meraklısıysanız siz bilirsiniz!
1* Uzak durun! Paranıza yazık. Ne izleyin, ne de tavsiye edin...
Güzel Günler Göreceğiz / 7 yaş sınırı / 42 kopya…
Konu: “Güzel Günler Göreceğiz” bir gün içerisinde İstanbul’da geçer. Beş farklı karakterin günlük hayatta kesişen yolları ve farkında olmadan birbirlerinin hayatına müdahalelerini anlatır. Kızı dışındaki her şeyden bıkmış, nefret etmiş kirli bir polis olan İzzet, onun aşık olduğu ailesi tarafından dışlanmış, yolunu kaybetmiş Figen, kardeşini öldürdüğü için girdiği hapisten yeni çıkmış pişmanlık ateşinde yanan Cumali, yeni bir hayata başlamak için ülkeden çıkmaya çalışan boksör Ali ve umutla geldiği Türkiye’de fuhuşa zorlanan, çareyi kaçmakta bulan rusAnna... Film, doğrusal olmayan kurgusu ile bütün hikayeleri iç içe geçirerek anlatır. Bir günlük zaman dilimi; geriye, şimdiye ve ileriye atlanarak ilerler.
Hasan Tolga Pulat’ın ilk yönetmenlik denemesi olan ve bizim sinemamız için denenmemiş bir kurgu akışıyla yol alan GGG, bence çok başarılı ve “olmuş” bir film. Altın Portakal’da büyük ödülü alınca film özellikle sinema yazarları tarafından epey sorgulandı fakat seyirci izlediği şeyden etkilenecek ve hoşlanacak. Böylelikle sinemanın kimin için yapıldığı sorusu da cevaplanacak aslında… Yılın en iyi yerli yapımlarından biri, oyunculuklar başarılı, hikaye çarpıcı… Düşünmeden bilet alın!
Cineradar notu: 3.5 *
FİLMİN FRAGMANI İÇİN TIKLAYINIZ
Karanlıklar Ülkesi: Uyanış / Underworld:Awakening / 18 yaş sınırı / 143 kopya…
Konu: Selene ile insan-Lycan melezi sevgilisi Michael’ın “UnderworldEvolution/Karanlıklar Ülkesi: Evrim”de Vampirlerin atası Marcus’u ortadan kaldırmasının üzerinden 15 yıl geçmiştir. Fakat insanoğlu gerek Vampir gerek Lycan klanlarından haberdar olmuş ve her iki türü de ortadan kaldırmak için seferberlik ilan etmiştir. Bu soykırım sürecinde ele geçirilen Selene on yıldan fazla bir süre sonra uyanır Selene sığınacak bir yer ararken, kendini, türdeşlerinin soyunun neredeyse tükenmek üzere olduğu, sağ kalanların ise yeraltına çekildiği bir dünyada bulur. Selene genç Vampir David’in (Theo James) desteğiyle kanlı bir intikam savaşına girişir.
Devam filmleri genelde giderek ucuzlaşır/kötüleşir ve nihayetinde serinin sömürülecek bir tarafı kalmayınca hikaye DVD piyasasına kadar düşer! Underworld’de ise tam tersi olmuş. İlk film dar bütçeli bir deneme iken, 4. Bölümde artık ekibin görsel bir şölen yaratmak için elinden geleni ardına koymadığı, 3D’nin tüm nimetlerinden faydalanan bir kıyamet macerası yaşıyoruz. Ciddiye almak imkansız ama içerdiği tüm B film referansları ve temposu ile müthiş bir seyirlik bu film. Lateks giysiler içindeki seksi bir Vampirin her yeri ateşe vermesi ve sevdiklerini kurtarmasını izlemek hiç bu kadar keyifli olmamıştı! Sinemada izlenmezse tadı çıkmaz.
Cineradar notu: 4 *
FİLMİN FRAGMANI İÇİN TIKLAYINIZ
WarHorse / Savaş Atı / 7 yaş sınırı / 38 kopya…
Konu: “Savaş Atı”, I. Dünya Savaşı sırasında kırsal İngiltere ve Avrupa arasında geçen “Savaş Atı”, Joey adlı bir at ile onu evcilleştirip eğiten Albert adında genç bir adam arasındaki muazzam dostlukla başlıyor. İkili mecburen ayrı düşüyor. Atın savaş boyunca yaptığı sıra dışı yolculuğu anlatan film Tarafsız Topraklar’da duygusal sona yaklaşırken atın karşılaştığı herkesin- İngiliz süvarilerin, Alman askerlerinin, bir Fransız çiftçi ve onun torunun - hayatlarını nasıl değiştirip onlara ilham verdiğini konu ediyor.
Steven Spielberg iyi bir kitaptan iyi bir film yapmanın peşine düşmüş ve ortaya Savaş Atı çıkmış ama bence yönetmenin şimdiye kadar çektiği en kötü film bu… Disney’in Pazar aile filmlerinin daha geniş bütçe ile çekilmiş halinden farklı değil. Atın yolculuğu JackLondon klasiği Beyaz Diş / White Fang’de olduğu türden bir insan-hayvan etkileşimi içeriyor ama ne kadar Oscar adayı da olsa beklenenin altında bir iş çıkmış ortaya… Hollywood standartlarında sıradan bir seyirlik…
Cineradar notu: 2.5 *
FİLMİN FRAGMANI İÇİN TIKLAYINIZ
Kevin Hakkında Konuşmalıyız / WeNeedto Talk AboutKevin /13 yaş sınırı / 5 kopya…
Eva, Franklin ve Kevin’inhikayesi... İki gün önce Kevin’in 16. doğumgünükorkunç taşkınlıklarla geçmiştir. Kevin’in davranışları sonucunda, annesi Eva, keder ve sorumluluk duygularıyla boğuşurken, aynı zamanda oğlunu sevip sevmediğini ve bütün bunların kendi kabahati olup olmadığını düşünür.
Kritik: Mutsuz bir hamilelikten mutlu bir çocuk doğmaz gibi bir fikre sahip olan film bunu izleyiciye geçirmekte çok başarılı… Kevin’in doğmasına ve büyümesine tanıklık ederken tek bir an bile tedirgin olmamak imkansız. Sevginin tükendiği modern toplumun iyice bireyselleşmiş insanlarının doğanın üreme çağrısına verdikleri zoraki cevabın aynı sevgisizliği çoğaltan canavarlar üreteceğini anlatmaya çalışıyor film ve ziyadesiyle rahatsız ediyor. “Neden festivallerde gösterilen iyi filmler gösterime girmiyor?” diye hayıflananlardansanız, bu filmi kaçırmayın!
Cineradar notu: 4 *
FİLMİN FRAGMANI İÇİN TIKLAYINIZ
Utanç / Shame / 18 yaş sınırı / 17 kopya…
Yönetmen ve görsel sanatçı Steve McQueen, ikinci filminde Hunger / Açlık’taki gibi başrolü yine Michael Fassbender’e veriyor. Fassbender, otuzlu yaşlarında, cinsel dürtülerine hâkim olamayan, her daim azgın bir New Yorkluyu canlandırıyor. Brandon’ın iş, ev ve barlardan ibaret tekdüze yaşamı, fahişeler ve porno filmler arasında geçmektedir. Dik başlı kız kardeşi Sissy birkaç gün kalmak için evine gelince, hayatı birden rayından çıkar. Utanç, saplantı, ihtiyacın doğası ve hayatta yaptığımız seçimler üzerine bir film.
Film Michael Fassbender’in ne kadar övülse az kalacak oyunculuğuyla anlam kazanıyor ama yönetmenin “bitmişlik, tükenmişlik, metalaşma” olgularına attığı sağlam bakış epey sarsıcı bir izleme deneyimi yaşatıyor. İçerdiği şiddet ve cinsellik yüzünden herkesin hoşuna gidecek türden bir film değil ama sinema tarihinde hep hatırlanacak kadar güçlü bir film. Şiddetle tavsiye ederim.
Cineradar notu: 4 *
FRAGMANI İZLEMEK İÇİN TIKLAYINIZ
Eş Ruhumun Eş Zamanı / 95 kopya…
Yeryüzünden çok farklı ve uzak bir boyutta bütünlüğünü tamamlamış enerji dolu bir varlık çevresine ışık ve sevgi saçmaktadır. Bu varlığını dünyaya inip, sürdürmek ister. Fakat dünyada olup-biten kaos bu varlığı ikiye ayırır ve uzaklaştırır. Şimdi sevgi dolu her iki ruh birbirini eşini aramaktadır...
Hani şu herkesin aldığı ama kimselerin okumadığı, okusa bile yaşamına bir türlü yediremediği büyük laflar eden kişisel gelişim kitapları var ya, işte öyle bir kitabın film olmuş hali Eş Ruhumun Eş Zamanı… Fakat hiç samimi gözükmüyor. “Kitaba 20 baskı yaptık, filminin de herkese izletiriz.” gibisinden bir niyet var sanki. Geçen yıl izlediğimiz “Ye, İç, sev, Dua Et” filmini sevenleri hedeflemiş gibi görünüyor. Haftanın en zayıf filmi… Eğer bu türden ebedi sevgi, saf aşk sözlerine ihtiyacınız varsa Mesnevi’yi öneririm. Hakikat orada!
Cineradar notu: 1 *
FRAGMANI İZLEMEK İÇİN TIKLAYINIZ
GİŞERADAR
Berlin Kaplanı kar kış havasında gösterime girmesine rağmen 3 günde 500.000 seyirciyi salona çekmeyi başardı ve sinema işletmecilerinin yüzünü güldürdü. En iyi 2. Açılışını yapan Ata Demirer artık Türk sinemasının en çok izlenen adamı… Film çekmekte pek acele etmeyen Cem Yılmaz’ı düşünürsek artık zirvede bu sevimli adamın oturduğunu dahi iddia edebiliriz. Sümela’nın Şifresi 7. Haftasında 1.5 milyon sınırını aştı ama artık nefesi de tükendi gibi… Genel olarak geçen hafta Berlin Kaplanı ve animasyonlarla şenlendi diyebilirim. Geçen hafta gösterime giren The Artist gibi Oscar adayı bir filmin Kocaeli, Bursa gibi büyük şehirlerde bile gösterilmemiş olması sinemaseverleri üzdü. Korsandan başka çıkış noktası göstermeyen bu tekelci tutum, sinemaya arada değil sürekli gidenleri üzmüşe benzer.
CINERADAR YILDIZLARI
5 ***** Başyapıt, mutlaka sinemada görülmesi gerekl!
4**** Gerçekten güçlü bir film, bilet parasının karşılığını veriyor.
3*** Fena değil, daha iyi de olabilirdi ama...
2** İyi bir film sayılmaz ama bu türün meraklısıysanız siz bilirsiniz!
1* Uzak durun! Paranıza yazık. Ne izleyin, ne de tavsiye edin...