11 Haz 2011 13:14
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 12:27
''GÜRSEL TEKİN SİZİNLE PROGRAMA ÇIKMAYI KABUL ETMEDİ!'' ÜNLÜ YAZARA ŞOK!
CHP'li Gürsel Tekin hangi köşe yazarıyla birlikte programa çıkmayı kabul etmedi?
Yeni CHP eskisine rahmet okutacak
Al Kemal Kılıçdaroğlu’nu vur Gürsel Tekin’e. Meğer ikisinin de birbirinden bir farkı yokmuş.
Meğer ne büyük hata etmişim, CHP’de bir değişim yaşanacaksa Gürsel Tekin dışarıda bırakılarak olmaz diyerek. Tekin dışlanmasın diyerek onun hakkını korumaya çalışmakla... Perşembe akşamı CNN Türk ekranında Gürsel Tekin, katıldığı programı “bugüne kadar hiçbir gazeteciye rezervim olmamıştır. Hiçbir gazetecinin karşısına çıkmaktan kaçınmadım” sözleriyle bitirdi.
Ne güzel değil mi? Ne yüce insanlar, hiçbir gazeteciye rezervleri yokmuş.
Akşamüzeri program ekibinden biri beni arayıp da “Dediğiniz gibi, Gürsel Tekin sizinle programa çıkmayı kabul etmedi, çok uğraştık ama kabul ettiremedik” demeseydi, ben de dinler geçerdim.
Ancak rezerv konulmuş birisi olarak en azından Şirin Payzın’ın ima eden bir cümlesini beklerdim. Yok. Yok. Kimsenin ne programında gözüm var, ne de toplantısında ve ne de şahsi bir alınganlığım söz konusu. Karşıma çıkmak, beni karşısında görmek istemeyebilir, bunu anlarım.
Ancak “hiçbir gazeteciye rezervim olmamıştır” derseniz, o zaman adama sorarlar.
Sabahki “Kadın Raporu” toplantısını da, akşamki “rezervimiz yok” sözünün hesabını da....
Hadi Gürsel Tekin’in katıldığı programı geçtik. Fakat takdir ederseniz ki, düzenledikleri “Kadın Raporu” toplantısı ev içi bir “kadınlar günü”nden ibaret olmadığı gibi, yaza merhaba partisi de değil.
Mevzubahis olan ülkenin iktidarına talip, Edirne’den Ardahan’a bütün halkı kucaklaması gereken bir partinin toplantısı.
Yeni CHP ve lideri, seçim arefesinde, “Kadınlar: her alanda eşit ve güçlü” başlıklı bir toplantı düzenlemişler.
Ne güzel değil mi?
Yeni CHP ve yeni liderleri, memleket meseleleriyle yakından ilgileniyor!..
Son güne de “Güçlü Kadın Güçlü Türkiye” sloganlı toplantılarını bırakmışlar.
Ne demiş peki Kemal Bey: “Herkesin gözünün kulağının siyasette olduğu bu
son düzlükte, kadın haklarını gündeme taşımak istedik. Seçimlere kadın haklarını tartışarak girmeyi arzuladık.”
Rakamlar vermiş, istatistikleri söylemiş.
Kadının ekonomiye katılımında, kadın eğitiminde, kadının siyasete katılımında, dünyada en sonlarda (Mısır ve İran’dan bile geride) olduğumuzu söylemiş.
Başörtüsü sorununu merdiven altına indirgeyip bütün başörtülülere konfeksiyon işçisi muamelesi çeken Kemal Bey, Türkiye’nin kadın sorununa da, kadın istihdamı, sigorta, kreş, doğum izni, sığınma evleri vs. kapsamında yaklaşmış...
Ama Türkiye’nin başka bir rakamsal gerçeği daha var; bu ülke kadınlarının (anlayacağı şekilde rakamsal yazıyorum) % 60’ının öyle ya da böyle başı örtülü...
Toplantıyı düzenlerken davet ettikleri tek başörtülü kadın yok!..
Kadın meselesine bakışınız % 60 yamuktur bu durumda.
Kadınlarımız okuyamıyormuş, kadınlarımız kamusal hayatta yönetici olamıyor, ekonomiye katılamıyormuş, kadınlarımıza siyaset kapıları açılmıyormuş! Kemal Bey de buna çok üzülüyormuş.
“Balık baştan kokar” diyerek bunun suçunu da AK Parti’ye atarak rahatlamış.
Kemal Bey, Kemal Bey...
Diyarbakır’da, “geçmişimizle hesaplaşacağız” demiştiniz. Öyle görüyorum ki, siz hiçbir şeyle hesaplaşamayacaksınız.
Bu ülkenin başörtülü kızlarını okula göndermeyen babam mıydı? Peki bu ülkede “ikna odalarının” mucitlerini ve onbinlerce başörtülü kıza travma yaşatanları partisinde toparlayan kim? Bu ülkenin başörtülü eğitimli kadınlarını kamusal hayata sokmayan, değil yönetici hastanede doktor olarak bile görmek istemeyen babam mıydı? Bu ülkenin başörtülü bir kadını Meclis’e girdiğinde, “bu kadına haddini bildirin” diyen babam mıydı?
Bir televizyon kanalında Aynur Bayram’ı sordular kendisine, bürokrat Kemal “gereğini yapacağız” dedi, gereği haddini bildirmek midir, yoksa iç tüzük değişikliği yapmak mıdır?
Kadınların yüzde 60’ını yok sayan bir zihniyetle, bu rakamları söylemekten hiç yüzünüz kızarmıyor mu gerçekten. Bu tablodan da hükümeti suçlamaya kalkarken, hiç sesiniz titremiyor mu biraz. Hani acemi palavracı diyelim en azından.
Sözün özü şu ki, yeni CHP, kadınların yüzde 60’ını oluşturan kesimini toplantılarına almayacak kadar tahammülsüzleşmiş bir partidir.
Siz ne anlatıyorsunuz, “masallaa masallaa”...
Elif Çakır/Star
Al Kemal Kılıçdaroğlu’nu vur Gürsel Tekin’e. Meğer ikisinin de birbirinden bir farkı yokmuş.
Meğer ne büyük hata etmişim, CHP’de bir değişim yaşanacaksa Gürsel Tekin dışarıda bırakılarak olmaz diyerek. Tekin dışlanmasın diyerek onun hakkını korumaya çalışmakla... Perşembe akşamı CNN Türk ekranında Gürsel Tekin, katıldığı programı “bugüne kadar hiçbir gazeteciye rezervim olmamıştır. Hiçbir gazetecinin karşısına çıkmaktan kaçınmadım” sözleriyle bitirdi.
Ne güzel değil mi? Ne yüce insanlar, hiçbir gazeteciye rezervleri yokmuş.
Akşamüzeri program ekibinden biri beni arayıp da “Dediğiniz gibi, Gürsel Tekin sizinle programa çıkmayı kabul etmedi, çok uğraştık ama kabul ettiremedik” demeseydi, ben de dinler geçerdim.
Ancak rezerv konulmuş birisi olarak en azından Şirin Payzın’ın ima eden bir cümlesini beklerdim. Yok. Yok. Kimsenin ne programında gözüm var, ne de toplantısında ve ne de şahsi bir alınganlığım söz konusu. Karşıma çıkmak, beni karşısında görmek istemeyebilir, bunu anlarım.
Ancak “hiçbir gazeteciye rezervim olmamıştır” derseniz, o zaman adama sorarlar.
Sabahki “Kadın Raporu” toplantısını da, akşamki “rezervimiz yok” sözünün hesabını da....
Hadi Gürsel Tekin’in katıldığı programı geçtik. Fakat takdir ederseniz ki, düzenledikleri “Kadın Raporu” toplantısı ev içi bir “kadınlar günü”nden ibaret olmadığı gibi, yaza merhaba partisi de değil.
Mevzubahis olan ülkenin iktidarına talip, Edirne’den Ardahan’a bütün halkı kucaklaması gereken bir partinin toplantısı.
Yeni CHP ve lideri, seçim arefesinde, “Kadınlar: her alanda eşit ve güçlü” başlıklı bir toplantı düzenlemişler.
Ne güzel değil mi?
Yeni CHP ve yeni liderleri, memleket meseleleriyle yakından ilgileniyor!..
Son güne de “Güçlü Kadın Güçlü Türkiye” sloganlı toplantılarını bırakmışlar.
Ne demiş peki Kemal Bey: “Herkesin gözünün kulağının siyasette olduğu bu
son düzlükte, kadın haklarını gündeme taşımak istedik. Seçimlere kadın haklarını tartışarak girmeyi arzuladık.”
Rakamlar vermiş, istatistikleri söylemiş.
Kadının ekonomiye katılımında, kadın eğitiminde, kadının siyasete katılımında, dünyada en sonlarda (Mısır ve İran’dan bile geride) olduğumuzu söylemiş.
Başörtüsü sorununu merdiven altına indirgeyip bütün başörtülülere konfeksiyon işçisi muamelesi çeken Kemal Bey, Türkiye’nin kadın sorununa da, kadın istihdamı, sigorta, kreş, doğum izni, sığınma evleri vs. kapsamında yaklaşmış...
Ama Türkiye’nin başka bir rakamsal gerçeği daha var; bu ülke kadınlarının (anlayacağı şekilde rakamsal yazıyorum) % 60’ının öyle ya da böyle başı örtülü...
Toplantıyı düzenlerken davet ettikleri tek başörtülü kadın yok!..
Kadın meselesine bakışınız % 60 yamuktur bu durumda.
Kadınlarımız okuyamıyormuş, kadınlarımız kamusal hayatta yönetici olamıyor, ekonomiye katılamıyormuş, kadınlarımıza siyaset kapıları açılmıyormuş! Kemal Bey de buna çok üzülüyormuş.
“Balık baştan kokar” diyerek bunun suçunu da AK Parti’ye atarak rahatlamış.
Kemal Bey, Kemal Bey...
Diyarbakır’da, “geçmişimizle hesaplaşacağız” demiştiniz. Öyle görüyorum ki, siz hiçbir şeyle hesaplaşamayacaksınız.
Bu ülkenin başörtülü kızlarını okula göndermeyen babam mıydı? Peki bu ülkede “ikna odalarının” mucitlerini ve onbinlerce başörtülü kıza travma yaşatanları partisinde toparlayan kim? Bu ülkenin başörtülü eğitimli kadınlarını kamusal hayata sokmayan, değil yönetici hastanede doktor olarak bile görmek istemeyen babam mıydı? Bu ülkenin başörtülü bir kadını Meclis’e girdiğinde, “bu kadına haddini bildirin” diyen babam mıydı?
Bir televizyon kanalında Aynur Bayram’ı sordular kendisine, bürokrat Kemal “gereğini yapacağız” dedi, gereği haddini bildirmek midir, yoksa iç tüzük değişikliği yapmak mıdır?
Kadınların yüzde 60’ını yok sayan bir zihniyetle, bu rakamları söylemekten hiç yüzünüz kızarmıyor mu gerçekten. Bu tablodan da hükümeti suçlamaya kalkarken, hiç sesiniz titremiyor mu biraz. Hani acemi palavracı diyelim en azından.
Sözün özü şu ki, yeni CHP, kadınların yüzde 60’ını oluşturan kesimini toplantılarına almayacak kadar tahammülsüzleşmiş bir partidir.
Siz ne anlatıyorsunuz, “masallaa masallaa”...
Elif Çakır/Star