29 Oca 2022 10:19 Son Güncelleme: 29 Oca 2022 10:37

Gül'ü Adalet Bakanlığı görevinden istifa etmeye götüren süreç! Soylu ve MOBESE çıkışı dikkat çekti

Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, dün gece istifa etti. Beklenmedik istifanın perde arkası merak edilirken akıllara Gül'ün daha önce muhtarlara metruk binaları yargı kararı beklemeden yıkabileceklerini söyleyen İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile ters düştüğü tartışma geldi.

Cumhurbaşkanı Kararı ile görevden af talebi kabul edilen Abdulhamit Gül'den boşalan Adalet Bakanlığına, TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı ve Yozgat Milletvekili Bekir Bozdağ atandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'a şükranlarını arz ederek yeni Adalet Bakanı Bekir Bozdağ'a başarılar dileyen Gül, Twitter'dan yaptığı paylaşımda şu ifadeleri kullandı: "Sayın Cumhurbaşkanımızın tensipleriyle 19 Temmuz 2017 tarihinden beri sürdürdüğüm Adalet Bakanlığı görevinden ayrılmış bulunuyorum. Kendilerine görevden af talebimi kabulleri için şükranlarımı arz ediyor, yeni Adalet Bakanımız Sayın Bekir Bozdağ'a başarılar diliyorum."

SOYLU İLE TERS DÜŞTÜ
Gül'ün beklenmedik istifasının arkasında ise kulislerde bir süredir konuşulan, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile yaşadığı anlaşmazlıkların olduğu öne sürüldü. Geçtiğimiz aylarda, Soylu'nun muhtarlara metruk binaları yargı kararı beklenmeden yıkabileceklerini söylemesi, Gül'ün de isim vermeden bu sözleri, "hukuka bağlı kalma zorunluluğu"nu vurgulayarak eleştirmesi dikkat çekmişti.

EN SON İMAMOĞLU VE MOBESE MESAJI VERMİŞTİ
Son olarak İstanbul'u esir alan kar fırtınası sonrasında İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun bir balık restoranında yemek yemesi ve restorana gelirken kayda alınan MOBESE görüntülerinin basına yansıması gündem olmuştu. İmamoğlu MOBES kayıtlarının servis edilmesi nedeniyle hakkını hukuki yollardan arayacağını belirtmişti.

Bu tartışmalar sürerken, Adalet Bakanı Gül, "Geçmişte FETÖ'nün istihbarat ve veri madenciliğine verdiği özel önemi hepimiz biliyoruz. Ve bu çerçevede delil üreterek, tezgahlarla, oluşturulan kumpaslarla nasıl insanların kişisel haklarını ihlal ettikleri, nasıl mahremiyet haklarını ihlal ettiklerini hepimiz gördük, yaşadık. Usulsüz dinlemeler, kişilerin mahrem görüntüleri, özel bilgilerin ifşa edilmesi, verilerin hukuk dışı yollarla ele geçirilmesi gibi tüm hukuk dışı bu fiilleri hep beraber yaşadık. Hukuk devletinde esas itibarıyla haysiyet cellatlığı olmaz, itibar suikastı olmaz. Hukuk buna asla izin vermez, veremez, vermemelidir. Dijital kumpaslarla insanların hayatını tarumar eden, insanlara kumpas kuran, bu FETÖ'cü zihniyetin de asla ama asla unutulmaması gereken bir mücadele alanı olduğunu bir kez daha hatırlatmak isteriz. Bu FETÖ'vari anlayışın uygulamaları da hiçbir zaman hiçbir suretle ve hiçbir kimse tarafından gerçekleşmemesi yönünde teyakkuzu ve bu konuda da hukukun gerekli tedbirleri alması en esaslı görevlerden biridir.

"VATANDAŞ, BİLGİLERİ İFŞA EDİLECEK BİR HALE GELMEDİĞİNDEN EMİN OLMALI"
Kişilerin kurumlarla paylaştığı bilgiler korunmalıdır. Bütün kurumlar ve başta da idare, bu sorumluluğu bihakkın yerine getirmesi lazım. Vatandaşın güvenerek verdiği bu bilgileri yarın başka yerlerde, medyada, sağda solda ifşa edilecek bir hale gelmediğinden emin olması lazım." demişti.

Gül'ün FETÖ'ye atıf yaparak verdiği mesajların Cumhurbaşkanlığı ve MHP'de rahatsızlık yarattığı, AK Parti içinde de eleştirilere neden olduğu öne sürüldü. Bunun üzerine Adalet Bakanlığı'nda görev değişimi yapıldığı iddia edildi.