Gülşen'den hapis cezası açıklaması: Bu hukuki bir zaruret halidir
Gülşen, 'halkı kin ve düşmanlığa tahrik' suçlamasıyla hakkında verilen 10 aylık hapis cezasına ilişkin Instagram hesabından açıklama yayınladı.
Şarkıcı Gülşen Çolakoğlu, 10 aylık hapis cezasına ilişkin avukatı Altın Mimir'in yaptığı açıklamayı Instagram hesabından yayınladı.
İstanbul Ataşehir’de 30 Nisan 2022’de verdiği konserde imam hatip liselilere yönelik sözleri gerekçe gösterilerek yargılanan Gülşen Çolakoğlu hakkındaki karar, dün açıklanmıştı.
Savcının, “Halkı kin ve düşmanlığa tahrik” suçlamasıyla 1 yıldan 3 yıla kadar hapsini talep ettiği Çolakoğlu’na 10 ay hapis cezası verilmişti.
Gülşen, hapis cezası haberlerinin ardından avukatı Altın Mimir’in yaptığı açıklamayı Instagram hesabından yayınladı.
Açıklama şöyle:
“Bugün müvekkil Gülşen ÇOLAKOĞLU hakkında verilen hukuki olarak yorumlanamayacak haksız ve hukuka aykırı kararın ‘GÜLŞEN CEZALANDIRILDI’ başlıklarıyla haberleştirilmesi neticesinde müvekkil aleyhinde oluşan olumsuz algı sebebiyle konuyla ilgili açıklama yapmak gerekmiştir. Müvekkil Gülşen 25 Ağustos 2022 günü usul ve yasaya aykırı bir şekilde konutundan alınarak TCK’nın 216/1. maddesi kapsamında ifadesi alınmış, tutuklanmış ve hakkında aynı suçtan iddianame düzenlenmiştir. O günden bugüne, fırsat ve gerek olan her mecrada TCK 216/1 kapsamında tanımlı suçun unsurlarının oluşmadığı, bu maddenin öngörülen ceza miktarının tutuklama sınırının üstünde olması nedeniyle kötü niyetle kullanıldığını, müvekkilin atılı suç nedeniyle yaşadıklarının hukuka aykırı olduğunu müteakip kere ve muhtelif şekillerde belirttik. Bugün müvekkil Gülşen’i yargılayan mahkeme de 10 aydır üzerine atılı TCK 216/1 ‘halkı kin ve nefrete alenen tahrik’ suçunu işlemediğine kanaat getirerek esasen BERAAT kararı vermesi gerekirken hiçbir şekilde yargılamasının yapılmadığı, hakkında ek savunma hakkı dahi tanınmayan bambaşka bir suçtan TCK 216/2 ‘halkın bir kesimini, sosyal sınıf, din, mezhep, cinsiyet, bölge farklılığına dayanarak alenen aşağılama’ suçundan cezalandırıldı. İşbu durum hem müvekkilimizin hem de bizim savunma hakkınızı kısıtlayan ağır bir hatadır.
“HUKUKİ BİR ZARURET HALİ”
Bu noktada önemle belirtmek gerekir ki Ceza Muhakemesi Kanunu’nun ‘Suçun Niteliğinin Değişmesi’ başlıklı 226. maddesinin 1. fıkrası, ‘Sanık, suçun hukuki niteliğinin değişmesinden önce haber verilip de savunmasını yapabilecek bir halde bulundurulmadıkça, iddianamede kanuni unsurları gösterilen suçun değindiği kanun hükmünden başkasıyla mahkum edilemez’ şeklindeki kanun hükmü mahkemenin ağır hatasını açıkça ortaya koymaktadır. İddianamede kanuni unsurları gösterilen suç açıkça TCK216/1 iken, müvekkil Gülşen’e suçun niteliğinin değişebileceğine yönelik ek savunma hakkı da verilmediğine göre, müvekkilin TCK 216/1 dışında bir kanun maddesinden mahkum edilmesi hukuken mümkün değildir. Kaldı ki yargılamada müşteki konumunda olan 702 kişinin büyük bir kısmı şikayetini geri almış, bir kısmı için de yapılan talimat duruşmaları dahi tamamlanmadan talimat duruşmalarından vazgeçilmesine dair karar oluşturulmadan alelacele Gülşen’in TCK 216/2 maddesi kapsamında cezalandırılmasının hukuki olduğunu söylemek taktir edeceğiniz üzere mümkün değildir. Tarafımızca yapılacak kanun yolu müracaatları akabinde TCK 216/2 maddesinin uygulanması ile ilgili yapılan ağır hatanın düzeltilerek müvekkilin BERAATİNE karar verileceğine inancımız tamdır, zira bu durum hukuki bir zaruret halidir.”