Gülse Birsel'den Afrin uyarısı: İşte şehitlere en büyük saygısızlık bu olur!
Hürriyet yazarı Gülse Birsel, Zeytin Dalı Harekâtı'ndan gelen şehit haberleri sonrasında yaşanan tartışmalara tepki gösterdi.
"Herkes şehitlere görevimiz konusunda birbirine diskur çekmekte"
diyen oyuncu ve senarist Gülse Birsel, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin
(TSK) Suriye'nin kuzeybatısında bulunan Afrin'e yönelik
gerçekleştirdiği Zeytin Dalı Harekâtı'ndan gelen şehit haberleri
sonrasında yaşanan tartışmaları eleştirdi. "Mühim olan birebir aynı
tepkiyi aynı kelimelerle vermek değil, milletçe duygumuzun ortak
olmasıdır. E zaten milletin tanımı bile budur yahu!" diyen Birsel,
"Biz, ötekiler’ işine girersek, işte şehitlere en büyük saygısızlık
bu olur!" ifadesini kullandı.
Birsel'in "Şehitlere görevimiz nedir ne
değildir..." başlığıyla Hürriyet'te yayımlanan yazısının
ilgili bölümü şöyle:
Orhan Veli şiirinde “Neler yapmadık şu vatan için / Kimimiz öldük /
Kimimiz nutuk söyledik” der ya...
Şu an bir Orhan Veli olsa belki “Neler yapmadık şu vatan için /
Kimimiz öldük / Kimimiz birbirimizi linç ettik” derdi...
Yahu memleket hüzünlü, her gün gencecik insanların cenazesi var.
Cenazede kavga edilir mi? Benim bildiğim cenazede sakin olunur,
ölene saygıdan soğukkanlı, nazik davranılır. Küsler bile
kaybedilmiş sevilenin yüzü suyu hürmetine birbirine selam
verir.
Biz? Birbirimize sosyal medyadan, ekrandan, şuradan buradan hakaret
edip taş atma peşindeyiz. ‘Onlar’, ‘şunlar’, ‘bunun takımı’,
‘ötekinin ekibi’, ‘filancacılar’. Herkes kaşlarını çatmış, en
vatanseverin kendisi olduğuna, tıpatıp kendisi gibi olmayanın
vatanseverlik hususunda beş para etmediğine inanmış veya inanmasa
da bağırıp çağırarak başkalarını inandırmaya çalışıyor.
Kimisi sosyal medyadan şehitlerle ilgili paylaşım yapmayanı vatan
haini ilan eder. Kimisi sosyal medyada paylaşım yapana “Öyle sosyal
medyada paylaşım yapmakla olmaz bu işler” diye had bildirir. Herkes
şehitlere görevimiz konusunda birbirine diskur çekmekte, kendi
yolunun en doğru ve şahane, ötekilerin yetersiz, değersiz, hatta
düşmanca olduğunu söylemekte.
Herkesin şehit haberlerine verdiği tepki farklı olabilir. Saygıyla
anmak, düşmana öfkelenmek, savaşa öfkelenmek, dua okumak, hislerini
bir yere yazmak, sosyal medyada paylaşım yapmak, stratejileri
eleştirmek, kendi kendine ağlamak, ağıt yakmak veya inadına işine
gücüne, hayata daha çok sarılmak... Yani herkesin inancına,
görüşüne, hayatına, karakterine göre bu üzüntü nasıl yaşanıyorsa
odur. Mühim olan birebir aynı tepkiyi aynı kelimelerle vermek
değil, milletçe duygumuzun ortak olmasıdır. E zaten milletin tanımı
bile budur yahu!
Ve malumunuz, aynı duyguyu hisseden milyonlarca insan, milyonlarca
farklı şekilde ifade edebilir.
Sevgili arkadaşlar, değerli vatandaşlar, o gencecik insanlar bu
ülke tek parça ve birlik içinde yaşamaya devam etsin diye şehit
oldu! ‘Biz, ötekiler’ işine girersek, işte şehitlere en büyük
saygısızlık bu olur!
Lütfen birbirimize üzüntümüzü farklı şekilde ifade etmek, veya
içimizde yaşamak konusunda tahammüllü olalım.
Sakin, saygılı, soğukkanlı ve birlik içinde duralım. Belki
şehitlere en önemli görevimiz budur...