14 Şub 2018 13:52
Son Güncelleme: 24 Kas 2018 02:01
Gülse Birsel'den Afrin uyarısı: İşte şehitlere en büyük saygısızlık bu olur!
Hürriyet yazarı Gülse Birsel, Zeytin Dalı Harekâtı'ndan gelen şehit haberleri sonrasında yaşanan tartışmalara tepki gösterdi.
"Herkes şehitlere görevimiz konusunda birbirine diskur çekmekte"
diyen oyuncu ve senarist Gülse Birsel, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin
(TSK) Suriye'nin kuzeybatısında bulunan Afrin'e yönelik
gerçekleştirdiği Zeytin Dalı Harekâtı'ndan gelen şehit haberleri
sonrasında yaşanan tartışmaları eleştirdi. "Mühim olan birebir aynı
tepkiyi aynı kelimelerle vermek değil, milletçe duygumuzun ortak
olmasıdır. E zaten milletin tanımı bile budur yahu!" diyen Birsel,
"Biz, ötekiler’ işine girersek, işte şehitlere en büyük saygısızlık
bu olur!" ifadesini kullandı.
Birsel'in "Şehitlere görevimiz nedir ne değildir..." başlığıyla Hürriyet'te yayımlanan yazısının ilgili bölümü şöyle:
Orhan Veli şiirinde “Neler yapmadık şu vatan için / Kimimiz öldük / Kimimiz nutuk söyledik” der ya...
Şu an bir Orhan Veli olsa belki “Neler yapmadık şu vatan için / Kimimiz öldük / Kimimiz birbirimizi linç ettik” derdi...
Yahu memleket hüzünlü, her gün gencecik insanların cenazesi var. Cenazede kavga edilir mi? Benim bildiğim cenazede sakin olunur, ölene saygıdan soğukkanlı, nazik davranılır. Küsler bile kaybedilmiş sevilenin yüzü suyu hürmetine birbirine selam verir.
Biz? Birbirimize sosyal medyadan, ekrandan, şuradan buradan hakaret edip taş atma peşindeyiz. ‘Onlar’, ‘şunlar’, ‘bunun takımı’, ‘ötekinin ekibi’, ‘filancacılar’. Herkes kaşlarını çatmış, en vatanseverin kendisi olduğuna, tıpatıp kendisi gibi olmayanın vatanseverlik hususunda beş para etmediğine inanmış veya inanmasa da bağırıp çağırarak başkalarını inandırmaya çalışıyor.
Kimisi sosyal medyadan şehitlerle ilgili paylaşım yapmayanı vatan haini ilan eder. Kimisi sosyal medyada paylaşım yapana “Öyle sosyal medyada paylaşım yapmakla olmaz bu işler” diye had bildirir. Herkes şehitlere görevimiz konusunda birbirine diskur çekmekte, kendi yolunun en doğru ve şahane, ötekilerin yetersiz, değersiz, hatta düşmanca olduğunu söylemekte.
Herkesin şehit haberlerine verdiği tepki farklı olabilir. Saygıyla anmak, düşmana öfkelenmek, savaşa öfkelenmek, dua okumak, hislerini bir yere yazmak, sosyal medyada paylaşım yapmak, stratejileri eleştirmek, kendi kendine ağlamak, ağıt yakmak veya inadına işine gücüne, hayata daha çok sarılmak... Yani herkesin inancına, görüşüne, hayatına, karakterine göre bu üzüntü nasıl yaşanıyorsa odur. Mühim olan birebir aynı tepkiyi aynı kelimelerle vermek değil, milletçe duygumuzun ortak olmasıdır. E zaten milletin tanımı bile budur yahu!
Ve malumunuz, aynı duyguyu hisseden milyonlarca insan, milyonlarca farklı şekilde ifade edebilir.
Sevgili arkadaşlar, değerli vatandaşlar, o gencecik insanlar bu ülke tek parça ve birlik içinde yaşamaya devam etsin diye şehit oldu! ‘Biz, ötekiler’ işine girersek, işte şehitlere en büyük saygısızlık bu olur!
Lütfen birbirimize üzüntümüzü farklı şekilde ifade etmek, veya içimizde yaşamak konusunda tahammüllü olalım.
Sakin, saygılı, soğukkanlı ve birlik içinde duralım. Belki şehitlere en önemli görevimiz budur...
Birsel'in "Şehitlere görevimiz nedir ne değildir..." başlığıyla Hürriyet'te yayımlanan yazısının ilgili bölümü şöyle:
Orhan Veli şiirinde “Neler yapmadık şu vatan için / Kimimiz öldük / Kimimiz nutuk söyledik” der ya...
Şu an bir Orhan Veli olsa belki “Neler yapmadık şu vatan için / Kimimiz öldük / Kimimiz birbirimizi linç ettik” derdi...
Yahu memleket hüzünlü, her gün gencecik insanların cenazesi var. Cenazede kavga edilir mi? Benim bildiğim cenazede sakin olunur, ölene saygıdan soğukkanlı, nazik davranılır. Küsler bile kaybedilmiş sevilenin yüzü suyu hürmetine birbirine selam verir.
Biz? Birbirimize sosyal medyadan, ekrandan, şuradan buradan hakaret edip taş atma peşindeyiz. ‘Onlar’, ‘şunlar’, ‘bunun takımı’, ‘ötekinin ekibi’, ‘filancacılar’. Herkes kaşlarını çatmış, en vatanseverin kendisi olduğuna, tıpatıp kendisi gibi olmayanın vatanseverlik hususunda beş para etmediğine inanmış veya inanmasa da bağırıp çağırarak başkalarını inandırmaya çalışıyor.
Kimisi sosyal medyadan şehitlerle ilgili paylaşım yapmayanı vatan haini ilan eder. Kimisi sosyal medyada paylaşım yapana “Öyle sosyal medyada paylaşım yapmakla olmaz bu işler” diye had bildirir. Herkes şehitlere görevimiz konusunda birbirine diskur çekmekte, kendi yolunun en doğru ve şahane, ötekilerin yetersiz, değersiz, hatta düşmanca olduğunu söylemekte.
Herkesin şehit haberlerine verdiği tepki farklı olabilir. Saygıyla anmak, düşmana öfkelenmek, savaşa öfkelenmek, dua okumak, hislerini bir yere yazmak, sosyal medyada paylaşım yapmak, stratejileri eleştirmek, kendi kendine ağlamak, ağıt yakmak veya inadına işine gücüne, hayata daha çok sarılmak... Yani herkesin inancına, görüşüne, hayatına, karakterine göre bu üzüntü nasıl yaşanıyorsa odur. Mühim olan birebir aynı tepkiyi aynı kelimelerle vermek değil, milletçe duygumuzun ortak olmasıdır. E zaten milletin tanımı bile budur yahu!
Ve malumunuz, aynı duyguyu hisseden milyonlarca insan, milyonlarca farklı şekilde ifade edebilir.
Sevgili arkadaşlar, değerli vatandaşlar, o gencecik insanlar bu ülke tek parça ve birlik içinde yaşamaya devam etsin diye şehit oldu! ‘Biz, ötekiler’ işine girersek, işte şehitlere en büyük saygısızlık bu olur!
Lütfen birbirimize üzüntümüzü farklı şekilde ifade etmek, veya içimizde yaşamak konusunda tahammüllü olalım.
Sakin, saygılı, soğukkanlı ve birlik içinde duralım. Belki şehitlere en önemli görevimiz budur...