27 Tem 2016 11:55
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 21:25
Gülse Birsel yabancı basını topa tuttu: Ağzına ağzına vurasım var!
Hürriyet gazetesi yazarı Gülse Birsel, bugünkü yazısında 15 Temmuz'da gerçekleşen 'darbe girişimi'yle ilgili yabancı basında çıkan haberlere tepki gösterdi.
Yazısında, Batı basınına "Arkadaş, bir olay bu kadar mı yanlış anlaşılır, bu kadar mı tersinden yorumlanır, bu kadar mı kafası karışık anlatılır..." diyerek tepki gösteren Birsel, "Yabancı gazetecilerin art niyetlilerinin ağzına ağzına vurasım var. Ama iyi niyetlisinin de olanı biteni anlaması için bir süre geçmesi lazım galiba" ifadelerini kullandı.
İşte, Birsel'in o yazısı...
Yabancı basına gelsin: 'Anlamazdın anlamaaazdın!'
GÜNLERDİR Batı basınını takip ediyorum.
Arkadaş, bir olay bu kadar mı yanlış anlaşılır, bu kadar mı tersinden yorumlanır, bu kadar mı kafası karışık anlatılır...
Teker teker bütün gazeteleri arayıp, “Ben Gülse Birsel, Google’la bakayım oradan ismimi çocuğum! Ünlüyüm oğlum ben!
İngilizcem de çok iyi. O yüzden derhal bana editörünü ver, iki satır bir şey anlatacağım” diyesim var.
Hayır, hiç mi Türk tanımıyorsun? Burada bir tane muhabirin yok mu? Türkiye’de gelişigüzel seçilmiş bir şehrin, herhangi bir
semtinde çık sokağa, gözünü kapatarak oo piti piti diye bir vatandaş seç, ona sor bakalım ne yaşandı! “Darbe olsaydı ne olurdu?” diye sor bakalım, dinle ne diyecek. Bir sor yav.
Kötü niyetle anlamazdan gelenlerin gözü kör olsun. Öyle basın da olmaz olsun.
Ancaaak... Şöyle de bir durum var. Dünyanın en iyi niyetli, en objektif Batılı gazetecisi olsa, durumu yazmaya çalışsa.
Herhangi birimizi seçip, “Kardeş, tam ne oldu?” dese...
Hiç kolay anlaşılacak bir vaziyet de değil.
Diyelim ki, aldın karşına yabancı muhabiri, anlatıyorsun:
“Şimdi abi, bu darbeyi aslında gizli bir dini tarikat yaptı. Ama televizyonda okuttukları bildiri laikleri ayartmak için Atatürk filan diyordu. Ha, kimse yemedi o ayrı. Laikler hiç yemedi. Laikler aslında zaten hiçbir zaman yememişti de... Hükümet yemişti. Kandırıldık dediler zaten. Hatta hükümetle sıkı fıkı dosttu bunlar, sonra düşman oldular. Yok, komployla vatanseverleri hapse atınca düşman olmadılar, düşmanlık daha sonra. Abim bi dinle ya, kafanı vermiyorsun! Şimdi efendim bunlar çok önceden, “Darbe yapacaklar” diye bir sürü çakı gibi demokrat insanı hapse attılar, yerine kendileri geçtiler ya... Hani hükümeti kandırdıktan sonra? Anladın? Sonra da işte kendileri darbenin en pisini yaptılar. Niye yakalanmadılar deme, bu gizli örgüt sadece orduda değil, böyle devletin herrr yerinde yuvalanmış. Mesela SAT komandosunun imamı BDDK’dan çıktı. Evet, bankacılık denetleme kurulu. Ne alakası var deme yav, hiçbir şeyin alakası yok gibi görünüyor ama her şey birbiriyle alakalı. Hayır, paranoyak değilim, normal insanım, sen dinle! Şöyle ki... bunlar şeye benziyor... Yok dünya tarihindeki hiçbir şeye benzemiyorlar aslında. Kendilerini gizleyip, takma isimlerle filan haberleşiyorlarmış. Mesela tarikat şeyhleri bunlara gizli işaret olarak üstü F’li 1 dolarlar vermiş. Abim alık alık bakma suratıma. Neyse işte bunlar delirip darbe yaptılar. Sonra halk tişörtle, terlikle filan sokağa çıktı, bunlara karşı durdu. Evet biz öyleyizdir, sen onu anlayamazsın. Sonra, bunlar insanları makineliyle taradı. F-16’lar şehirlere saldırdı, Meclis’i bombaladı. Evet yav aa kesin bilgi, gördüm çünkü, gözümlen gördüm! Sonra mı?... Sonra işte şimdi bütün ülke birlik oldu! Evet, dün kafamıza bomba yiyorduk, bugün gelecekten çok umutluyuz! Çünkü biz böyleyizdir. Ne var? Anlamadın mı? Dur, bir daha anlatacağım o zaman...”
Lord of the Rings senaryosu gibi ama bunların her kelimesi doğru.
Hakikaten bizi bizden başka kimsenin anlaması mümkün değil. Özellikle şu sıralar.
“Şu çılgın Türkler” diyorum, susuyorum.
Yabancı gazetecilerin art niyetlilerinin ağzına ağzına vurasım var. Ama iyi niyetlisinin de olanı biteni anlaması için bir süre geçmesi lazım galiba.
Biz bile yeni yeni çözüyoruz...
İşte, Birsel'in o yazısı...
Yabancı basına gelsin: 'Anlamazdın anlamaaazdın!'
GÜNLERDİR Batı basınını takip ediyorum.
Arkadaş, bir olay bu kadar mı yanlış anlaşılır, bu kadar mı tersinden yorumlanır, bu kadar mı kafası karışık anlatılır...
Teker teker bütün gazeteleri arayıp, “Ben Gülse Birsel, Google’la bakayım oradan ismimi çocuğum! Ünlüyüm oğlum ben!
İngilizcem de çok iyi. O yüzden derhal bana editörünü ver, iki satır bir şey anlatacağım” diyesim var.
Hayır, hiç mi Türk tanımıyorsun? Burada bir tane muhabirin yok mu? Türkiye’de gelişigüzel seçilmiş bir şehrin, herhangi bir
semtinde çık sokağa, gözünü kapatarak oo piti piti diye bir vatandaş seç, ona sor bakalım ne yaşandı! “Darbe olsaydı ne olurdu?” diye sor bakalım, dinle ne diyecek. Bir sor yav.
Kötü niyetle anlamazdan gelenlerin gözü kör olsun. Öyle basın da olmaz olsun.
Ancaaak... Şöyle de bir durum var. Dünyanın en iyi niyetli, en objektif Batılı gazetecisi olsa, durumu yazmaya çalışsa.
Herhangi birimizi seçip, “Kardeş, tam ne oldu?” dese...
Hiç kolay anlaşılacak bir vaziyet de değil.
Diyelim ki, aldın karşına yabancı muhabiri, anlatıyorsun:
“Şimdi abi, bu darbeyi aslında gizli bir dini tarikat yaptı. Ama televizyonda okuttukları bildiri laikleri ayartmak için Atatürk filan diyordu. Ha, kimse yemedi o ayrı. Laikler hiç yemedi. Laikler aslında zaten hiçbir zaman yememişti de... Hükümet yemişti. Kandırıldık dediler zaten. Hatta hükümetle sıkı fıkı dosttu bunlar, sonra düşman oldular. Yok, komployla vatanseverleri hapse atınca düşman olmadılar, düşmanlık daha sonra. Abim bi dinle ya, kafanı vermiyorsun! Şimdi efendim bunlar çok önceden, “Darbe yapacaklar” diye bir sürü çakı gibi demokrat insanı hapse attılar, yerine kendileri geçtiler ya... Hani hükümeti kandırdıktan sonra? Anladın? Sonra da işte kendileri darbenin en pisini yaptılar. Niye yakalanmadılar deme, bu gizli örgüt sadece orduda değil, böyle devletin herrr yerinde yuvalanmış. Mesela SAT komandosunun imamı BDDK’dan çıktı. Evet, bankacılık denetleme kurulu. Ne alakası var deme yav, hiçbir şeyin alakası yok gibi görünüyor ama her şey birbiriyle alakalı. Hayır, paranoyak değilim, normal insanım, sen dinle! Şöyle ki... bunlar şeye benziyor... Yok dünya tarihindeki hiçbir şeye benzemiyorlar aslında. Kendilerini gizleyip, takma isimlerle filan haberleşiyorlarmış. Mesela tarikat şeyhleri bunlara gizli işaret olarak üstü F’li 1 dolarlar vermiş. Abim alık alık bakma suratıma. Neyse işte bunlar delirip darbe yaptılar. Sonra halk tişörtle, terlikle filan sokağa çıktı, bunlara karşı durdu. Evet biz öyleyizdir, sen onu anlayamazsın. Sonra, bunlar insanları makineliyle taradı. F-16’lar şehirlere saldırdı, Meclis’i bombaladı. Evet yav aa kesin bilgi, gördüm çünkü, gözümlen gördüm! Sonra mı?... Sonra işte şimdi bütün ülke birlik oldu! Evet, dün kafamıza bomba yiyorduk, bugün gelecekten çok umutluyuz! Çünkü biz böyleyizdir. Ne var? Anlamadın mı? Dur, bir daha anlatacağım o zaman...”
Lord of the Rings senaryosu gibi ama bunların her kelimesi doğru.
Hakikaten bizi bizden başka kimsenin anlaması mümkün değil. Özellikle şu sıralar.
“Şu çılgın Türkler” diyorum, susuyorum.
Yabancı gazetecilerin art niyetlilerinin ağzına ağzına vurasım var. Ama iyi niyetlisinin de olanı biteni anlaması için bir süre geçmesi lazım galiba.
Biz bile yeni yeni çözüyoruz...