Gülse Birsel "düşük profili" dalgaya aldı,haber atlattı: Başbakan ben olabilirim!
Oyuncu ve senarist Gülse Birsel, Hürriyet gazetesindeki köşesinde kendini başbakan adayı olarak gösterdi
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın metin yazarı, eski başdanışmanı ve
şimdinin AKP milletvekili Aydın Ünal’ın “Yeni Başbakan düşük
profilli olacak” sözlerine atıfta bulunan Birsel, “Burnum yüzünden
biraz düşük profilim nedeniyle bir sürpriz yapabilirim” dedi.
Birsel, “Reis beni başbakan yapsın. En azından siyaset söylemine
bir güler yüz gelir” ifadelerini kullandı.
Gülse Birsel’in bugün (11 Mayıs 2016) yayımlanan “Başbakan ben
olabilirim!” başlıklı yazısı şöyle:
Bakın, bu atlatma haberdir. Ve evet, bu gerçek ihtimaller
arasındadır! İlk kez bu köşede açıklıyorum.
Başbakan adayı olarak son anda büyük bir sürpriz yapabilirim!
Adaylar arasından farklı profilimle (ki burnum yüzünden biraz
düşük, dolayısıyla talebe uygun) sıyrılabilirim!
Aniden kurultayda beni sahnede el sallarken görebilirsiniz!
Ansızın, Bekir Bozdağ, Binali Yıldırım, İsmet Yılmaz, Numan
Kurtulmuş, Mehmet Müezzinoğlu’nu beni alkışlarken
izleyebilirsiniz!
Birdenbire şaşırtıcı bir gelişme olarak karşınıza çıkabilirim!
Ertesi gün tüm gazetelerde manşetten dev fotoğraflarım
olabilir!
O andan itibaren söyleyeceklerim cümle cümle alınıp haber
kanallarında saatlerce tartışılabilir.
Ülkenin ikinci kadın başbakanı olarak tarihe geçebilirim.
Hepsi mümkündür.
O kadar mümkündür, o kadar kolaydır ki, sadece bir tek kişinin
istemesine bakar!
O kişinin Sayın Erdoğan olması şartıyla!
Ve daha da önemlisi...
İnanın, başbakanın, Bekir Bozdağ, Binali Yıldırım, ben veya
Superman olması hiçbir şey fark ettirmeyecektir.
Sonuç olarak zaten her konuda Sayın Cumhurbaşkanı’nın dediği
olacaktır.
Onun için, kanımca Reis beni başbakan yapsın. En azından siyaset
söylemine bir güler yüz gelir.
Depresyondayız, unutulduk, aldatıldık!
“Ben artık haber seyretmiyorum, sinirleniyorum!”
“Alacağım pılımı pırtımı, gidip başka ülkeye yerleşeceğim.”
“Hadi bizi boş ver, çocuklarımız burada nasıl gelecek kuracak?”
“Evdi, işti plan yapma, yarın ne olacağımız belli değil, nakitte
kal!”
Bu cümleleri etraftan o kadar sık duyar olduk ki, eş dost arasında
dalga geçtiğimiz “Mükemmelliyetçi bir insanım, tek kötü yanım bu”,
“İşimle gündeme gelmek istiyorum”, “Su içsem yarıyor” gibi klişe
cümlelerin arasına girdiler.
Ama bir farkla.
Bu saydığım klişe cümlelerin altında, hepimizde zaman zaman beliren
kişisel zaaflar var, o yüzden eğlenceli.
Yazının başında tırnak içine aldıklarımın altında ise çok acı bir
ülke gerçeği yatıyor. Vatandaş gelecekten endişeli. Plan yapmıyor.
Yarın ne olacağını kestiremiyor. Yönetime güven duymayanların
yanında, daha büyük bir kitle, yarın yönetim şeklimizin ne
olacağını bile bilmiyor.
Memleketin en az yarısı unutuldu!
Bence daha fazlası, aldatıldı!
İtiraf edelim mi? “Milli irade” bir tık fasa fiso oldu. Vatandaş
olarak Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ülkenin yönetiminde en az pay
ve karar sahibi olduğumuz dönemlerden birini yaşıyoruz.
Yanlış anlamayın, “Muhalefetin istemediği bir parti ülkeyi
yönetiyor” manasında söylemiyorum. Bu doğaldır ve demokratik bir
seçimin sonucudur. Sorun, aslında ülkenin yüzde 49’unun tercih
ettiği parti ve başbakanın da artık ülkeye dair kararların
alınmasında etkisiz hale getirilmiş olmasıdır.
Sorun, yarın yüzde 49 artı yüzde 51’in çoğunluğunun istemediği
(veya nasıl uygulanacağını bile bilmediği), üstelik dünyada
istatistiki olarak pek başarılı olmayan bir yönetim şeklinin ülkede
çarçabuk, alelacele, oldubittiyle hâkim olması ihtimalidir.
Onun için, sorun CHP’li, MHP’li, AK Partili, HDP’li, hiçbir partiyi
beğenmeyen, oy veren-vermeyen birçoğumuzun, “unutulmuş, aldatılmış”
olmasıdır.
Sorun, fanatik Reisçiler dışında kalan herkesin iyice kristalize
olan “etkisiz eleman”lığıdır. Görüş mesafemizin kısalığıdır.
Müşterek depresyonumuzdur.
Ve bu yaygın depresyon, kişisel bir sorun olarak kalmayacak, önünde
sonunda ekonomiye, yeniliğe, yetişmiş insan kaynaklarımıza,
üretkenliğe yani maalesef ortak geleceğimize yansıyacaktır.
Yoksa konu Cumhurbaşkanı’nın ne kadar sevildiği filan değildir...