Gülse Birsel bütçesindeki gelişmeleri paylaştı! Zamlar komedi yazarını nasıl etkiledi?
Hürriyet yazarı ve senarist Gülse Birsel, son dönemde yapılan zamları değerlendirdi.
Senarist, oyuncu ve Hürriyet yazarı Gülse Birsel kendi bütçesindeki
son gelişmeleri paylaştı. Birsel, "Dar gelirlinin hâlini varın siz
düşünün" diyerek kırtasiye masrafının aylık 450 lira olduğunundan
bahsetti. Parfüm fiyatlarıyla da dalga geçen Birsel, "İlkbaharda 2
şişe parfüm hediye gelmişti eşten dosttan. 2 şişe de bende vardı.
Mal canın yongası anacığım, hemen buzdolabına attım bozulmasınlar
diye! Yahu ekonomik durumun önemli değil ki, 1200-1300 lira olmuş
bir şişe parfüm öyle fiyat mı olur?" diye sordu.
Birsel'in "Zamlar komedi yazarını nasıl etkiledi"
başlığıyla yayımlanan yazısının ilgili bölümü şöyle:
Çok şükür vahim bir durumum yok. 19 yaşından beri çok çalışan,
televizyon gibi iyi kazandıran bir sektöre yıllardır bir sürü iş
yapmış, yapan biriyim. Ama zam konusu çok güncel ve sokakta
konuşuluyorsa bu köşede de muhabbeti yapılmalıdır.
Kendi bütçeme dair son gelişmeleri paylaşmak isterim ki, “Dar
gelirlinin halini varın siz düşünün” mesajını verebileyim.
Kâğıt zammı yazarı yordu! Meğer kâğıt fabrikalarını filan hep
kapatmışız, dışarıdan alıyormuşuz. Hikâyeleri harita metot
defterlerine büyük harflerle yazan, dekor mekor çizen, sürekli not
alan insanım. Defterin tanesi 15 lira olmuş. Ayda 3 tane bitiyor.
Bir de senaryoları bir-iki kere basıp düzeltme alışkanlığım var.
200 sayfa A4 kâğıt düşün her hafta. Paketi 23 olmuş! Yazıcı kartuşu
zaten kalbime bir hançer gibi saplandı. 140 TL ve ayda 2-3 gidiyor!
Not aldığım keçeli kalemlerin tanesi 10 TL. Ondan da ayda 5-6
tükeniyor. Sadece aylık kırtasiye masrafım 450 TL civarı oldu!
Öğrenci velilerine bol şans ve kolaylıklar diliyorum!
Benzin beni yaktı! ÖTV ile karşılanıyor falan filan deniyor da, son
ayların zamlarını topla, ne etti? Bir de ev Nişantaşı’nda set
Ümraniye’de, o kötü oldu.
Özellikle yazarken günde 5-6 litre su içiyorum. Su, masa başında
benim sigaram çayım gibi. Yüzde 40 zam gelmiş. Pet şişenin kapağı
ithal miymiş, bir şeyler bir şeyler...
Kozmetik masrafım sanıldığı kadar çok değildir. İnsan yazmak için
eve kapanınca haliyle makyaj yapmıyor, setteki makyaj da bedava.
Fakat o sektörde fiyatlar jet gibi uçtu dediler. Neyse ki
ilkbaharda 2 şişe parfüm hediye gelmişti eşten dosttan. 2 şişe de
bende vardı. Mal canın yongası anacığım, hemen buzdolabına attım
bozulmasınlar diye! Yahu ekonomik durumun önemli değil ki,
1200-1300 lira olmuş bir şişe parfüm öyle fiyat mı olur?
Fındık, fıstık, ceviz öğütücüsü gibi insanım. Zaten gıda kalemleri
arasında pahalıdır bunlar. Bir de çılgınca zam gelmiş tabii.
Cevizin 100 gramı 14 lira filan. Yani 2 günde bir 14 lira kuruyemiş
masrafım oldu birden!
Son anda yırttığım, kendimi tebrik ettiğim bir zam kalemi: Laptop!
5 ay önce yenisini aldım. Modeli, yazılım mazılım en iyisinden
olsun, mesleki yatırım diye 3 bin 800 dolar verdim, yalan yok.
Dolar 3.8’di. Şimdi o laptopun TL fiyatı 26 bin lira! 2. el araba
alırsın. Uzun yıllar öpe koklaya kullanmayı düşünüyorum!
Gıda fiyatlarından bahsedip sinirinizi bozmayacağım, herkes pazara
markete gitmiştir bu ara. Ama etsever bir insan olduğum için et
fiyatlarını takip ettim, gerçekten demir ve folik asidi hap olarak
alsak daha ucuza gelebilir! “Zam geldi eti azaltacağım” yazacak bir
bütçem var diyemem, ayıp olur. Allah dar gelirliye yardım etsin
demekle yetineceğim. Ancak şarbon zengin fakir dinlemiyor
malumunuz. O bakımdan bir süre Akdeniz tarzı, bitkisel ve balık
ağırlıklı bir beslenmeye geçeceğim. İstavrit var güzel, kilosu
25’e. Hamsi daha iyi, 20 TL. Yakında 15’e de düşer bunlar. Yalnız
şarbon korkusu ve et fiyatlarından halk balığa akın eder ve
vatandaş yiyecek omega-3 bulamazsa onu bilemem. Kahrolası arz-talep
işte!
Yine de ne yapayım, artık rastgele diyorum.
Hem balıkçılara, hem hepimize!