Gülerce kendisine engel olan kişiyi açıkladı; Ahmet Turan Alkan
Takvim'e konuşan Gülerce, durdurma çabalarına engel olan kişinin Zaman yazarı Ahmet Turan Alkan olduğunu açıkladı.
Gazeteci yazar Hüseyin Gülerce, 25 Aralık operasyonunu durdurmaya
çalıştığını ama engellendiğini yazmıştı. Takvim'e konuşan Gülerce,
durdurma çabalarına engel olan kişinin Zaman yazarı Ahmet Turan
Alkan olduğunu açıkladı.
Zaman gazetesinin eski yazarlarından ve kısa süre öncesine kadar
Fethullah Gülen'e en yakın isimlerden olan Hüseyin Gülerce,
Twitter'dan yaptığı açıklamada MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ın ifadeye
çağrıldığı 7 Şubat krizi için "savaş ilanıydı" dedi.
Gülerce "7 Şubat, savaş ilanıydı. 25 Aralık topyekun saldırıydı.
Durdurmaya çok çalıştım. Ama çok bilmiş çekirge ile "müneccim"
yaftası yapıştırıldı" ifadelerini kullandı.
Takvim gazetesinin ulaştığı Gülerce "Bu konuları artık çok takip
etmiyorum. Bana müneccim yaftası yapıştırıp itibarsızlaştırarak,
olayları durdurma çabamı engelleyen de Ahmet Turan Alkan'dır" diye
konuştu.
KEHANET SAVURMAYA GEREK YOK
İşte polemiğin fitilini ateşleyen Ahmet Turan Alkan'ın, isim
vermeden Gülerce'yi hedef aldığı 25 Ocak 2014 tarihli yazısından
bir bölüm:
"Kehânet savurmaya, bîgünâh insanların kalbine endişe salmaya gerek
yok. Hamdolsun “açık toplum”da yaşıyoruz! Memleketin muktedirleri,
iyi kalpli kenar mahalle kızlarının gazozuna ilâç atarak onların
mâsum emellerini kirleten paralel yapıların kimler olduğunu ve
başlarına neler geleceğini, üstelik tehdid edâsıyla bağırarak
söylüyorlar zaten...
Bu kehanetler, bana öyle geliyor ki muktedir takımının, maneviyat
kırmak ve saffı çözmek için fısıldadığı kara propagandalar
cümlesindendir. Kusura bakılmasın; “kötü şeyler olacak” deyip
durmak, hastanede hemşirelerin iğne yapmadan önce hastaya “derin
bir nefes alın” demesini hatırlatıyor. Bir gün merak edip sebebini
sorduğumda hemşire hanım, “Derin nefes almayı tavsiye ediyoruz
çünkü hastanın dikkatini dağıtıyor.” demişti!
El mukadder lâ’yü gayyer ya hû! En kötü ihtimâl, çete, örgüt,
haşhaşi, paralelci ithamıyla bir dava dosyasına girmek değil, yarın
Hakk’ın divanına mahçup ve zelil çıkmaktır."