Gülen'in en çok dava açtığı köşe yazarından olay yazı: Hocaefendi nasıl terörist olur?
"Hocaefendi’yi ve takımını terör örgütü olarak ilan edersen, sen de teröre yataklık etmiş sayılırsın"
Fethullah Gülen cemaatinin yaklaşık çeyrek yüzyıldır hakkında en
çok dava açtığı gazetecilerin başında gelen, cemaat aleyhine çok
sayıda yazı ve kitap kaleme alan Cumhuriyet yazarı Hikmet
Çetinkaya, cemaate yönelik operasyonlarda yöneltilen 'Fethullahçı
Terör Örgütü' (FETÖ) suçlamasına ilişkin olarak, "Şimdi yazılıp
çizilenlere, televizyonlardaki tartışma programlarına bakınca
geçmiş yılları anımsıyorum. Hocaefendi nasıl terörist olur
anlayamıyorum, yazılanları okuyup söylenenleri dinledikçe..."
yorumu yaptı. Çetinkaya, "Devletin tüm kurum ve kuruluşlarını,
valileri, kaymakamları, savcıları, yargıçları, polisleri arkasına
alarak kadrolaşan Hocaefendi’yi ve takımını, 17/25 Aralık
patlayınca terör örgütü olarak ilan edersen, sen de teröre yataklık
etmiş sayılırsın" ifadesini kullandı.
Çetinkaya'nın "Hocaefendi nasıl terörist oldu?..." başlığıyla
yayımlanan (19 Nisan 2016) yazısı şöyle:
Türkiye’nin en temel sorunlarından biri demokrasinin işleyişi, bu
bağlamda temel hak ve özgürlükler değil midir?
Tüm bunlar nedense görmezden geliniyor, giderek çok tehlikeli
baskıcı bir yönetim hayata geçirilmek isteniyor.
Türkiye’nin en temel sorunu, yozlaşmayla birlikte giderek tırmanan,
bireyin hayatını yok sayan terör belası.
Ne zaman, nerede ne olacağı belli olmayan bir süreçten
geçiyoruz...
Canlı bombalar kentlerde dolaşıyor, hiç beklenmedik bir anda terör
saldırısı yapılıyor, onlarca can yaşamını yitiriyor.
Bir yandan terör, öte yandan şiddete dönük bir siyasal irade...
Siyaset uzlaşmayla yürür, evrensel insan hakları ise bu siyasal
uzlaşmayla sağlanır...
Türkiye bugün temel sorunları öteliyor, kendisine muhalif kesimleri
susturmak için her yolu deniyor, hukukun üstünlüğü ilkesini
çiğniyor.
Bir bildiriye imza attıkları için, bilim insanlarını “terörist”
olarak yaftalayanlar, gerçekleri yazdıkları için gazetecileri
“vatan haini” ilan edenler, bu yetmezmiş gibi zindana
atanlar...
Vicdanı olan herkes bu çağdışı zihniyete karşı demokratik tepki
gösterir demokrasisi gelişmiş ülkelerde.
Türkiye’de bunu yaptığınız zaman yandınız...
Bildiriye imza atanlar sanki bomba atmış, belgeleri haber yapan
gazeteciler sanki vatanı satmış sanırsınız.
Fotoğrafın bir de öteki yüzü var...
Zaten bu vatan toprakları bilmem kaç yıldır birilerine peşkeş
çekiliyor, dağlarımız, ovalarımız, koylarımız, büklerimiz
yağmalanıyor.
Güzel yurdumda çevreciler vatan haini, bilim insanları vatan haini,
gerçekleri yazan gazeteciler hem casus hem vatan haini.
Dağlar, ovalar çokuluslu altın avcılarına teslim edileli 25 yıl
oldu...
Bunu yapanlar, yaşadıkları toprakları çok sevdikleri için
yabancılara peşkeş çekiyor.
***
Siyanürle altın üretenler köşeyi dönerken, çevreciler “Alman
casusu” olarak yaftalanıp Devlet Güvenlik Mahkemesi’nde
yargılandı...
Bergama Ovacık altın madeninden söz ediyorum...
Sahibi yurtdışına kaçtı. Patronun gazetelerinin, televizyonlarının
tümüne kayyum atandı.
Yıllarca siyasal iktidarların desteğini alan patron şimdi FETÖ’den
yargılanacak.
İş dönüp dolaşıp Fethullah Gülen’e yani “devlet içindeki paralel
yapı” diye adlandırılan Cemaate geliyor. Yıllarca iktidarların
koruyup kolladığı Fethullahçı yapılanmaya.
İktidarın tetikçi kalemlerinin tümü geçmişte, çokuluslu altın
avcılarına karşı çıkanları belden aşağı vurarak karalıyorlardı.
Şimdi her biri Cemaat düşmanı. Yıllar önce yazdıklarını
unuttular.
Biz, Cemaatin devlet içinde kadrolaştığını yazarken beyler onları
koruyup kolluyorlardı.
Faili meçhul ve benzeri davaların üzerleri örtülürken, Cemaat
devletin olanaklarını kullanarak devletin en duyarlı kurumlarında
kadrolaşırken neredeydi bu havuz ördekleri?
Okyanus ötesinde “altın nesil” villalarının giriş kapısında görüş
kuyruğunda...
Şimdi yazılıp çizilenlere, televizyonlardaki tartışma programlarına
bakınca geçmiş yılları anımsıyorum.
Hocaefendi nasıl terörist olur anlayamıyorum, yazılanları okuyup
söylenenleri dinledikçe...
Devletin tüm kurum ve kuruluşlarını, valileri, kaymakamları,
savcıları, yargıçları, polisleri arkasına alarak kadrolaşan
Hocaefendi’yi ve takımını, 17/25 Aralık patlayınca terör örgütü
olarak ilan edersen, sen de teröre yataklık etmiş sayılırsın...
***
Baskı, şiddet, yıldırma...
Bizim bunları hiçbir zaman unutmamamız gerekir...
Eğer insanca bir yaşam istiyorsak!
Kimse kimseyi kandırmaya kalkmasın... Cemaati yakından tanıyoruz,
onlara kadrolaşma yolunu açan siyasileri de...