GÜLEN'DEN İMRALI SÜRECİNE DESTEK; "EL DE ÖPÜLEBİLİR ETEK DE"
Fethullah Gülen sulh çağrısı yaptı. "Milli onur ayaklar altına alınmadığı sürece el de öpülebilir etek de.."
Fethullah Gülen, İmralı’da Abdullah Öcalan ile yapılan görüşmeleri
değerlendirdi. "Sulh hayırdır, hayır sulhtadır" diyen Gülen, "Milli
onur, milli gurur ayaklar altına alınmama kaydıyla, o mefkureye
saygı devam ettiği müddetçe -bence- el de öpülebilir, etek de
öpülebilir." şeklinde konuştu.
Fethullah Gülen’in, son siyasi süreci değerlendirdiği konuşması
herkul.org sitesinde yayımlandı. Gülen, ’Sulh hayırdır’ bakışını
öne çıkardığı görüşlerinde "gerekirse kan kusulması ama kızılcık
şerbeti içmiştim" denilmesi gerektiğini ifade etti.
Sitede yer alan açıklamadan bazı başlıklar
şöyle:
’KAN KUSTUM KIZILCIK ŞERBETİ İÇTİM
DİYELİM’
“Kur’an meseleyi en küçük daire olan aileden
başlatarak orada sulhun hayırlı olduğunu söylemiştir. Demek ki,
sulh kasaba dairesinde evleviyetle, şehir dairesinde evleviyetle,
devlet dairesinde evleviyetle ve cihan dairesinde evleviyetle
hayırlıdır. Hangi dairede olursa olsun sulh-u umumîyi temin etmeye
çalışmak ve barış içinde beraberce yaşanabileceğini ortaya koymak
lazımdır.” diyen Hocaefendi, Alevî Sünnî, Kürt Türk, Laz Çerkez…
şeklinde bölünüp parçalanmak istenen insanımız arasında sulh temin
etmek için de elden gelen her şeyin yapılması, gerekirse kan
kusulması ama “kızılcık şerbeti içmiştim” denilmesi gerektiğini
ifade etti.
’HAYIR SULHTADIR SULH HER ZAMAN
HAYIRLIDIR’
"Milli onur, milli gurur ayaklar altına
alınmama kaydıyla, o mefkureye saygı devam ettiği müddetçe -bence-
el de öpülebilir, etek de öpülebilir. Heyet-i İslamiye, heyet-i
milliye arasında huzurun temini adına katlanılabilecek her şeye
katlanmak lazım. Hayır sulhtadır, sulh her zaman hayırlıdır.
’BİZE TERS GELEN ŞEYLER OLABİLİR’
Bize ters
gelen bazı şeyler olabilir; ‘Keşke şu görüşme olmasa.. şu anlaşma
olmasa.. şu uzlaşma olmasa.. biz Türk milleti.. şöyle onurumuz var,
böyle gururumuz var; b oyun eğmesek.. bazı şeylere evet demesek’
denilebilir. Muhtemel o türlü şeylerle bazı problemler çözülecekse,
işte o Hudeybiye Sulhu mülahazasıyla, Hudeybiye Sulhu’ndaki mantık
ve muhakemeyle, yapılması gereken şey neyse onu yapmak lazım.
Güzergâh emniyetini tehlikeye atmamak lazım. Ülkenin parçalanmasına
meydan vermemek lazım. Devletimizin bir devlet-i aliyye olması
istikametinde yoluna devam etmesini sağlamak lazım. Devletler
muvazenesinde muvazene unsuru olmasını sağlamak lazım. Bu kadar
vâridâtı, getirisi olan bir şey karşısında bazen kafamıza uymayan
şeylere de katlanabiliriz.”