Gülen'den cemaate mesaj: Size it derlerse...
Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı Başkanı Yeşil, görüştüğü Fethullah Gülen'in değerlendirmelerini paylaştı.
İstanbul’da düzenlenen Türk-Arap Entelektüeller Forumu’nda konuşan
Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı (GYV) Başkanı Mustafa Yeşil, birkaç
gün önce görüştüğü Fethullah Gülen'in güncel konularla ilgili
değerlendirmelerini paylaştı. Yeşil'in aktardıklarına göre
Gülen, özetle şunları söyledi:
"Bırakın Kur'an ve Sünnet çerçevesini, hukuk ve insanlıkla bile
tevil edilemeyecek söylemlere girilmesi sizi asla tahrik etmesin.
Eğer bu söylemlerle istikbalde utanacak olsalar bile siz, onlarla
kapınızı bir daha açmayacak şekilde kapatmayın, bir daha onların
yüzüne bakmayacak şekilde ağır sözler ve söylem söylemekten mutlaka
kaçının. Eğer onlar bir gün bu kadar cümlelere, sözlere ve
ifadelere rağmen kapınızı çalacak olurlarsa, kapınızın asla kapalı
olmaması gerektiğini asla unutmayın.
Bu söylemlerin içerisinde eğer size 'it' derlerse siz onu kötüye
yormayacak, -kardeşlerimizden Allah razı olsun, Cenab-ı Allah'ın
yarattığı bir varlık olarak bizi kaale almışlar. Bizi varlık
statüsünde değerlendirmişler- deyin. O itin bile bir değerinin
olduğunu, kıymeti harbiyesini nazara alarak o sözden kendinizi
kıracak bir mana çıkarmayacaksınız. Unutmayın ki bu gerginlikler
gelip geçicidir. Geriye dönüp baktığınız zaman yüzünüzü kızartacak,
sizi utandıracak, kardeşlerinize karşı sizi mahcup edecek bir
kelimeniz olmamalı. Biz sabrı, sükûtu tercih ediyoruz.”
Unutmayın ki demagoji, her lafa bir laf yetiştirme, her söze bir
söz yetiştirme, her hakarete bir hakaret yetiştirme, Cenab-ı
Hakk'ın rızasıyla tarif edilemez. Ben sadece ve sadece hak üzere
konuşmanızı tavsiye ediyorum. Unutmayın ki meşru daire dardır.
Bazen meşru dairede kalmak sizi tatmin etmeyecektir. Daha fazla
şeyler söylemek isteyeceksiniz. Ama unutmayın sabrın gücü ve meşru
dairede kalabilmek, geleceğin inşası ve sizin temel ilkeniz olan
müspet hareketin lazımıdır. Olmazsa olmazıdır."
Kimseye kinimiz ve nefretimiz olamaz. Biz diyanet ehli olmayanların
bile bize yaptıklarını affetmiş insanlarız. Bize zulmedenlerin
zulümlerini affetmeyi düşünmüş ve affetmiş insanlarız.
Kardeşlerimizi de elbette affedeceğiz. Ama benim korkum, Allah'ın
hukukuna girmişlerse, amme hukuku ihlal etmişlerse, onları affetme
yetkisi bize ait değildir. O Allah'a aittir. Ben sizden
hizmetlerinize dönmenizi, hangi hakaretler yapılırsa yapılsın,
kulaklarınızı tıkayarak rıza ve rıdvandan gözünüzü ayırmamanızı
bekliyorum.
Hizmetleriniz ile bütünleşin ama hiçbir kelamınızla bir mümin
kalbini kırmayı aklınızdan, hayalinizden bile geçirmeyin. Ancak
sizinle ilgili ithamlara hukuk çerçevesinde meşrutiyet alanında
elbette cevap vereceksiniz. Kamu alanı üzerinde olumsuz telkinlerin
oluşturacağı etkileri bertaraf etmeye dönük, elbette
konuşacaksınız. Ama bu hiçbir zaman tecavüz üsluplu, yalan ve
iftira odaklı olmamalı. Hukukun meşrutiyeti çerçevesinde
olmalıdır."
Maşeri vicdan (kamu vicdanı) ilk dönemde doğruyu tespit edemez,
kitlesel halde savrulur, bir oraya gider, bir buraya gider. Ancak
unutmayın ki maşeri vicdanın gelip sükûn edeceği mahal, hak ve
hakikattir. Hakk'ın ve hakikatin nerede olduğu ortaya çıkacaktır.
Göreceksiniz maşeri vicdan sizin yanınızda olacaktır."