Gülay Göktürk safını aldı, Yiğit Bulut'a fena çaktı: Son zamanlarda bazı şarlatanlar...
Etyen Mahçupyan ile Yiğit Bulut'un arasındaki polemiğe dahil olan Gülay Göktürk, son yazısında Erdoğan'ın danışmanı Bulut'u hedef aldı.
Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun başdanışmanı Etyen Mahçupyan'ın,
Erdoğan'ın başdanışmanı Yiğit Bulut'un başkanlık ve faiz
konusundaki tezlerinin 'cehalet' olduğunu yazması kavganın fitilini
ateşledi.
Yiğit Bulut, Mahçupyan'a 'Sızdırılmış yüzsüz' diyerek polemiği TRT
ekranında sürdürdü.
İki danışman arasındaki kavgaya dahil olan Akşam gazetesi yazarı
Gülay Göktürk ise kavgada Etyen Mahçupyan'ın yanında yer aldı ve
Yiğit Bulut'un cevabı için 'pespayelik' diye yazdı.
İşte Gülay Göktürk'ün o yazısı:
Başkanlık bu pespayeliği de ‘düzeltir’ mi?
En iyi malı bile şarlatan bir pazarlamacının eline verdiğiniz zaman
vitrinde kalmaya mahkûm etmiş olursunuz.
Son zamanda bazı şarlatanlar başkanlık sistemini her derde deva bir
kocakarı ilacı gibi prezante etmeye koyuldular.
Kürt meselemiz mi var? Ancak başkanlık sistemi çözer...
Orta gelir tuzağına mı düştük, büyüme rakamları patinaj mı yapıyor?
Başkanlık sistemi gelince çözülür.
Paralel yapıyı tasfiye etmemiz mi gerekiyor? Onu da başkanlık
sistemi çözer.
Dış politikada sıkışıklık mı yaşıyoruz? Hele bir başkanlık sistemi
gelsin, bakın nasıl çözer...
İşin acayip tarafı, bu söylemi tutturanların başkanlık sistemiyle
sözünü ettikleri sorunların ne alakası olduğu; başkanlık sisteminin
bu sorunları hangi özelliği sayesinde çözeceği ya da bu sorunların
parlamenter sistemin hangi özelliğinden kaynaklandığı hakkında tek
laf etme gereği duymamaları... Tabii o zaman yaptıkları kof
propaganda da kendilerinden başka kimse üzerinde etkili olmuyor.
Ama zaten onların dertleri de toplumu etkilemek değil, sadece bazı
kişileri etkilemek...
Kariyerlerini sağlama almayı başkanlık savunusunda bütün
rakiplerini geride bırakarak en öne geçmeye bağladıkları için, o
bazılarına en “inanmış”, en sadık ve en yılmaz savunucu olduklarını
gösterebilirlerse amaç da hasıl olmuş olacak.
Etyen Mahçupyan “Başkanlık ekonomiyi de düzeltir mi?” başlıklı son
yazısında gittikçe azıtan bu trendi eleştirme “küstahlığını”
gösterdi ya, işte onlardan biri hemen havaya zıpladı. Türkiye’nin
en saygın yazarlarından birine “yüzsüz” “sızdırılmış” “küresel
sermayenin beslemesi” gibi ifadelerle saldırdı. Sadece Mahçupyan’a
saldırmakla kalmadı, ısrarla daha başka “sızdırılmışlar” olduğunun
da altını çizerek birilerine de aba altından sopa gösterdi.
Böyle kişiler hep vardı, hep de var olacaklar... AK Parti içinde de
varlar, başka partilerin içinde de...
Eğer önemli bir titr taşımasaydı, sütunuma hiçbir şekilde sızamazdı
ama ne yazık ki adının başında gülle gibi bir titr taşıyor ve bu
durum hem AK Parti’nin itibarı, hem de başkanlık sistemi
tartışmalarının selameti açısından ciddi tehdit oluşturuyor.
Düşünün ki, bu saldırı AK Parti’nin başkanlık sistemi tartışmasını
en geniş kitlelere yaygınlaştırmak için bir atak başlattığı
günlerde yapılıyor.
Bir yandan Sayın Cumhurbaşkanı, bir yandan Sayın Başbakan yüz
binleri kapsayan arama konferansları yapmaya hazırlandıklarını
söyler ve herkesi açık tartışmaya çağırırken öte yanda taşıdığı
titr nedeniyle bağlayıcı konumda olan biri, yaptığı şey sadece bu
çağrıya katılmak olan birine en ağır suçlamalarla saldırıyor.
İyi de, hani tartışacaktık?
İnsanlara “tartışın” diyorsak, onlardan daha ilk cümlede “küresel
sermayenin beslemesi” suçlamasıyla karşılaşmaya göğüs germelerini
bekleyebilir miyiz?
Mahçupyan için sorun yok; o böyle şeylere pabuç bırakmaz. Ama bu
McCarthy’ci üslubun söyleyecek sözü olan başkaları üzerinde
yaratacağı etkinin de düşünülmesi gerekir. Tartışma platformu daha
henüz açılmışken zehirlenmesine, eleştirinin kriminalize edilmesine
izin vermemek gerekir. Defalarca yazdım, ama bir kere daha altını
çizeyim: Başkanlık sistemi pekâlâ parlamenter sistemden daha iyi
bir sistem olabilir. Ama bu, nasıl bir model olduğuna bağlıdır...
Ben kendi payıma, bu sistemin - eğer çıkabilecekse - iyi bir
modelle çıkması için elimden geleni yapacak, aklıma takılan her
soruyu soracak, her eleştirimi ortaya koyacağım. Herkese de bu tip
göz korkutmalara gülüp geçmelerini salık veririm.