18 Tem 2016 11:16
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 21:23
Guardian yazarı: Darbeye karşı direnişin karanlık yüzü
"Kutlamaları Gezi Parkı merdivenlerinden, 3 yıl önce Erdoğan'ın istifası için düzenlenen gösterilerin kalbinden seyrettim"
Guardian gazetesi yazarlarından Alev Scott, yazısında Türkiye'nin darbeyi yenip demokrasiyi savunurken bir yandan da sokaklara şiddet yanlısı çetelerin belirdiğini ifade etti. Yazar, "Darbe girişimi sonrasında karanlık bir gerçeklikle de yüzleşiyoruz." ifadelerini kullandı.
"Cuma akşamı 11.00 civarında hararetli bir şekilde Pokemon GO tartışırken darbe girişimi olduğu haberlerini aldık." diyen Scott, yaşadıklarını "Jetler mi havalandı, havalimanında tanklar mı var? Gerçekten mi?' Kimse olanlara inanamıyordu. Telefonlara gömülmüşken birden dışarıda bir helikopterin belirdiğini gördük. İşte o zaman işin ciddiyetini anladık ve oturduğumuz restorandan kalktık." şeklinde aktardı.
"Gerilim hızla tırmandı"
Halkın bakkallarda bol bol su stoklamaya çalıştığını, Taksim Meydanı'na geldiklerinde askerlerin meydanı çevirdiğini gördüklerinı belirten yazar; "Eve girdiğim sırada sokaklardan silah sesleri yükselmeye başlamıştı. Saat 03.00 sularında savaş uçakları evimin üzerinden geçiyordu. Camlar patladı, ben yere yatıp kendimi korumaya çalıştım. Mahalledeki camiden halka darbecilere karşı sokağa çıkma çağrıları yapılırken gerilim hızla tırmandı." sözlerine yer verdi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın darbe girişiminin başarısız olduğunu duyurmasının ardından yaşananları aktaran Skott, "Boğaziçi Köprüsü'nü kapayan askerler sivillerin üzerine ateş açtıktan saatler sonra polise teslim oluyorlardı. Taksiler terk edilmiş tankların yanından geçerek insanları evlerine götürmeye başladı. Çatışma ve patlamalardan dehşete düşmüş yolcuların saklandığı havalimanında bile hayat normale dönmeye başlamıştı." ifadelerini kullandı.
"Dün gece ne oldu öyle?"
"Toz duman yatışınca, bir gecede yaşananların boyutu da ortaya çıkmaya başladı. En az 290 kişi ölmüştü. Çok sayıda kişiyse yaralıydı. Meclis binası bombalanmıştı. 6 binden fazla asker ve yargı mensubu gözaltına alındı." denilen yazı şöyle devam etti:
"Erdoğan'ın destekçileri darbenin püskürtülmesini kutlarkan birçok Türk de merak içinde soruyor: 'Dün gece ne oldu öyle? Bundan sonra bizi ne bekliyor? Darbeyi kimin planladığı hâlâ net değil. Türkiye'de alışılagelen komplo teorileri de havalarda uçuşuyor. Hükümet darbe girişiminden Fethullah Gülen ve destekçilerini sorumlu tutuyor. Konuşulan genel teori, Erdoğan'ın elinde iktidarını perçinlemek için büyük bir fırsat geçmiş olduğu yönünde. Erdoğan ülkede demokrasiyi koruyan lider konumuna gelmiş vaziyette. Ne de olsa destekçileri onun çağrılarıyla sokaklara çıktı. Dikkat çekici olan darbe girişiminin neredeyse hiç kamuoyu desteği alamamış olması."
"Türkiye'nin uzun bir darbeler geçmişi var. Ordunun demokrasiyi savunması fikrinden hoşlananların bu son darbe girişimine de sempatiyle yaklaşmaları beklenebilirdi. Ancak bu hislerden eser yoktu." diyen Scott, ülkenin yüzde 50'sinin Erdoğan iktidarına karşı olduğunu fakat onların da darbeye destek vermediğini söyledi."
"Kızgın bir kalabalıkla karşılaştım"
Erdoğan'ın 'sokağa çıkın' çağrısını değerlendiren yazar, "Erdoğan'ın destekçileri tarafındaysa coşku çok büyüktü. Destekledikleri adamı savunmak için canlarını tehlikeye attılar. CNN Türk canlı yayınına FaceTime ile katılan Erdoğan'ın 'sokağa çıkın' çağrısı binlerce kişide karşılık buldu. Bir arkadaşın tam darbe girişimi sırasında Atatürk Havalimanı'na indi. Askerlerin gergin bakışları arasında pasaport kontrolünden geçtiğini ve dışarıya çıktığında kızgın bir kalabalıkla karşılaştığını anlatıyor. Askerlerin nerede olduğunu soran yüzlerce Erdoğan destekçisi havalimanındaydı. O gece aileler çocuklarıyla birlikte sokaklardaydı. Üzerlerinde gururla taşıdıkları AKP tişörtleri ve bayraklarla." ifadelerini kullandı.
Yazının devamı şöyle:
"Cumartesi günüyse Taksim'deydim. Erdoğan destekçilerinin meydandaki kutlamalarını Gezi Parkı merdivenlerinden seyrettim. 3 yıl önce Erdoğan'ın istifası için düzenlenen gösterilerin kalbinden. Cuma günü yaşananlar ülkenin siyasi hikayesini kökünden değiştirmişti. Erdoğan destekçilerinden yardım istedi ve aradığı desteği de buldu. Türk halkı kanlı darbelere dur demiş oldu. Ancak bu darbe girişiminin ve halk direnişinin karanlık bir yüzü de vardı. Ne olduğundan habersiz ve belli ki 'tatbikat yapılacak' denilerek kışlalardan çıkarılmış genç askerler, yakalanıp soyuldu, dövüldü ve kimi haberlere göre linç edildiler. Ülke şiddet yanlısı çetelerin sokaklarda Cumhurbaşkanı'nın rızasıyla şiddete başvurduğu bir yola girmiş olabilir.
"Karanlık bir gerçeklik"
"Darbe girişiminin ardından sokak gösterilerine devam eden kalabalıklar idam cezasının geri getirilmesini de talep etti. Başbakan Binali Yıldırım'ın yanıtı 'Mesajınızı aldık' şeklindeydi. Pazar günüyse Erdoğan, "Demokrasilerde halkın talebi bir kenara konulamaz" şeklindeydi. Darbenin başarıya ulaşaması Türkiye'de bir rahatlama sağlamış durumda. Ancak darbe girişimi sonrasında karanlık bir gerçeklikle de yüzleşiyoruz."
"Cuma akşamı 11.00 civarında hararetli bir şekilde Pokemon GO tartışırken darbe girişimi olduğu haberlerini aldık." diyen Scott, yaşadıklarını "Jetler mi havalandı, havalimanında tanklar mı var? Gerçekten mi?' Kimse olanlara inanamıyordu. Telefonlara gömülmüşken birden dışarıda bir helikopterin belirdiğini gördük. İşte o zaman işin ciddiyetini anladık ve oturduğumuz restorandan kalktık." şeklinde aktardı.
"Gerilim hızla tırmandı"
Halkın bakkallarda bol bol su stoklamaya çalıştığını, Taksim Meydanı'na geldiklerinde askerlerin meydanı çevirdiğini gördüklerinı belirten yazar; "Eve girdiğim sırada sokaklardan silah sesleri yükselmeye başlamıştı. Saat 03.00 sularında savaş uçakları evimin üzerinden geçiyordu. Camlar patladı, ben yere yatıp kendimi korumaya çalıştım. Mahalledeki camiden halka darbecilere karşı sokağa çıkma çağrıları yapılırken gerilim hızla tırmandı." sözlerine yer verdi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın darbe girişiminin başarısız olduğunu duyurmasının ardından yaşananları aktaran Skott, "Boğaziçi Köprüsü'nü kapayan askerler sivillerin üzerine ateş açtıktan saatler sonra polise teslim oluyorlardı. Taksiler terk edilmiş tankların yanından geçerek insanları evlerine götürmeye başladı. Çatışma ve patlamalardan dehşete düşmüş yolcuların saklandığı havalimanında bile hayat normale dönmeye başlamıştı." ifadelerini kullandı.
"Dün gece ne oldu öyle?"
"Toz duman yatışınca, bir gecede yaşananların boyutu da ortaya çıkmaya başladı. En az 290 kişi ölmüştü. Çok sayıda kişiyse yaralıydı. Meclis binası bombalanmıştı. 6 binden fazla asker ve yargı mensubu gözaltına alındı." denilen yazı şöyle devam etti:
"Erdoğan'ın destekçileri darbenin püskürtülmesini kutlarkan birçok Türk de merak içinde soruyor: 'Dün gece ne oldu öyle? Bundan sonra bizi ne bekliyor? Darbeyi kimin planladığı hâlâ net değil. Türkiye'de alışılagelen komplo teorileri de havalarda uçuşuyor. Hükümet darbe girişiminden Fethullah Gülen ve destekçilerini sorumlu tutuyor. Konuşulan genel teori, Erdoğan'ın elinde iktidarını perçinlemek için büyük bir fırsat geçmiş olduğu yönünde. Erdoğan ülkede demokrasiyi koruyan lider konumuna gelmiş vaziyette. Ne de olsa destekçileri onun çağrılarıyla sokaklara çıktı. Dikkat çekici olan darbe girişiminin neredeyse hiç kamuoyu desteği alamamış olması."
"Türkiye'nin uzun bir darbeler geçmişi var. Ordunun demokrasiyi savunması fikrinden hoşlananların bu son darbe girişimine de sempatiyle yaklaşmaları beklenebilirdi. Ancak bu hislerden eser yoktu." diyen Scott, ülkenin yüzde 50'sinin Erdoğan iktidarına karşı olduğunu fakat onların da darbeye destek vermediğini söyledi."
"Kızgın bir kalabalıkla karşılaştım"
Erdoğan'ın 'sokağa çıkın' çağrısını değerlendiren yazar, "Erdoğan'ın destekçileri tarafındaysa coşku çok büyüktü. Destekledikleri adamı savunmak için canlarını tehlikeye attılar. CNN Türk canlı yayınına FaceTime ile katılan Erdoğan'ın 'sokağa çıkın' çağrısı binlerce kişide karşılık buldu. Bir arkadaşın tam darbe girişimi sırasında Atatürk Havalimanı'na indi. Askerlerin gergin bakışları arasında pasaport kontrolünden geçtiğini ve dışarıya çıktığında kızgın bir kalabalıkla karşılaştığını anlatıyor. Askerlerin nerede olduğunu soran yüzlerce Erdoğan destekçisi havalimanındaydı. O gece aileler çocuklarıyla birlikte sokaklardaydı. Üzerlerinde gururla taşıdıkları AKP tişörtleri ve bayraklarla." ifadelerini kullandı.
Yazının devamı şöyle:
"Cumartesi günüyse Taksim'deydim. Erdoğan destekçilerinin meydandaki kutlamalarını Gezi Parkı merdivenlerinden seyrettim. 3 yıl önce Erdoğan'ın istifası için düzenlenen gösterilerin kalbinden. Cuma günü yaşananlar ülkenin siyasi hikayesini kökünden değiştirmişti. Erdoğan destekçilerinden yardım istedi ve aradığı desteği de buldu. Türk halkı kanlı darbelere dur demiş oldu. Ancak bu darbe girişiminin ve halk direnişinin karanlık bir yüzü de vardı. Ne olduğundan habersiz ve belli ki 'tatbikat yapılacak' denilerek kışlalardan çıkarılmış genç askerler, yakalanıp soyuldu, dövüldü ve kimi haberlere göre linç edildiler. Ülke şiddet yanlısı çetelerin sokaklarda Cumhurbaşkanı'nın rızasıyla şiddete başvurduğu bir yola girmiş olabilir.
"Karanlık bir gerçeklik"
"Darbe girişiminin ardından sokak gösterilerine devam eden kalabalıklar idam cezasının geri getirilmesini de talep etti. Başbakan Binali Yıldırım'ın yanıtı 'Mesajınızı aldık' şeklindeydi. Pazar günüyse Erdoğan, "Demokrasilerde halkın talebi bir kenara konulamaz" şeklindeydi. Darbenin başarıya ulaşaması Türkiye'de bir rahatlama sağlamış durumda. Ancak darbe girişimi sonrasında karanlık bir gerçeklikle de yüzleşiyoruz."