Guardian: Türkiye dostlarını kaybediyor
İngiliz Guardian gazetesi, Suriye'deki krizin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı yeni bir krizin içine düşürdüğü ve ülkesini ekonomik yavaşlama ve sosyal bölünmelerle yüzleştirdiğini yazdı.
Gazete ayrıca IŞİD tehdidinin giderek büyüdüğüne ve Türkiye'yi
yalnızlaştırdığına dikkat çekti.
Gazetede "IŞİD tehdidi giderek büyürken kendi içinde kuşatılan
Türkiye yurtdışındaki komşularını kaybediyor" başlıklı bir makale
yayınlandı.
Yazıda, yeni hükümetin göreve geleli iki aydan kısa bir süre
olmasına rağmen Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun balayından çok üzüntü
yaşadığı, özellikle geçtiğimiz çarşamba günü hükümetin Kobani'ye
müdahaleyi reddetmesi üzerine çıkan olaylarda 35 kişinin hayatını
kaybettiği hatırlatıldı.
Makalede yine aynı gün Türkiye ekonomisinde düşürülmüş
beklentilerle büyüme projeksiyonunun bu yıl için yüzde 4'ten 3.3
düşürüldüğünü ve yine çarşamba günü Avrupa Birliği'nin Türkiye'nin
AB üyeliği konusunda hazırladığı yıllık raporu açıkladığı
hatırlatılarak bütün bu gelişmelerin geçtiğimiz ağustos ayındaki
cumhurbaşkanlığı seçimlerinde binaların üzerine asılan
posterlerdeki "Yeni Türkiye" sözüne çelişki doğurduğuna dikkat
çekti.
Yazı şöyle devam etti:
"Erdoğan'ın 'Yeni Türkiye'si ile yaklaşık 80 milyon kişi
Türkiye'nin bölgesel güç olarak doğru bir yer olduğunu sandı.
Türkiye 2023 yılında 100. kuruluş yıldönümünü kutlayacak. Bu zamana
kadar Cumhurbaşkanı, ülkenin dünya ekonomisindeki pozisyonunun
17'inci sıradan 10'uncu sıraya çıkacağını ve İstanbul'un küresel
finans merkezi olacağı sözünü vermişti. "
Türkiye'nin 10 yıldan beri devam eden büyümesinden sonra kendini
'orta gelir kıskacı'nda bulduğunu ve bundan kaçmak için hükümetin
bir dizi baş ağrıtıcı reformlarla karşıya karşıya kaldığı
vurgulanan yazıda, hükümetin boğaza üçüncü köprü, Çanakkale
Boğazı'na köprü, İstanbul'a üçüncü havaalanı gibi mega projeler
tasarlamalarına karşın faizlerin rekabetçi tutulması baskısı
dolayısıyla bu projeleri finanse etmenin de zor olacağı' ifade
edildi.
Makalede, medyadaki sansüre de değinildi. Haber servislerinin
sürekli bir canlı baskı altında olduğu ve hiç kimsenin işinden
atılma korkusuyla açıkça şikayette bulunamadığı ileri sürüldü.
Makalede, bazıları için medyanın sıkı bir şekilde kontrolü
dolayısıyla 'Yeni Türkiye'nin daha çok 'Cesur yeni Türkiye'
anlamına geldiğini yazdı.
2013 yılındaki Gezi Parkı protestolarına da değinilen makalede,
birçokları için Gezi protestolarının gerçek yeni Türkiye olduğu,
geçen hafta yaşananların ise Kürtler ve dindar milliyetçiler
arasında eski tutucu tansiyonu yine ortaya çıkardığı yorumu
yapıldı.