Gözaltındaki İsmail Saymaz’dan ilk mesaj: "Susturulmak isteniyorum"
İsmail Saymaz, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılğı tarafından gözaltına alınmasına ilişkin yapılan açıklamaya yanıt verdi.
İsmail Saymaz, Gezi Parkı olayları hakkında başlatılan soruşturma kapsamında gözaltına alındı.
Saymaz hakkında, “61. Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini cebir ve şiddet kullanılarak görevini yapmasını engellemeyi amaçlayan eylemler” nedeniyle soruşturma başlatıldığı açıklandı.
Saymaz’ın 13 yıl önce Gezi eylemlerine ilişkin sosyal medya paylaşımları soruşturma gerekçesi yapıldı.
Gözaltındaki İsmail Saymaz, avukatı Aslı Kazan vasıtasıyla, hakkındaki suçlamalara cevap verdi.
Saymaz, iş insanı Osman Kavala ile gazetecilik dışında hiçbir görüşmesinin olmadığını vurguladı, ” İddia olunan Kavala’nın internet sitesi ve televizyon kurma girişimi hakkında ne bilgim ne de bir görüşmem olmuştur. Can Atalay’ı, Gezi Parkı’ndan önce de, sonra da toplumsal gelişmelerle ilgili tüm davaların avukatı olarak tanıdım. Görüşme yoğunluğumuz bundan ileri geliyor. Çiğdem Mater’i hem sosyal çevreden hem eşi ve annesi meslektaşım olduğu için biliyor ve tanıyorum. Mücella Yapıcı’yı haber kaynağı olarak aradım ve görüştük” dedi.
Saymaz, Ali İsmail Korkmaz’ın öldürülmesini araştırdığını ve bunun üzerinden kitap kaleme aldığını hatırlattı, “Bu gazetecilik çabam hem ulusal hem de uluslararası basın örgütleri tarafından ödüllendirilmiştir. 12 yıl boyunca bir kez bile Gezi parkı eylemlerinden dolayı suçlanmadım ve sorumlu gösterilmedim. Hakkımda başka bir suç isnat edilemediği için, Gezi parkı dosyası içerisine atılmak isteniyorum. Gazetecilik çabam bu yolla engellenmeye çalışılıyor ve açıkça susturulmak isteniyorum” dedi.
Saymaz’ın açıklaması şöyle:
Basın açıklamasındaki iddialara ilişkin İsmail Saymaz’ın yanıtları: “Osman Kavala ile gazetecilik dışında hiçbir görüşmem yoktur. İddia olunan Kavala’nın internet sitesi ve televizyon kurma girişimi hakkında ne bilgim ne de bir görüşmem olmuştur. Can Atalay’ı, Gezi Parkı’ndan önce de, sonra da toplumsal gelişmelerle ilgili tüm davaların avukatı olarak tanıdım. Görüşme yoğunluğumuz bundan ileri geliyor. Çiğdem Mater’i hem sosyal çevreden hem eşi ve annesi meslektaşım olduğu için biliyor ve tanıyorum. Mücella Yapıcı’yı haber kaynağı olarak aradım ve görüştük. Gezi olaylarını, 1 Haziran’dan itibaren muhabir olarak takip ettim. Olay ve gelişmeleri yansız ve objektif olarak aktardım. Sokağa davet ve provokasyon diye yorumlanabilecek hiçbir paylaşımda bulunmadım. Siyasi iktidara yönelik antidemokratik yaklaşımlardan, Erdoğan ve ailesine yönelik saldırgan bir dilden uzak durdum. Gezi parkı eylemlerinin ne örgütlenmesinde ne ülke çapında yayılmasında ne de sürdürülmesinde rol aldım. Yalnızca, bu eylemler sırasında, başta Ali İsmail Korkmaz’ın öldürülmesi olmak üzere insan hakkı ihlallerini kaleme aldım. Bu gazetecilik çabam hem ulusal hem de uluslararası basın örgütleri tarafından ödüllendirilmiştir. 12 yıl boyunca bir kez bile Gezi parkı eylemlerinden dolayı suçlanmadım ve sorumlu gösterilmedim. Hakkımda başka bir suç isnat edilemediği için, Gezi parkı dosyası içerisine atılmak isteniyorum. Gazetecilik çabam bu yolla engellenmeye çalışılıyor ve açıkça susturulmak isteniyorum. Bana güvenen ve inanan hiçbir vatandaşın yüzünü öne eğdirmedim. Haftalardır devam eden itibar suikastlarının ne denli karalamaya yönelik olduğu ortaya çıktı. Suçsuz ve masumum. Eşime, oğluma ve aileme sımsıkı sarılıyor, herkese selamlarımı iletiyorum.”