30 Kas 2024 13:56 Son Güncelleme: 30 Kas 2024 14:21

Görevden alınan Samet Aybaba'dan zehir zemberek sözler! 'Hiç kimseye hakkımı helal etmiyorum'

Beşiktaş'ta Futbol Takımları Genel Koordinatörlüğü görevine son verilen Samet Aybaba gündem yaratacak açıklamalarda bulundu. Aybaba, "Al-Musrati ve Muçi için 24 milyon euro verilmiş. Matic'i getirelim, az para verelim diye düşünürken verilen para bizi şok etti! Kaan Şakul'u da derhal istifaya davet ediyorum. Beşiktaş inanılmaz kötü günlere doğru gidiyor" ifadelerini kullandı.

Beşiktaş'taki Futbol Takımları Genel Koordinatörlüğü görevine son verilen Samet Aybaba, kendisinin onaylamadığı bir transfer için elektronik imzasının kendi onayı olmadan kullanıldığını doğruladı. Aybaba, haberi olmadan kendi imzasıyla Joe Worall için 5 milyon Euro teklif verildiğini açıkladı. Aybaba, başkanlık görevinden ayrılan Hasan Arat'ın 'helalleştik' açıklaması için de "Ben kimseye hakkımı helal etmiyorum" dedi.

Aybaba, Beşiktaş ile yolları ayrılan Yönetim Kurulu Danışmanı Brad Friedel'in transferlerden komisyon aldığını söyledi. Bu konuyla ilgili Hasan Arat'a itiraz ettiğini söyleyen Aybaba, Arat'ın kendisine "Sana da komisyon verelim hocam" dediğini belirtti.

Hasan Arat'ın kendisinden 'Beşiktaş'ın içinde bulunduğu durumla ilgili rapor istediğini' söyleyen Aybaba, "Bu süreci yöneten biz olmadığımız için raporu Brad Friedel, hoca ve Kaan Şakul'un vermesini istedim. 'Başkanım ben kimseyi yarı yolda bırakmam ama sizin bir tasarrufunuz varsa gereğini yapın' dedim. Bir gün sonra da Beşiktaş'ın CEO'su beni aradı" dedi.

Arat, Hüseyin Yücel'in kendisine teknik direktörlük teklif etmesi durumunda vereceği cevaba ilişkin olarak kendisine yöneltilen soruya, "Konuşuruz ama bir şartım olur. Sezon sonuna kadar bir kuruş para almam, mukavele de yapmam. Orada dururum, Beşiktaş için gereken neyse onu yaparım" diye yanıt verdi.

Aybaba, Kaan Şakul'u 'derhal istifaya' davet etti.

Beşiktaş'ta geçtiğimiz sene başkanlığı kazanan Hasan Arat ile birlikte kulüpte önemli pozisyonlarda görev alan bazı isimler, son gelişmelerle birlikte istifa ederken, bazı isimler ile yollar ayrıldı. Kendisini görevden alınmasına kadar gelen süreci anlatan Aybaba, kulüp yönetimine sert sözler söyledi.

"TAKIM İNANILMAZ DAĞILMIŞTI"

Aybaba'nın açıklamasından satır başları şöyle:

"Futbolu Beşiktaş'ın içinden gelenler yönetecek, Beşiktaş'ın dışından gelenlerin futbolda yetkisi olmayacak diye başlayan bir süreçti. İnanılmaz renkliydi. Büyük keyif verdi. Sonrasında Ümraniye'ye gittik, inanılmaz dağılmış bir takım... Üstüne ölü toprağı atılmış gibi bir tesis. Hemen raporlar hazırladım, planlar yaptım. Bir hedefimiz kalmıştı, kupa.

"BAŞKAN'IN YANINDAKİLER ALEYHİME ŞEYLER YAPTI"

Bir sürü şey yaptık. Verilen sözler vardı, başkanımızın kongre sürecinde verdiği büyük transferler, dünya takımlarıyla ilişkiler gibi sözler vardı. Burada sorunlar çıkmaya başlayınca tek başıma çıktım. Kulübü savundum, yönetimi, Beşiktaş'ı savundum. Aleyhime şeyler yapıldı. Çoğu başkanın yanındakiler yaptı. Oyuncuları kendine getireyim diye sert açıklamalar yaptım. Onlar bile aleyhime kullanıldı. Yine de sesimi çıkarmadım.

"TOPLAMDA 24 MİLYON EURO ÖDENMIŞ VE BİZ ŞOK OLDUK"

Sağ bekte çok büyük bir sorunumuz vardı. Tayfur ve Onur'la ilgili sorunlar vardı. Mutsuzlardı. İlk olarak sağ bek transferi yapalım dedim. Atal'a gittik ilk. 1 milyonun üzerinde konuşulurken menajeri 2.5 milyon eurolardan bahsedince vazgeçtik. Adana Demirspor'dan ayrılan Svensson'la ilgilendik ve aldık. Svensson'u alırken finansal fair play diye bir şey de vardı. Musrati, Renato Sanches ve William Carvalho gibi isimler geldi. Musrati'de karar aldık. Muçi'yle ilgili de rapor yazdık. Büyük maliyetlerle alınması uygun değildir diye raporumuz var. Aynı şekilde Musrati'yle ilgili de raporumuz var. Toplamda 24 milyon Euro ödenmiş ve biz şok olduk.

"BENİM İMZAMLA, HABERİM OLMADAN TEKLİF VERDİLER"

Joe Worrall'la ilgili olumsuz rapor verdik. Oyuncuyla ilgili yönetim ve hocadan alınsın diye baskı gelince bir daha izleyelim dedim. Defalarca izledik. Bu oyuncu Beşiktaş'a katkı sunamaz diye rapor verdik. Benim yardımcım beni aradı bir gece. Menajer arkadaş yardımcımı arayıp, 'oyuncuyu ben size söyledim, kalkıp teklif veriyorsunuz, hiç Samet Hoca'ya yakıştı mı demiş. Kulübü aradım. Sizin imzanız, haberiniz var dediler bana. Başkan'ı aradım.

Benim haberim yok nasıl transfer yapılıyor dedim. Başkan 'bakalım, edelim' dedi. Ben bu transferde yokum dedim. Kendisi de tamam dedi. Oyuncudan vazgeçtiklerine dair açıklama yaptılar. Kiralık alalım dedik. 500 bin euro ve maaşını ödeyerek transfer ettik.

Yeni sezona girerken listelerimizi hazırladık ve yönetimin önüne koyduk. Transfer komitesi gibi bir şey oluşturulmaya çalışıldı. Strateji belirleyeceğiz, orada Kaan Şakul çalışma yapmış ve 37 milyon euroluk satış bekliyorum dedi. Yoksa oyuncu alamayız dedi. Futbolda böyle olmaz dedim. Sizin verdiğiniz listede Rafa Silva var dediler.

'Futbolu bilmediğiniz için konunun nereye gideceğini bilmiyorsunuz' dedim ve en ufak bir faktörde bu şansın bize doğabileceğini anlattım. Paulista'yı daha önce almaya çalıştık, Atletico Madrid'e gitti. Sonra bize geldi. Immobile'yle ilgili sordular, olumlu rapor verdik.

Friedel göreve başladı. Yönetim kurulu danışmanı. Kulübe gelmeyecek, sadece satış yapacak şeklinde başladı. Sonrasında yaşananları biliyorsunuz. Kaan Şakul ve başkandan aldığı güçle oranın imparatoru gibi davranmaya başladı. Başkanla bu konuyu görüşmeye gittim ve sonunda bir mektup yazdım. Ona yüksek bir maaş veriyorsunuz anlıyorum ama komisyon mu veriyorsunuz dedim. Mustafa ve Semih'in satışından sana da verelim dedi. Sonrasında yaşananlar tam bir kaos.

Uçağa bindik Antep'ten dönüyoruz. Bizim çocuklar Semih, Salih, Mert orada oturuyorlar. Talihsiz bir gol yedik olur böyle dedim. Feyyaz hoca da gelsin dediler. O da konuştu. Aşağıya indim ortalık birbirine girdi. Biz toplantı yapmışız. Oyunculardan böyle bir şey isteme hakkımız yok mu? İçerideki Göztepe maçından sonra Feyyaz hocaya gidecekti. Ben de gelirim dedim. Kurgunun tamamını Brad Friedel yönetti.

Hocayla taktik tahtasında çalışmalar yapıyorlardı. Biz bu konularda hiç müdahil olmadık. Feyyaz içeriye girince Friedel, Kaan Şakul ve hoca oturuyorlar. Kaan Şakul, Feyyaz'a 'Özel bir şey görüşüyoruz, 5 dakika sonra abi' diyor. Bütün bunları yaşadık. Hiçbir deneyimi olmayan bir arkadaşın (Friedel) bizlerin önüne geçecek ne özelliği vardı?

"GIO HOCANIN YARDIMCISINDAN DÜŞÜK ÜCRET ALIYORDUM"

Ücret konusuna gelince... Gio hocanın yardımcılarının aldığı ücretin altında para alıyorum kulüpten. Hiçbir gün para konuşmadım, sonra Başkan dedi ki bunu düzene sokalım, Hüseyin Bey ile konuş dedi. Ben de bir mukavele hazırladım. Aradan 3,5 ay geçti, hiçbir şey sormadı, aramadı. Bu teklifinde samimi olmadığını anladım.

"KARŞI ÇIKTIĞIMIZ OYUNCULARI ALDILAR, GERI GÖNDERİRKEN ÜSTÜNE PARA VERDİK"

Joao Mario, Ndour, Emirhan Topçu, Can Keleş ve Uduokakhi. Hepsine karşı çıktık. Beşiktaş genç oyuncu almaz dedik. Alırsa satın alma opsiyonuyla alır. Joao Mario'yla ilgili, kenar oyuncusu değil. Ağır, merkez orta saha oyuncusu gibi. Bizim takımımızın ihtiyacı yok diye rapor yazdık. Bir menajer arkadaş Felix'i teklif etti.

Biz de izledik, baktık. Listemize yazmadık. 3 milyona alabiliriz dediler. Sonrasında daha büyük maliyetlere alındı. Colley vardı, en ucuz oyuncumuzdu. Onun yerine böyle büyük maliyetler bir oyuncu alırsanız daha iyi olması lazım. Bu oyuncuları gönderirken üstüne para verdik. Can Keleş'le ilgili de raporumuzu verdik. Daha net bir oyuncuya ihtiyacımız var dedik. Maalesef o da alındı. Emirhan'la ilgili de fikirlerimizi söyledik.

Başka oyuncularla ilgili de fikirler geldi. Tamamına olumsuz rapor verdik. Sonrasında biz tamamen koptuk, iletişimi kestiler. Sonraki süreci Briedel, Kaan Şakul, başkan ve Gio hocayla birlikte yönettiler.

"KÖTÜYE GİTTİĞİNİ GÖRÜNCE İSTİFA ETMEDİM, MÜCADELEYİ SEÇTİM"

Niye istifa etmedim. Beşiktaş'ın içine girmiş birisi, bir şeylerin kötü gittiğini görünce istifa eder mi? Durur, mücadele eder, savaşır, karşı çıkar. Her yerde konuştum. Teknik anlamda konuştum. Her yerde Samet hoca konuştu diyorlar. Aynı şeyleri hocaya kamp süreci bittiğinde anlattım. İki 6'yla ve Rafa Silva kenarda oynayamaz dedim. Kamp süreci çok hafif geçti diye birçok teknik konuları konuştuk. İzinlerle ilgili oyuncularının rahatsız olduğunu duyduk. Oyunculara iyi yaklaşılmadığıyla ilgili konuştuk.

"KAAN ŞAKUL'U DERHAL İSTİFAYA DAVET EDİYORUM"

Başkan bana son olarak içinde bulunduğumuz durumla ilgili bir rapor istedi. Feyyaz ve Veli de rapor versin dedi. Bu süreci yöneten biz olmadığımız için raporu Brad Friedel, hoca ve Kaan Şakul'un vermesini istedim. Başkanım ben kimseyi yarı yolda bırakmam ama sizin bir tasarffunuz varsa gereğini yapın dedim. Bir gün sonra da Beşiktaş'ın CEO'su beni aradı ve hocam ekonomik olarak isteğiniz var mı diye... Ben hiçbir zaman para konuşmadım. Kaan Şakul'u derhal istifaya davet ediyorum. Hiçbir konuda ben bu işleri yapmadım diyor, her şeyi biliyoruz. Beşiktaş'ın menfaatleri için istifa etmeli.

"HELALLEŞME YOK"

"Ben hiç kimseye hakkımı helal etmiyorum. Bana mesaj WhatsApp'tan geldi, helalleşme yok. Yarın bana nöbet tut desinler Nevzat Demir Tesisleri'nde nöbet tutarım. Öyle bir dünya yok arkadaşlar. Onlar kiminle muhatap olduklarının farkında değiller. Duygularımızın farkında değiller. Tamamen koptuk."

Beşiktaş'ta her zaman görevi kabul ederiz ama şu anda olmaz. Birçok şey yaşadık. Bu şeyi yaşatan insanlar hâlâ yönetimde. Her türlü görevin sonrasında kabul ederim. Başkan adaylığı konusunda, Beşiktaş'ı doğru yöneteceğine inandığımız herkese destek veririz. İleride ne olur karar veremem, koşullar başka yere giderse camiamızla oturur konuşuruz.

"ACİL FUTBOL AKLINA İHTİYAÇ VAR"

Beşiktaş'ın acil birlikte hareket etmeye ihtiyacı var. Acil futbol aklına ihtiyaç var. Bizi bu yüzden getirdiler, kısa süre sonra bize hiç sormadılar. Beşiktaş'a gönül vermiş insanlar 'ben başkan olacağım' vs. demeyi bıraksınlar. Neyi paylaşamıyorsunuz? Ortada bir değer var. Hepinizin gayesi bunu desteklemekse bir araya gelin.Sergen Yalçın'ı ben istedim. Tamam abi dedi. Başkan beni aradı, gittiğinde bir şey konuşma dedi. Sergen Yalçın'la konuşacaksam kulübümüzü sana teslim ediyoruz, nedir şartların diyecektik, takımdan bahsedecektim, biraz da ağlayacaktım kulüp tarafında olduğum için ekonomiden yakınarak. Sonra o da koşarak gelecekti.

Feyyaz'la kulüpteyiz o gecenin (ayrılık açıklamasının yapıldığı gün) sabahı. Hüseyin başkan kulübü aramış, Brad Friedel Macaristan'a gelmeyecek demiş. Sonrasında bir gelişme olmuş, Samet de gelmeyecek demiş. 'Gerçekten mi?' dedim. Söyle ona basın toplantısı yapıp istifa ediyorum dedim. Feyyaz konuştu geldi, başkan 'ikisi de gidecek' dedi. Samet Aybaba artık gitmeyecek dedim. Bu büyük bir saygısızlık. Bu nasıl bir şeydir?